Haklarımıza ve sözleşmemize sahip çıkalım...

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • 13 Ağustos 2012
  • 11:51

Gücümüzü yetkilerden değil haklı, fiili-meşru mücadelemizden alırız!


Metal işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarının belirleneceği 2012-2014 MESS Grup TİS sürecine kısa bir süre kaldı. Bu toplu sözleşme sürecinin en kritik yanlarından birini de yetkilerin belirlenmesi oluşturuyor. Sermaye, işçi sınıfının elinde kalan son haklarına el koymak ve sınıfın örgütlülüğünü dağıtmak için her türlü saldırganlığa başvuruyor. Yasalar yoluyla da yaptıklarına yasal kılıflar giydirmeye çalışan sermaye, sendikaların içine düştüğü belirsizlik durumunu avantaja dönüştürerek grev ve toplu sözleşme hakkını fiilen ortadan kaldırdı. Şu anda metal işçileri de dahil olmak üzere yüzbinlerce işçi sendikalı olmalarına rağmen toplu sözleşme hakkını kullanamamaktadır. Bedeller ödenerek kazanılmış olan haklarımız, sermaye-hükümet-koltuk sevdalısı sendika bürokratlarının birlik çemberinde öğütülüyor.

Önümüzdeki toplu sözleşme süreci özellikle geçen sözleşme sürecinin birikimleri üzerinden birçok dengeyi içinde barındırdığı gibi metal işçilerinin mücadelesi açısından dengelerin değişeceği potansiyelin açığa çıkabileceği olanakları da barındırmaktadır. Hak gasplarının gölgesinde ilerleyecek bir toplu sözleşme süreci, işçi sınıfının kazanılmış haklardan elde kalanlarının çok hızlı bir şekilde hiç edilmeye çalışıldığı da bir dönem. Kıdem tazminatına el konuluyor, kiralık işçi bürolarının açılması ile iş güvencesi tamamen ortadan kaldırılacak, sendikal örgütlülük büyük bir tehdit altında, işçi sınıfının grev hakkı ortadan kaldırılmaya çalışılıyor ve birçok saldırı daha kapıda...

Toplu sözleşme süreci hak gasplarına karşı bir duruş, insanca çalışma ve yaşam koşullarının sağlanmasını sağlayacak bir mücadele süreci olmalıdır. Bu süreçte vahim olan şudur ki sendika yönetimleri ve temsilcilikler beklemeci bir tavırla hareket etmektedirler. Toplu sözleşme sürecine dair herhangi bir adım atmak için önce yetkilerin belirlenmesi gerektiği yönünde bir yaklaşımla hareket edilmektedir. Sermaye zaten belirsizlik yaratarak bir kölelik sözleşmesine daha imza atmanın planlarını yapmaktadır. Sendikaların, devletin yetkileri yasallaştırma yanılsamasına kapılmadan hakları korumak ve MESS Grup TİS sürecinden metal işçilerinin kazanımla çıkabilmesi için fiili-meşru bir kanaldan mücadelenin yolunu açmaları gerekmektedir.

2012-2014 MESS Grup TİS sürecinde metal işçilerinin insanca çalışma ve yaşam koşullarını sağlayacak taleplerinin yer aldığı bir toplu sözleşmeyi kazanmak, MESS'ten ve Türk Metal'den hesap sormak için yetkilerin belirlenmesine takılmadan fabrikalardan, sokaklardan süreç örülmeye başlanmalıdır. İşçilerin süreçle ilgili bilgilendirilmesi için eğitimler yapılmalı, tabanın iradesi ve yürütülen tartışmalarla bir an önce taslaklar hazırlanmalıdır. Geçen toplu sözleşme sürecinde Birleşik Metal Sendikası'nda örgütlü fabrikaların ortaya koyduğu grev iradesi, Bosch ve Cengiz Makine işçilerinin Türk Metal esaretinden kurtuluşunun yarattığı bir moral üstünlük var. Bu adımlar sadece MESS kapsamındaki metal işçilerini değil örgütlü, örgütsüz tüm işçileri etkiledi. Ve aynı şekilde bu sürecin mücadeleci bir çizgide ilerlemesi ve kazanımla sonuçlanması metal işçileri başta olmak üzere tüm işçileri etkileyecektir. Bu sorumluluğun bilinciyle metal işçileri, fabrika temsilcileri, sendika yönetimleri, işçi sınıfından ve emekten yana olan tüm kesimler ortak bir zeminde gücü büyütmeli ve fabrikalardan doğru yükselen sokağın sesini yükseltmelidir.

Metal İşçileri Birliği, metal işçileri başta olmak üzere tüm işçilere, sendikalara ve emekten yana ilerici-demokrat kamuoyuna sürecin sorumluluğu çerçevesinde bir kez daha çağrısını yineliyor:

*Sermaye ve hükümeti keyfi tutumlarıyla yasalarda oynamalar yapmaktadır. Bedel ödenerek kazanılmış haklarımızı sermayenin rahatından hiç etmemesi için yine geçmişteki gibi kararlı, gerekirse bedel ödemeyi göze alan bir inançla hareket edilmelidir.

*Barajın ne olacağı, sözleşme kapsamında kimlerin olacağı şeklindeki pazarlıklar tümüyle reddedilmelidir. Pazarlıksız biçimde işçi sınıfının sendikal hak ve özgürlüklerinin önündeki tüm engeller kaldırılmalı, lokavt yasaklanmalıdır.

*Sermaye ve hükümetin, gerçekleştirdiği fiili gasp karşısında fiili-meşru mücadele yolu tutulmalıdır. Yasaların sınırını ve kapsamını belirleyen hep mücadelenin seyri olmuştur. Bu nedenle haklı meşru taleplerimizi belirlemeli, MESS ve sermayenin karşısına çıkmalı, haklarımızı söke söke alacak ve gerekirse grev hakkımızı kullanacak bir iradeyle davranmalıyız.

Metal İşçileri Birliği

13.08.12