Gelin canlar bir olalım!

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • Eylem ve etkinlikler
  • |
  • 16 Ağustos 2012
  • 11:43

Emperyalist savaşa, kapitalist sömürüye, faşist saldırılara karşı birleşik direnişi yükseltelim!


Suriye’ye yönelik savaş tehditleri artıyor. Emperyalist savaşa destek veren AKP iktidarı ekonomik ve sosyal yıkımı derinleştiriyor. İçerde Kürt halkına, Alevilere yönelik faşist saldırganlık büyüyor. Malatya’da Alevilere yönelik saldırılar bunun örneğidir. Tırmandırılan kirli savaş ırkçı-faşist saldırganlık bunun göstergesidir.

Kardeşler!

ABD emperyalizminin Suriye halklarına yönelik savaş tehditlerine Türkiye-Suudi Arabistan-Katar devletleri kayıtsız şartsız destek veriyorlar.

Emperyalistler ile “müslüman” suç ortaklarının, yani “aktif tetikçilerin” ülkeleri nasıl “özgürleştirdiklerini” anlamak için Afganistan, Irak ve Libya’ya bakmak yeterlidir. Afganistan’ı ortaçağ karanlığının dibine kadar süren emperyalist işgal bu ülkede yaşayan halkların hayatını tam bir cehenneme çevirmiştir. İşsizlik, yoksulluk, açlık ayyuka çıkmıştır.

Afganistan'a havadan yağdırılan bombalar nedeniyle, ülke boydan boya harabeye dönüşmüştür. Irak işgalinde 1,5 milyon insan hunharca katledilmiştir. Yüzbinlerce kadın dul, milyonlarca çocuk yetim kalmıştır. Milyonlarca insan yerini yurdunu terk etmiştir. Bu tablo emperyalistlerin ve suç ortaklarının vaat ettikleri özgürlüğün resmidir.

Sermayenin ve emperyalizmin hizmetindeki AKP iktidarı daha şimdiden Suriye işgaline karşı çıkanları “Baasçı” olarak ilan etmeye başladı. AKP’nin tek bir derdi var: Suriye’yi de tıpkı Afganistan ve Irak gibi kan gölüne çevirmek! Dinci-Amerikancılar aynı zamanda Suriyeli Kürtler’in özerklik ilan etmelerinden rahatsızlar ve bu gelişmeyi bir an önce boğmak istiyorlar.

Şimdi emperyalistlerin ve işbirlikçilerinin savaş ve katliam dayatmasına karşı işçilerin birliği halkların kardeşliği bilincini kuşanıp mücadele bayrağını yükseltme günüdür. Mazlum Suriye halkının ve ezilen Ortadoğu halklarının yanında yer alma günüdür.

İşçiler, emekçiler!

AKP iktidarı her türden örgüte, örgütlülüğe, emeğe, emekçilere, kazanılmış haklara, hak arama mücadelelerine, emeğin bilinçli işçilerine düşmanlıkta sınır tanımıyor. AKP bir yandan sadaka kültürünü yaygınlaştırıyor. Öte yandan patronun bir dediğini iki etmeyen, çalışma koşulları ile ilgili hiçbir itirazda bulunmayan, sermayeye biat eden işçi istiyor.

AKP iktidarı kıdem tazminatlarını gasp etmeye hazırlanıyor. Böylece patronlara hem yeni rant alanları açmak istiyor, hem de işçilerin kölelik zincirlerini daha da kalınlaştırmak istiyor. Aylardır sendikaların yetkilerini onaylamayarak, sendikalara saldırılar karşısında tam bir teslimiyeti dayatıyor.

Gün kıdem tazminatlarımıza sahip çıkma, ekonomik ve sosyal yıkım programını boşa çıkarmak için genel greve hazırlanma günüdür.

Alevi/Kürt emekçiler, kardeşler!

Devlet tüm mekanizmalarıyla Kürt halkının ve Alevilerin talepleri için verdikleri mücadeleyi boğmak için çaba gösteriyor. Kirli savaş daha da derinleşiyor. Açılımdan bahseden AKP iktidarı Kürt halkına saldırıda sınır tanımıyor. Sokak infazları, tutuklama terörü sürüyor. Yaklaşık 9 bin Kürt emekçisi, aydın ve akademisyen AKP iktidarının gazabına uğrayıp tutuklandı. Halkın oyları ile seçilen milletvekillerinin tutukluluğu sürüyor.

Ramazan orucu tutmamaları nedeniyle Aleviler sürekli olarak ötekileştirildiler, horlandılar baskılara ve şiddete maruz kaldılar. Sürgü Beldesi’nde yaşananlar bu bildik gerçeğin yeni bir örneğidir. Alevilere yönelik saldırıyla ilgili olarak devlet erkanı yapılanları inkâr etti. Dahası katliam provasını sahiplendi.

Devletin tarihi Alevilere yönelik katliamlarla doludur. 12 Eylül öncesinde gerçekleştirilen Maraş ve Çorum katliamlarında icracı rol oynayan gericiler ve faşistler hep devlet tarafından korundular. Sivas Katliamı sonrasında dönemin devlet erkanından gelen açıklamalarda da katliamın inkarı ve katiller sürüsünün sahiplenilmesi anlayışı öne çıkmıştı.

Gün AKP iktidarının Kürt halkına ve Alevilere yönelik faşist saldırılara karşı topyekûn mücadele etme günüdür.

Gelin canlar bir olalım! Devrim ve sosyalizm kavgasını büyütelim!

Aleviler, cemevlerinin yasal statüye kavuşturulması, zorunlu din dersi işkencesinin son bulması, Alevi köylerine cami yapılmaması, devletin Aleviliği tanımlama yaklaşımının son bulması, Tekke ve Zaviyeler Kanunu’yla ellerinden alınan Hacı Bektaş Dergahı’nın ve diğer Alevi mekanlarının sahiplerine iade edilmesi, katliamların hesabının sorulması, özgürlük ve gerçek laikliğin sağlanması, kimliklerinin kabul edilmesi, bunun gereği ve doğal sonucu olan haklarının teslim edilmesi, inanç ya da öğretilerinin gereği olan etkinliklerin özgürce yerine getirilmesi ve buna saygı duyulması için topyekûn mücadeleyi yükseltmelidirler.

Aleviler mücadele etmeden burjuvaziden demokratik haklar konusunda adım atmasını beklememelidir. Zira onların amacı hak ve özgürlükleri genişletmek değil sömürü düzenlerinin devamını sağlamaktır. Alevi emekçiler, sahte demokratların ve laiklik tüccarlarının yarattığı yanılsamaları bir kenara iterek devrimci işçi sınıfının saflarında mücadeleye katılmalıdır. Gerçek anlamda özgürleşmek ve hakları güvence altına almak için devrim ve sosyalizm mücadelesini büyütelim!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu