Emperyalist savaş aygıtı NATO'nun kanlı tarihi

  • Arşiv
  • |
  • Gençlik Hareketi
  • |
  • Liseli Gençlik
  • |
  • 10 Ocak 2013
  • 11:57

NATO 4 Nisan 1949’da ABD emperyalizminin öncülüğünde “Sovyet tehdidine” karşı kurulan bir saldırı ve savaş örgütüdür. Kurulduktan sonraki ilk askeri müdahaleyi Kore’ye yaparak bu ülkenin halklarını ikiye böldü. Bu savaşa Türkiye de asker göndererek oradaki kardeş halkların katledilmesini ortak oldu. Kirli ve kanlı bir tarihe sahip olan NATO kurulduğu andan itibaren işçi sınıfına, emekçilere ve ezilen halklara karşı bir suç makinesi gibi çalışarak emperyalizmin dünya hakimiyetini sağlamak için sayısız operasyona imza attı. Dünyanın dört bir yanında kurduğu kontrgerilla örgütleri aracılığıyla yükselen devrimci muhalefeti bastırmak uğruna kanlı operasyonlar tertipledi. İşçi emekçilere ve devrimcilere karşı sistematik bir biçimde katliamlara ve provokasyonlara başvurarak, askeri darbeler örgütleyerek yükselen devrimci muhalefeti bertaraf etmeye çalıştı.

NATO İtalya’da Gladio, İspanyada “anti terör kurtarma grubu (GAL) Almanya’da anti komünist saldırı birliği, Belçika’da Glavie (Kılıç), Yunanistan’da Sheepskin gibi isimlerle kurduğu gizli örgütler aracılığıyla sayısız cinayet ve katliamlara imza attı. Kurulan bu kontrgerilla örgütlerinden İtalyan Gladiosu sicili en kabarık kontrgerilla örgütlerinden biridir. Yapılan bir araştırmaya göre İtalya’da 1969-80 arasında 4.298 terör olayı meydana geldi, yürütülen soruşturmaların sonucunda ise bunların önemli bir bölümünün Gladio tarafından gerçekleştirildiği ortaya çıktı.

Şili’de emperyalist isteklerini yerine getirmeyen Allende hükümetini devirmek için önce yıllardır yapılan yardımlar kesildi ardından ülkedeki faşist yapılanmalara maddi destek sağlanarak karşı devrimci güçler bizzat örgütlenerek faşist askeri bir darbe gerçekleştirildi. Şili’de yapılan askeri darbede yüzbinlerce kişi öldürüldü. İnsanlar futbol sahalarına doldurularak toplu olarak katledildiler. Çünkü Allende ülkedeki Amerikan şirketlerine ait olan bakır madenlerini kamulaştırmıştı. Şilinin yanı sıra NATO ve CIA ortak şekilde birçok Latin Amerika ülkesinde benzer müdahalelerde bulunarak her biri birbirinden kanlı ve gaddar faşist askeri darbeler gerçekleştirdi.

Ülkemizde ise 60 yılardan itibaren NATO eliyle kurulan kontrgerilla örgütlenmeleri aracılığıyla bir çok cinayet, katliam ve provokasyon gerçekleştirildi. 6-7 Eylül olaylarından, 16 Mart ve Bahçelievler katliamına 77 1 Mayıs katliamından Maraş katliamına kadar çok sayıda kirli ve kanlı olay gerçekleştirildi. İşkenceler, gözaltında kayıplar, faili meçhul cinayetler sistematik bir biçimde örgütlendi.

NATO ilk kurulduğunda yapılan propagandada bu kuruluşun sadece Sovyet tehlikesine karşı kurulduğu yönündeydi. Ama Sovyetler yıkıldıktan sonra da NATO varlığını sürdürdü. Sovyetlerin dağılmasının hemen ardından Yugoslavya’ya yönelik kanlı bir operasyon gerçekleştirdi. Sırpların Avrupa’nın göbeğinde yaptığı kanlı katliamı görmezden gelerek istediği ortamın oluşmasını bekledi. Gerici milliyetçi odaklar desteklenerek yılarca kardeşçe yaşamış olan halklar birbirine boğazlatıldı. Ardından ise NATO devreye girip müdahale ederek Yugoslav topraklarını emperyalistlerin çıkarlarına göre şekillendirdi.

11 Eylül saldırılarının ardından ise Amerikanın ikiz kulelerine yapılan saldırılar bahane edilerek yoksul bir ülke olan Afganistan yoğun bir biçimde bombalandı. Ardından ise işgal edildi. NATO tarafından gerçekleştirilen Afganistan işgali hala devam ediyor. Türkiye de sözde barış günü olarak bu ülkede asker bulunduruyor.

NATO nun son icraatı ise bilindiği gibi Libya oldu. Libya halkını sözde diktatörlükten kurtarmak adına günlerce Libya ya bomba yağdırılarak kitlesel katliamlar gerçekleştirildi. Ardından ABD kuklası yeni bir yönetim oluşturuldu. Türkiye ise sadık bir uşak olarak Libya’nın bombalanmasında rol aldı.

Bu kanlı emperyalist savaş örgütü şuan yine savaş hazırlıkları yapıyor. Şimdi de bizi NATO Suriye’ye barış getirecek, özgürlük getirecek yalanlarına inandırmaya çalışıyorlar. ABD emperyalizminin çıkarları doğrultusunda hareket etmeye pek hevesli olan AKP iktidarı yalanlar eşliğinde halkı kandırarak, ülkemizi emperyalistler için savaş üssü haline getirmek istiyor. İşgal orduları özgürlük orduları olarak lanse ediliyor. “diktatörlükten kurtarmak” “özgürlük ve demokrasi getirmek”  yalanları eşliğinde ülkeler yakılıp yıkılarak işgal ediliyor. Ve bu yağmaya talana yeni ülkeler yeni halklar eklenmek isteniyor.

Dün Afganistan’ı bombalayarak işgal eden, Libya’yı bombalayarak Libya halkını katleden ve ABD emperyalizmi adına kukla yönetimler kuran bu savaş çetesinin bundan sonra yapacakları da yaptıklarından farklı olmayacaktır.

Bize de düşen görev ise emperyalist devletlerin ve NATO’nun saldırılarına karşı, halkların kardeşliği için liselerimizde anti-emperyalist mücadeleyi yükseltmektir.

(Liselilerin Sesi, sayı 48, Ocak 2013)