Harçlar kalktı, soygun düzeni yerinde duruyor!

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • 28 Ağustos 2012
  • 08:30

(28.08.12) – Üniversitelerin açılmasına kısa bir süre kala sermaye hükümeti AKP “büyük” bir şova imza attı.

AKP'nin haftalardır altını doldurmaya çalıştığı “üniversite harçlarının kaldırılması projesi”nin, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında yaptığı açıklamayla uygulamaya konulduğu duyuruldu.

Bakanlar Kurulu'nda hazırlanan kararnamenin Resmi Gazete'de yayınlanmasıyla birlikte harçların resmi olarak kaldırılması 'müjdesi', sermaye hükümetinin bir süredir üzerinde çalıştığı sinsi planlardan biriydi. Bu uygulamayla beraber, “parasız eğitime geçiliyor” yanılması yaratılmak isteniyordu.

İkinci öğretimde harca devam...

Burjuva medya eliyle şişirilen harçların kaldırılması uygulaması, daha ilk aşamasında eğitimde fırsat eşitsizliğinin, ayrımcılığın süreceğinin göstergesi oldu. Harçların kaldırılması kapsamına dahil edilmeyen ikinci öğretim ve uzaktan eğitim öğrencilerinden öğrenci katkı payı alınmaya devam edilecek. İkinci öğretim ve uzaktan eğitimde zaten normal harçtan çok daha fazla para veren öğrencilerin kapsam dışında bırakılması bile yaratılan sahte görüntüyü açığa çıkarıyor.

1 milyon 524 bin 380’i birinci öğretim, 1 milyon 951 bin 494’u açık öğretimde olmak üzere toplam 3.5 milyon öğrenciden harç alınmayacak.

Eğitimde ticarileşmeyi baz alan sermaye hükümetinin harçları kaldırmasını “parasız eğitim” olarak yansıtma çabası esasta eğitimdeki ticarileşmenin ulaştığı boyutu gösteriyor. Har(a)çlar paralı eğitimin sembolü olsa da gelinen noktada üniversite eğitiminin tüm adımlarında ticari bir ilişki şekillenmiş durumda. Bugün üniversite kayıtlarında öğrenci katkı payı olarak adlandırılan harçlar en küçük paya inmişken, harçların kaldırılması paralı eğitim politikasına etki etmeyecektir.

Eğitimde ticarileşme sürecek

Harçların kaldırılmasının tozu dumanı arasında yeni ticari eğitim uygulamaları devreye sokulacak, eğitim bir adım daha özelleşecektir. Bugün üniversite öğrencileri için paralı eğitim sadece harçları değil, yurt-barınma masraflarından ulaşım-yemek masraflarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır. Birçok ilde yemekhane boykotlarından ulaşım eylemlerine konu olan bu sorunlar paralı eğitim kapsamında tanımlanmadıkça ve çözüm alternatifleri sunulmadıkça tüm iddiaların boş ve asılsız olduğu açıktır. İhaleler ve özel şirketlere devirlerle kapsamı genişletilen ve soygun düzeninin hüküm sürdüğü bu alanlar var oldukça parasız eğitim hayaldir.

Harçların kaldırılması lütuf değil!

Keza bir lütuf gibi sunulan harçların kaldırılması uygulamasının, en temel eğitim hakkının doğal bir gereği olduğunun altını çizmek gerekiyor. Bugüne kadar bu hakkın gasp edilmiş olması, uygulamasının sağlanmaması yerine kaldırılması “değişim” olarak yansıtılıyor. Devletin sağlamakla yükümlü olduğu sorumlulukları sermaye için gasp etmesi, uygulamaması ve bunlar arasından en ufak hak kırıntılarını 'bahşetmesiyle' düzene itaat eden bir toplum ve öğrenci gençlik yaratılmak isteniyor.

Gençliğe geleceksizliği vaat eden sermaye hükümeti diğer yandan üniversiteleri gelir kapısı olarak görmekte ve gençliğin üniversitelere gidişini sürdürmek istemektedir. “Her ile üniversite” projeleri ve üniversite harçlarının kaldırılması birbirinden bağımsız değildir. Daha fazla genç diplomalı işsiz, nitelikli ucuz işgücü olmak üzere yüksek öğrenime çekilmek isteniyor.

Harçların kaldırılması da bunun için yaratılan bir reklam kampanyasıdır. Geçmiş dönemlerde öğrenim kredisiyle yaratılmak istenen algı bugün harçların kaldırılması üzerinden sürdürülüyor. Kredilerde olduğu gibi kaldırılan harçlarda da üniversite öğrencilerinin ekonomik sıkıntıları çözülmeyecek sadece farklı biçimler kazanacaktır.

Sermayenin yeni dönemle birlikte kapsamlı saldırı programlarını planladığı bir süreçte gençliğin kontrol altına alınması için bir yandan 'lütuflar' sunulurken diğer yandan baskı tırmandırılıyor. Yeni YÖK yasasının gündemde tutulduğu bir süreçte ilk adım harçların kaldırılmasıyla atılmış bulunuyor. Sermaye hükümeti AKP'nin yaratmak istediği yanılsamalar ve ham hayallere karşı gelecek ve parasız eğitim şiarlarını daha gür haykırmalı, mücadele saflarını hazırlamalıyız. Bugün verilen sınırlı hak ve özgürlüklerin de gençliğin mücadelesinden duyulan korkunun ürünü olduğunu bir an olsun aklımızdan çıkarmamamız gerekiyor.