(13.08.12) - Sermaye hükümeti 'yargı reformu' ile 'demokrasi' aldatmacasını güçlendirmeye çalışırken sistemin gerçek yüzü bir türlü gizlenemiyor. Özel yetkili savcılıklar ve mahkemeler tarafından verilen arama, el koyma, dinleme, izleme, gözaltına alma ve tutuklama kararları 3. Yargı Paketi ile özgürlük hakimlerine devredilmişti. Fakat yasal düzenlemelerdeki boşluklardan dolayı "önleyici dinleme" adı altında yürütülen dinleme çalışmalarının kimin kontrolünde yapılacağı ortada kaldı.

İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 8 Ağustos tarihinde yaptığı teknik takip başvurusuna İstanbul 3 No’lu Hâkimlik tarafından verilen cevapla gerçek açığa çıktı. Özgürlük Hakimliği'nin dinleme kararı veremeyecek olması nedeniyle yetkili olarak ağır ceza mahkemelerinden karar çıkarıldığı, bu kararlarınsa hukuksuz olduğu ortaya çıktı.Yani 3. Yargı Paketi'nin çıktığı 5 Temmuz tarihinden beri yapılan tüm dinlemeler yasadışı.

Sermaye devletinin yarattığı yoğun baskı ve polis uygulamaları arasında yer alan “önleyici dinleme” ile herkes potansiyel suçlu/terörist ilan edilerek özel hayatları takip ediliyor. Birçok davada en temel suç delili olarak dosyaya giriyor, iki kişi arasındaki telefon görüşmesi “örgütsel diyalog” olarak lanse ediliyor. Zaten hukuksuz olan dinleme politikası şu an burjuva hukukun yasalarında olmadan da sürdürülüyor.