Suriyede Dera, Hama ve Humusta çatışmalar azaldığı halde neden Halepte sürüyor diye sordu Meclis Dış İlişkiler Komisyonu Üyesi Mehmet Ali Ediboğlu. Bunun yanıtı Hatayda gizli. Gizlilik lafın gelişi, yanıt herkes için malum. Lazkiyenin ışıklarının görülebildiği Samandağı sahilinde bölgenin ileri gelenleriyle sohbetteyiz. Suriyedeki ateş Hatayın her köşesinde hissediliyor. Sadece Hatay kültürel, etnik ve mezhepsel doku açısından Halepin izdüşümü olduğu için değil; sadece sınırın ötesinde düşen her can buradakilerin akrabası olduğu için de değil. İç savaşın alev topları Hatayın Suriye ile 194 kmlik sınırından aymazsa Suriye içlerine yuvarlandığı için; özellikle Sünni beldelere ya da köylere yerleşen küresel cihatçıların burayı Türkiyenin Peşaverine çevireceklerinden korktukları için
Edipoğlunun Silah ve savaşçı geçişi buradan sürdükçe savaş bitmez. Çünkü gece otobüslerle operasyona götürülen militanlar sabah geri dönüyor. Orada kalmadıkları için de temizlenmeleri mümkün olmuyor sözleri Hataylıların ortak kanaati. Yeşilpınar Belediyesinin Barışa Çığlık forumuna davetli olarak gittim ve kısıtlı zamanda hikayelerin peşine düşme ve teyit etme fırsatı bulamadım. Ama konuştuğum insanlar milletvekili, belediye başkanı, parti teşkilatı lideri, doktor, işadamı ve yerel gazeteciler... İlk bakışta şehir efsanesi izlenimi veren anlatıları onlardan da dinleyince mesele ciddiyet kazanıyor.
MİTten kimlik
Kaygıların başında yabancı savaşçılar geliyor; Hataylıları ürküten Libyalı, Pakistanlı, Afgan, Çeçenler
Parayı bastıran yabancılar Sünni bölgelerde ev kiralıyor. Yerel bir gazeteciye Yabancı varlığı biraz abartılı mı diye sordum, cep telefonundan çektiği selefinin görüntüsünü gösterdi. Uzun sarıklı, bıyıksız ve entarili selefilerin görüntüleriyle durumu karikatürize etmek niyetinde değilim. Ama mesele görüntünün ötesinde. Edipoğlu bir olay aktardı: İskenderuna bir gemi yanaştı. Yolcu gemisi değildi. 26 Libyalı geldi. İsim listesi elimizde. Bunları emniyet karşıladı. Adım adım izlettim, validen takip edilmesini istedim. Israrlı telefonlarım sonucu polisler artık bir noktada durdurmak zorunda kaldı, sorun yok deyip bıraktı. Bu kişiler Antakya Oteline yerleştirildi. Yetkililerin Gezmeye geliyorlar izahatı büyük bir gülümsemeyle karşılanıyor. Sivillerin kaldıkları dışındaki kamplar muamma. CHPli Hurşit Güneş, Barışa Çığlık etkinliğinde İzin aldığımız halde beni Apaydın kampına sokmadılar. Apaydın karanlıkta kalmamalı diyerek meseleye dikkat çekti. Anlatılanlara göre Apaydın dışında Islahiye (Antep) ve Kiliste askeri eğitim kampları var. CIA işlerini Apaydından yürütüyor. Ayrıca sınırda gizli kamplar sözkonusu. Edipoğlu kaçırılan Lübnanlıların Türkiyede tutulduğuna inanıyor: Suriyede 11 Lübnanlının kaçırılmasından 3 gün sonra Hataya özel bir uçak indi. Ankara-Hatay arasında 2-3 kez özel uçak trafiği yaşandı. MİT görevlileri uçaktakilere havaalanında yeni kimlik düzenledi. Bunların Lübnanlı rehineler olduğu söyleniyor.
Erdoganın misafirleri
Düne kadar kuş uçurtulmayan sınırda denetim hak getire. Hataylılara göre Yayladağında üç köyün yanı sıra Reyhanlı ve Altınözünden silah geçişi sağlanıyor. Ağır silahların sokulmasında Reyhanlıdaki Cilvegözü ile Kilisteki Öncüpınar kapısı tercih ediliyor. Antakyada gece ikiden sonra elektrikler kesiliyor ve camları karartılmış otobüslerle savaşçılar sınıra taşınıyor. Bu turlar gece operasyonları için... Otobüsler gidiyor bu kez ambülanslar yaralı taşımaya başlıyor. Hastanelerin durumu zaten afişe oldu. Yaralılara öncelik verildiğinden muayene sırası beklemekten yorulan halkın ayağı devlet hastanelerinden kesilmiş. Tıbbi personelin yüzde 70inin Alevi olduğu hastanelerde Alevi doktor istemiyoruz diyen muhaliflerin yol açtığı gerilimler de cabası. Konuştuğum bir doktor Kendi aralarında Alevi doktor olmasın diye konuştuklarını duydum dedi. Hastanelerde artan sorunlar nedeniyle artık bazı evler klinik olarak kullanılıyor. Özellikle ağır yaralıların tedavileri evlerde sürüyor. Halkı çileden çıkartan başka vakıalar da var: Lokantada yemek yiyip de Erdoğanın misafiriyiz, hesabı ona yaz diyenler ya da minibüse para vermeden binenler. Bir otel çalışanı bu tür olayların tekerrür ettiğini söyledi. Ama halkın sabrı taşmış durumda ve bu tür olaylar kavgalarla sonuçlanıyor. Hataylılar özelleştirilmiş bir savaşın tanıkları. Önceki gece Uzunbağda Hz. Hızırın türbesindeki yemekte ortak kaygı şuydu: Alevi, Sünni, Ortodoks Arap, Ermeni kimse Türkiyenin bu savaşın içinde olmasını istemiyor. Şimdilik aklıselim hakim ama an gelir geriye bir kıvılcım kalır. Alevi-Sünni birbirine girer. Mazallah!
Radikal / 27.08.12