GDO muamması - Nihal Kemaloğlu

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 18 Ağustos 2012
  • 04:30

Ülkemizde ithal izni verilen 32 GDO'lu yemden sonra Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF), gıda amaçlı 29 adet GDO'lu ürün için başvuruda bulunmuştu.
Ve Tarım ve Hayvancılık Bakanı, 17 Temmuz'da 'Bizim mevzuatımızda GDO'lu ürün yok, sıkı denetim var, mümkün değil' derken Biyogüvenlik Kurulu gıda ürünlerinde kullanılacak 3 GDO'lu soya çeşidine yalnızca 'tam rafine yağ üretimi amaçlı' ithal edilebileceği kararına varmıştı bile.
GDO'lu soya ithaliyle ilgili  Biyogüvenlik Kurulu'nun internet sitesi 22 Ağustos'ta kamuoyu görüşlerine açılmıştı ama KPSS sınav kitapçığından farksız 'Kamuoyu Görüş Bildirme Formu' metnine vatandaşların erişimi ve görüşlerini beyan etmesi neredeyse imkansızdı.
Sonuç olarak Greenpeace'in başlattığı 'Markanıza GDO bulaştırmayın! Yemezler' kitlesel kampanyası sonucu önceki gün TGDF, 'kamuoyu hassasiyetini' göz önüne alıp 29 GDO'lu ürünle ilgili yaptıkları başvuruyu geri çektiklerini açıkladı.
Ayrıca TGDF, 29 GDO'lu ürünle ilgili  Biyogüvenlik Kurulu'na 'onaylanması değil tanımlanması için' başvurduklarını belirtti.
Gıda devlerinin GDO'lu ürün ithaliyle geri adam attığı ülke konjonktüründe, bir hafta önce Türkiye Mahsulleri Ofisi'nin (TMO) Mersin'deki 700 bin tonluk silolarında ithal 'GDO'lu buğday' haberi çıkmıştı.
Ve GDO hassasiyeti yüksek kesimlerde beklenen tepkiyi de yaratmamıştı.
Yurt Gazetesi'nden Caner Taşpınar'ın haberinde Mersin silolarındaki ithal buğdaydan alınan örneklerin özel bir laboratuvarda analizleri sonucunda 'GDO' tespit edilmişti.
Taşpınar'ın haberinden sonra TMO yetkilileri 'skandalın' büyümemesi için numune alımını durdurmuştu.
Gözler Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'na çevrilmiş ve Tarım ve Hayvancılık Bakanı'nın GDO'lu ürün ithalatıyla 'Benim kişisel kanaatim, ben karşıyım' beyanatı doğrultusunda bakanlığın 'Mersin TMO silolarında GDO'lu çıkan buğdaya' ilişkin açıklamasını bekliyorduk.
Türkiye Tohumcular Birliği Başkan Yardımcısı, 'Türkiye gelişmeye çalışıyor, birileri bunu engelliyor' derken, Türkiye Fırıncılar Federasyonu'ndan yetkililerin 'örnekleri alınan buğdaylar, GDO denetimi başlamadan iki yıl önceden kalmış olabilir' değerlendirmeleri de sanki GDO'lu buğday haberi yapmanın suç olduğunu ima ediyordu.

Ya da geçmişte devletin ithal edip silolarda istiflediği GDO'lu buğdayların piyasalara dağıtılıp ekmek yapıldığını düşündürüyordu...

Tarım Bakanlığı Basın Müşavirliği, 'İncelemeler tamamlanınca açıklama yapılacağını' söylemişti.

Umarız  Gana, Zambiya, Cezayir ve Tayland dahil dünyada 160 ülkede 'GDO'lü ürün yasaklanmışken', devletin ithal ettiği buğdayda GDO'yla karşılaşmayız.
Ve GDO'lu yemle beslenen hayvanlardan elde edilen ürünlerin de üzerinde GDO ibaresini görmeden ve Bakan'ın şahsi kanaati ya da Biyogüvenlik Kurulu'nun onayına tabi olmadan, yasal mevzuata açıkça koyulmuş 'GDO'lu ürün/yem/tohum yasak' ifadesiyle GDO kolonisi olma tehdidini kesinlikle aşamayacaktık...

Ankara'da lobicilerin eksik olmadığı, GDO tekellerinin bürokratik, medyatik, akademik yakın markajındaki Türkiye'nin, GDO ile muammalı ilişkisi sürüyor...

Akşam / 18.08.12