Emperyalist savaşa ve ırkçı-faşist saldırganlığa karşı 1 Eylül'de alanlara! - BDSP

  • Arşiv
  • |
  • Sol Hareket
  • |
  • 27 Ağustos 2012
  • 14:08

Emperyalist savaş ve saldırganlığın tırmandırıldığı, halklar arasında düşmanlığın kışkırtıldığı, bu temelde etnik-mezhepsel çatışmaların körüklendiği bir dönemden geçiyoruz.

Afganistan, Irak ve Libya'nın ardından Suriye topakları emperyalist savaş ve saldırganlığın hedefi haline getirilmiş bulunuyor. Gelinen aşamada emperyalist merkezler Suriye'deki dayanakları üzerinden kirli bir iç savaş yürütüyor. Bir tarafta ABD güdümlü sözde “özgür” Suriye ordusu, öte tarafta gerici Baas rejimi, emperyalistler hesabına yürüttükleri bu savaş üzerinden Suriye'yi kan gölüne çevirmiş durumda. Son bir yıldır Suriye merkezli yaşanan bu gelişmeler, emperyalist güçler arasında var olan hegemonya krizini derinleştiriyor, çelişkileri keskinleştiriyor ve içerisinde yer aldığımız coğrafyayı hızla bölgesel bir savaşa doğru sürüklüyor.

Suriye sürecinde ABD emperyalizminin hesabına aktif tetikçik misyonuyla hareket eden sermaye devleti içeride de Kürt halkına yönelik ırkçı-şoven saldırganlığı her geçen gün tırmandıran bir politika izliyor. Bu çerçevede Kürt halkını ve hareketini hedef alan saldırılara her geçen gün bir yenisi ekleniyor. Kirli savaş yöntemlerini yoğun bir şekilde kullanan, köyleri boşaltıp ateşe veren, gerillaya karşı imha saldırıları düzenleyen Türk sermaye devleti, akıttığı şovenizm zehri ile de emekçileri Kürt halkına düşmanlaştırmaya çalışıyor.

Bu tabloyu Alevi emekçilere yönelen faşist saldırılar tamamlıyor. Dört bir yanda Alevi emekçilerin evleri işaretleniyor, dernekleri kundaklanıyor, tehdit mektupları bırakılıyor. Bu kirli politikalarla emekçiler mezhepsel farklılıkları üzerinden karşı karşıya getirilmek isteniyor.

2012 1 Eylül'ünü böylesi bir atmosfer içerisinde karşılıyoruz. Emperyalist savaş çığırtkanlığının kulakları tırmaladığı, Kürt ve Alevi emekçilere yönelen faşist saldırıların dizginlerinden boşaldığı bir dönemde işçi-emekçi kitlelerin emperyalist savaş ve saldırganlığa, ırkçı-şoven kudurganlığa karşı mücadele sahnesindeki yerini alması büyük bir önem taşıyor. Zira tarihsel deneyimler, emperyalist savaş ve saldırganlığın ancak işçi sınıfı ve emekçilerin birleşik devrimci mücadelesiyle durdurulabileceğini, gerçek anlamda barışın ancak devrim ve sosyalizmle mümkün olacağını tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır. Geçtiğimiz yüzyılda insanlığa büyük acılar ve yıkım getiren birinci ve ikinci emperyalist paylaşım savaşını durduran yine işçi sınıfı ve onun devrimci mücadelesi olmuştur. 2. Emperyalist Paylaşım Savaşı'nın başlangıç tarihi olan 1 Eylül 1939'un, Dünya Barış Günü olarak tanımlanması yine Sovyet insanının Alman emperyalizmini büyük bir direnişle yenilgiye uğratması sayesinde gündeme gelmiştir.

Sınıf devrimcileri olarak, bu gerçeklikten hareketle işçi sınıfını ve emekçileri emperyalist savaşa, ırkçı-faşist saldırganlığa karşı “işçilerin birliği, halkların kardeşliği” şiarı etrafında yan yana gelmeye, bağımsız devrimci sınıf tutumu etrafında birleşerek 1 Eylül'de alanlara çıkmaya çağırıyoruz.

Ya barbarlık içerisinde çöküş, ya sosyalizm!

Çözüm devrimde, barış sosyalizmde!


Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP)

27.08.2012