Dünden bugüne MİCHA’dan yansıyanlar...

  • Arşiv
  • |
  • Sınıf Hareketi
  • |
  • Değerlendirme
  • |
  • 08 Aralık 2012
  • 10:40

MİCHA, Aliağa Organize Sanayi Bölgesi’nde yaklaşık 350 işçinin çalıştığı bir fabrika. Aliağa Organize Sanayi daha yeni büyüyen bir havza olduğu için MİCHA’nın sendikal deneyimi havzadaki sınıf mücadelesi açısından önem kazanıyor. MİCHA’nın sendikal deneyimi ise ilk değil. Bundan yaklaşık 4-5 yıl önce işçiler örgütlenmek amacıyla Birleşik Metal-İş Sendikası’yla görüşmeye başladı. Ancak çalışma erken açığa çıktığı için o süreçte öncü işçiler işten çıkartılarak örgütlülüğün önüne geçilmiş.

Tarih 2012 Mayısı’nı gösterdiğinde ise MİCHA işçileri bir kez daha çalışma şartlarının düzeltilmesi, taşeronluğun kaldırılması ve ücretlerin yükseltilmesi için sendikal mücadeleye katılmışlardır. Bu sefer sendikanın adresi ise Türk Metal Sendikası’dır. İşçilerin bu sefer Türk Metal’i seçmesinin nedeni ise Ankara’daki asıl fabrika MİTAŞ’ta Türk Metal’in yetkili olmasıdır. Bundan kaynaklı patronla karşı karşıya gelmemek adına Türk Metal Sendikası seçilmiştir.

Türk Metal, patron ve işçiler

İşçilerin bu kararı almasının ardından kısa sürede çoğunluk sağlanmış ve yetki için başvurulmuştur. Ancak sınıf mücadelesi düz bir çizgi olmadığı için, bir çok şey yaşamda hesaplandığı gibi karşılığını bulmaz. MİCHA’da da böyle bir süreç yaşanmıştır. MİCHA patronu, Aliağa’da ilk elden bir mevzi kaybetmemek adına Micha işçilerinin haklı mücadelesine tüm olanaklarıyla saldırmıştır. MİCHA patronu arkasına sanayinin diğer patronlarını da alarak saldırılarını gerçekleştirmiştir. Aliağa Ticaret Odası’nı bile arkasından sürüklemiştir. Zor aygıtını kullanmak için ise jandarmayı devreye sokmuştur. Direnişi bitirmek için bunlar yetmediğinde direniş alanına asit dökerek korku salmaya çalışmıştır. MİCHA patronu saldırılarında sınır tanımazken, Türk Metal ise ilk defa bir direniş alanında sabahtan akşama kadar kalıyor olmanın getirdiği moral bozukluğuyla süreci bitirebilmenin hesabını yapmıştır. Direniş 100 gün boyunca işçilerin iradesiyle sürdürülmüştür. MİCHA’ya Bergama’dan gelen işçiler gelememeye başladığı andan itibaren, direnişçi işçiler tarafından sendikadan servis aracı verilmesi sağlanmıştır. Bu sayede direniş alanı da zayıf bir görüntü durumundan kurtulmuştur.

Direnişin handikaplarından biri de yetki tespit aşamasının birçok fabrikada olduğu gibi sermaye devleti tarafından geciktirilmeye çalışılmış olmasıdır. Direniş boyunca sendikanın diyebildiği tek şey “açılan davaların sonucunu bekleyin” olmuştur. “İşçilerin imza toplayalım, Aliağa’da stand açalım, İzmir kamuoyuna duyuralım” istemleri sendika tarafından hep ertelenmiştir. Türk İş Ege Bölge Temsiliciliği bile süreçten bihaber bırakılmıştır.

Türk Metal, işçileri bir adım kıpırdatmamış, işçileri yasal cendereye hapsetmeye çalışmıştır. Ancak direnişçi işçiler kısmi de olsa sendikayı harekete geçirmiştir. Bunun en anlamlı örneği de Senkromeç direnişine destekleri olmuştur.

Direniş yüz günün ardından yine bir bayram arefesinde Türk Metal-patron arasında geçen görüşmeden sonra bitirilmiştir. Ancak beklenen bir kazanımla değil. Yaklaşık 15 işçi haricinde direnişçiler işe dönmüşlerdir. İşe iade bir kazanım gibi gözükebilir. Ancak taşeronu kaldırmaya çalışan MİCHA işçileri direnişten sonra tekrar taşeron olarak iş başı yaptırılmıştır. Patron baskısında bir değişme yaşanmamıştır. Patronlar tarafından sık sık işçilere sendikal davalardan vazgeçmeleri tehdidi savrulmuştur. Tehditlerin yetmediği yerde ise bir kez daha işten çıkarma saldırısı gerçekleştirilmiştir. 26 Kasım Pazartesi günü 5 işçi davalardan vaz geçmediği için işten çıkartılmıştır. Sendika ise olup bitenlere seyirci kalmaktan fazlasını yapmamıştır. İşten çıkartılan işçiler 27 Kasım Salı günü yaklaşık 10-12 Türk Metal temsilcisini MİCHA önüne çağırarak bu durumun çözümü için çaba harcamalarını istemişlerdir. İşçilerin ısrarları üzerine Türk Metal sendikası daha önce işten çıkartılan iki işçiye Ankara Genel Merkez aracılığıyla MİTAŞ patronu Volkan Karabağ ile bir görüşme ayarlamak zorunda kalmıştır.

Görüşmeler neticesinde 1 Aralık itibariyle MİCHA patronunun Türk Metal Sendikası’nın yetkisine itiraz etmeyeceği, sözleşmede taşeron işçilerin kadro ve sendika hakkının tanınacağı ve işten çıkartılan işçilerin de sözleşme süreci tamamlandığında işe geri alınacağı sözü verdiği açıklanmıştır. Çıkartılan işçiler de şu an sözleşmenin tamamlanmasını beklemektedir.

Sonuç olarak

Türk Metal Sendikası MİCHA’da yetkiyi almışsa bunun en büyük nedeni öncü işçilerin davalarının arkasında durmalarıdır. MİCHA işçilerine düşen görev, bundan sonrası için bile çok fazla hayale kapılmadan Türk Metal Sendikası’nı denetlemeye devam etmeleridir. Sendikanın kapalı kapılar ardında patronla görüşmesine izin verilmemelidir. Nasıl ki Ankara’ya giderek işin asıl muhattapları olduklarını göstermişlerse, bundan sonrası için de bunu yapmak zorundadırlar.

Metal İşçileri Birliği, MİCHA sürecini neredeyse başından itibaren takip etmektedir. Gücü doğrultusunda sınıf dayanışması için gereken azami çabayı harcamıştır. Bundan sonra gelişebilecek herhangi bir durumda da yine MİCHA işçilerinin yanında olmaya devam edecektir.

İzmir Metal İşçileri Birliği
04 Aralık 2012