Emekçiler festivali değerlendirdi...

  • Arşiv
  • |
  • Kültür-Sanat
  • |
  • Etkinlik
  • |
  • 09 Ağustos 2012
  • 14:51

(09.08.12) - Başarıyla gerçekleştirilen 9. Mamak Kültür-Sanat Festivali’ne katılan işçi ve emekçiler festivale ilişkin görüş ve önerilerini gazetemizle paylaştılar.

Abdullah Çelik (TOGO işçisi): TOGO’da direniş şu anda 99. gününde. Karşı taraftan hiçbir görüşme, geri adım, iletişim yok. Direnişimiz sürüyor. Kanunların çıkmasını bekliyoruz şu anda, sendikalar kanunu. Beklemedeyiz yani. O çıksa daha farklı işlemlere gireceğiz. İki bayram arası daha pozitif çalışmalarımız olacak. Mesela, sendikamızın önerdiği girişken, atılgan eylem biçimleri var. Eğer karşı taraftan talep yoksa, almayı düşünmüyorsa ona göre hareket edeceğiz. Festival çok güzel. Talepleri var. Biz de burada derdimizi anlatacağız halka. İnşallah anlarlar.

Zeynel Hakverdi (Emekli): Daha önce bir kez daha etkinliğe katılmıştım. Etkinlikleri seviyorum. Ne kadar faydalı olursa, mutlu oluruz. Bu tür etkinlikler, eylemlerin sürekli olması her zaman iyidir. Öyle olmasa bizi istedikleri gibi oynatmaya çalışıyorlar. İnşallah buna gençlik müsaade etmeyecek diye düşünüyorum. Biz de destek olacağız, emekli olduk diye köşemize çekilmeyeceğiz. Her zaman böyle etkinlikler olsa sevinirim.

Nazire Ertürk (Fotoğrafçı): 3 yıldır burada oturuyorum. 3 yıldır da festivale katılıyorum. Tebrik ediyorum İşçi Kültür Evi’ni. Harika, çok güzel. Yoksulluğa, yozlaşmaya karşı kültürel anlamda, halkların birliği kardeşliği için her dilden, her dinden, her mezhepten insan bir araya geliyor. Bunlar ezilen insanlar, bu sınıfın insanları. Çok gurur duyuyorum. İzlerken de gurur duyuyorum. Bütün çalışanlara, emeği geçenlere teşekkür ediyorum.

Veli Beysülen (DİSK/Emekli Sen Genel Başkanı): Festival oldukça önemli bir organizasyon. Ankara 18 yıldır bir yönetim anlayışının altında. Yani Melih Gökçek ekibinin anlayışıyla yönetiliyor. Ankara kültür ve sanat yönünden yozlaştırılıyor. Ben İşçi Kültür Evi’ne şunu öneriyorum. Bu festivali Ankara Sanat ve Kültür Festivali haline getirelim ve Ankara’nın değişik bölgelerine daha uzun süreli -bir ay olabilir, 15 gün olabilir- ama her gün başka bir alana, başka bir yere, yani Ankara’nın başka bir semtinde bir etkinlik olarak düzenleyelim. Bence bu daha doğru olur. Çünkü Ankara’yı yeniden kültür ve sanat merkezi haline getirmek gerektiğini düşünüyorum. 1980 öncesi Ankara kültür ve sanat yönünden çok güçlüydü, ancak Ankara gerçekten son yıllarda çok çoraklaştı. Bu alanda ben bu festivalin bu işlevi görebileceğine inanıyorum ve bu konuda bir önerim olacak. Bu festivali de önemsedim gerçekten. Tabii ki Ankara demokratik güçleriyle birlikte örgütleyelim bunu. Yani bunu  önerirken sadece İşçi Kültür Evi yapsın demiyorum. Bunu Ankara demokratik güçleriyle birlikte Ankara sanat kültür festivali haline getirelim.

Yani birgün burada yapıyorsak, ertesi gün başka bir yerde yapalım. Batıkent’te yapalım, Çay Yolu’nda yapalım, Dikmen’de yapalım, neresi olabiliyorsa orada yapalım. Çünkü Ankara’nın buna ihtiyacı var.

Murat Özer (İşçi): Daha önceki senelerde de katıldım. Şimdi de katılıyorum. Yoksulluğa ve yozlaşmaya karşı işçi sınıfının bir cephesidir. Festival bir örgütlenme aracıdır. Sadece müzik vs. kültürel faaliyetlerin sergilenmesi değil, aynı zamanda örgütlenme aracıdır. İnsanların bir araya geldiği, dayanışmanın, paylaşmanın ortak zemininin oluşturulduğu bir ortamdır.

Daha önceki senelerde katıldığımda güçlü olduğu zamanlarda oldu. Bugün de baya güçlü bir atmosfer var. En önemlisi de devrimci atmosfer var. Sınıfın bir araya gelebildiği, kültürünü yansıtabildiği ender etkinliklerden bir tanesi...

Kızıl Bayrak / Ankara