(22.08.12) - Hapishanelerdeki tecrit politikasının bir ayağını da koyu sansür uygulamaları oluşturuyor. Bu kapsamda, sol-sosyalist dergi ve gazeteler tutsaklara ulaştırılmıyor.

Sermaye hükümeti AKP'nin Adalet Bakanı Sadullah Ergin, sorulan bir önergeye cevap verirken tecrit politikasının hapishanelerde keyfi bir sansür yarattığını da itiraf etti. Düzen partisi CHP'nin Malatya Milletvekili Veli Ağbaba tarafından cezaevlerine kitapların girişi, internet kullanımı, hükümlülerin tez ve kitap yazımı için gerekli kitapları temini hakkında sorulan soruya Ergin şöyle cevap verdi:

“Hükümlü ve tutuklulara posta yoluyla gelen veya ziyaretçileri tarafından getirilen ya da sevkle gelen, onların refakatinde getirdiği süreli ve süresiz yayınlar denetime tâbi tutulmaktadır. İçeriğinde yasa dışı örgütleri ve bu örgütlerin yasa dışı davranış ya da eylemleriyle bu tür eylemlere katılanları övücü veya hükümlüyü suça teşvik edici ve kurum görevlilerini hedef gösterir tarzda ibareler içeren, örgütsel haberleşme niteliği taşıyan, topluma yeniden kazandırma çalışmalarını olumsuz etkileyen, örgütsel dayanışmayı artırıcı ve ceza infaz kurumu ile görevlileri hakkında yalan yanlış bilgi içeren, tehdit ve hakaret ihtiva eden, dolayısıyla kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren süreli ve süresiz yayınlar hakkında ceza infaz kurumu eğitim kurulu kararıyla kısıtlama getirilebilmektedir.”

Bakanın açıklamalarında da ifade edilen soyut yargı ibareleri hapishane idarelerinin elinde birer ceza uygulamasına dönüşüyor. Cezaevi idareleri istediği yayını “örgütsel dayanışmayı artırıcı” kategorisine alarak engellemektedir.

Ergin, hapishanelerdeki uygulamalara itiraz hakkı olduğunu belirterek işleyişin demokratik olduğunu savundu.

Fakat işleyişte itiraz hakkı infaz hâkimliği nezdinde şikâyet, infaz hâkimliği kararına karşı da ağır ceza mahkemesi nezdinde itiraz hakkı olarak bulunsa da düzen kurumları sansür ve tecrit politikalarını sürdürüyor.