İktidarlarının sürpriz paketlerle yaşamın her alanını düzenlemesinde, diktatoryal gidiş, dayatma pervasızlığında dur durak yok... Kuralsız atılan yumruklarla başında yıldızlar uçuşan, aptallaşmış boşluğa bakan kör gibiyiz... Güleriz ağlanacak halimize... Daha dün sabah Ankara’nın uzman sayılan haberci-yorumcuları, “Yine anayasa paketi sorusu gelecek diye ödümüz patlıyor... Yıllardır aynı konuyu boş boş konuşuyoruz. İzleyicinin soruyu duyar duymaz, bıkkınlıkla, ilgisiz kanal değiştireceğini biliyoruz..” diye yakınıyorlardı... Siz misiniz yakınan, alın size AKP Anayasa Komisyonu Başkanı’ndan bir iki saat sonra gelen bir paket haberi daha...
Aylar yıllardır adil yargılamayı düzene sokacak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde bizi hukuksuzlukların hesabını vermekten, ağır cezalar ödemekten önemli ölçüde kurtaracak yeni yargı reformu paketini bekliyorduk ya.. AKP Anayasa Komisyonu Başkanı Kuzu müjdeyi verdi.. Üst yargı, Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay.. var olan yapılanma tümden ortadan kaldırılıyor. Tek bir düzenleme olarak temyiz sistemi geliyor... 7 üyesini, besbelli başkanlık sistemini getireceklerine güvenli, garanti sayarak başkan (geçerli olacağı düşlenen ilk isim olarak Erdoğan’ın kendisi) seçiyor. 7 üyesini de Meclis. Kalan 6 üyenin seçimi ancak üst yargı üyelerine, kurumlarına bırakılıyor. Üstüne üstlük başkan, Meclis’in seçecekleri için üst yargının kendi iç düzeni içinde seçilmiş yargıçlar, uzman hukukçularla ilgili kriterler de yok...
Türkçesi bugünün var olan üst yargı düzeni ortadan kaldırılırken yerine oturtulması düşlenen üst yargı, temyiz mahkemesi oluşumu, iktidar gücünün çoğunluk atamalı kadrolarından oluşturularak demokrasinin olmazsa olmaz, başkanlık sistemlerinde daha da önem kazanan bağımsız yargı düzeni, hukuk guguk yapılıyor. Aynı saatlerde Başbakan Erdoğan’dan dünyada bir benzeri görülmemiş, özel yetkilerle donatılmış “başkanlık sistemlerine” ilişkin yeni rest açıklamaları geliyor.. Meclis’in anayasa komisyonundaki yeni anayasa çalışmalarını “İlanihaye bekleyemeyiz. Uzlaştılar uzlaştılar... Olmadı kendi teklifimizi veririz..” diyor...
***
İleri demokrasi adına AKP iktidarına açık çek vermiş liberallerden bile -kızdırmamaya çalışan bir üslupla- itirazlar, uyarı sesleri yükseliyor... Hani AKP’nin kendi hazırladığı daha önceki anayasa çalışmaları metinlerinden yola çıkılacağı, bu arada Meclis Anayasa Komisyonu’nda bugüne kadar yapılmış çalışmalardaki uzlaşma maddelerinin ekleneceği söyleniyor ya.. İşte tam da bu anlamda, her iki çalışmanın da bugünkü anayasal düzen üzerinden yapıldığının ve başkanlık sistemine uyarlanamayacaklarının öncelikle altı çiziliyor. Daha beter yamalı bohça bir hukuk, anayasal düzen içinde çok daha büyük sorunlar yaşanacağı uyarısı öncelikle yapılıyor...
Dünyada liberal sistemler içinde başarılı geçmişi olan başkanlık sistemlerinin; çok farklı bir yapısal öz, tarihi geçmiş üzerine, gerçekten çok güçlü, işleyen, bağımsız bir yargı düzenine, güçlü meclis, yasama denetimine dayandırılmış oldukları anımsatılıyor... AKP’nin başkanlık sistemine ilişkin paketinin de dünyada benzeri olmayan, ürkütücü sonuçlar üretebilecek, özel yetkiler donanımıyla diktatoryal eğilimleri içerdiği, ağır tehditler üreteceği, olabildiğince kırıcı olmamaya çalışılarak anlatılmaya çalışılıyor.
AKP’nin Kürt sorununun çözümü siyasetiyle, siyasal İslam kimliğinde uzlaşma düşleriyle BDP’den de destek alınarak çıkarılabileceği siyasi hesapları yapılan başkanlık sistemi paketinin diktatoryal rejime geçiş niteliği yetmezmiş gibi “eskisinin hükmü yoktur” sonuçlu üst yargı sistemi, temyiz mahkemeleri düzeninde üst yargının mutlak iktidara bağımlı oluşumu işin tuzu biberi... Demokrasinin olmazları, hangi modelde olursa olsun, fiilen var olması, korunması zorunlu yasama-yürütme- yargı bağımsızlığı ilkeleri yok edilmiş olarak mutlak otoriteye, iktidarlarına bağımlı, bir benzeri gerçekten olmayan mutlak bir merkeziyetçilik düzeni, anayasal, kalıcı kılınmak isteniyor...
Hani ABD Büyükelçisi Ricciardone, uzun tutukluluk sürelerine eleştiri getirirken “Anlayamıyoruz” vurgulaması yapmış, Türk yargı sistemini ABD ve Avrupa’nın anlamasının zor olduğunun altını çizmişti ya... Ülkeyi korumakla görevli komutanların, şiddet içermeyen gösteri yapan öğrencilerin hapiste olmalarının anlaşılamaması örneklerini vermişti ya... İşin püf noktası, düzenin işleyişinin rengini açığa çıkaran turnusol kâğıtları gibi... Türkiye’de değişim ya insan hakları, demokrasi, hukuk devleti düzeninden yana yeniden uyanışla yaşanacak... Ya da “Ilımlı İslam” projesiyle Ortadoğu bataklığına, İslam dünyası içindeki diktatoryal yapılara, ırklar-mezhepler çıkmazında iç savaşlara doğru çekim sürecinden çıkış, sancılı, kolay olmayacak...
Cumhuriyet / 07.02.13