Doğan Grubu çalışanına siyaset yasağı! - Atilla Özsever

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • 25 Ocak 2013
  • 10:40

Geçen aralık ayında Doğan Medya Grubu’nun yayın ilkeleri açıklandı. “Doğan TV Holding Yayın İlkeleri” adını taşıyan bu belgede, genel olarak evrensel yayın ilkelerinden söz edilmekle birlikte çalışanlar açısından oldukça ilginç maddeler yer alıyor.

“Çalışanların Yükümlülükleri” başlığını taşıyan bölümde, medya çalışanlarının iş dışı faaliyetlerine de çeşitli kontroller getiriliyor. Bu bağlamda, grup çalışanının herhangi bir toplantı veya konferansta konuşma ya da röportaj ve yayına katılma, programa konuk olma gibi davetleri, kabul etmeden önce şirketin yönetimine bildirmesi ve izin alması gerektiği belirtiliyor.

Sosyal medya ile ilgili olarak da çeşitli kısıtlamalar getirilerek, “ekranda söyleyemediklerinizi, gösteremediklerinizi sosyal medyada paylaşmayın” deniyor.

“Siyasi faaliyetler” başlığı altında ise, “Editoryal kadroların ve ekran yüzlerinin siyasi kampanya işaretlerini takmamaları, şahsi araçlarına siyasi amaçla çıkartmalar yapıştırmamaları, evlerinin görünür yerlerine siyasi pankartlar asmamaları, siyasi mitinglere, destek toplantılarına katılmamaları beklenir” ifadesi yer alıyor.

Doğan TV çalışanlarının “kendi görevleriyle ilgili olmayan, örneğin semtlerindeki yol inşaatı, sokak hayvanlarının bakımı gibi  konulardaki görüşlerinin de Doğan TV Holding’in tavrını yansıtmadığını, bireysel görüşü olduğunu açıkça belirtmeleri” gerekiyor.

Yayın ilkeleriyle ilgili belgenin “Yaptırımlar” bölümünde ise, “çalışanların yükümlülüklere bilinçli ve ısrarlı şekilde uymaması, uyarıdan iş akdinin feshine kadar gidebilecek yaptırımlara neden olabilir” deniyor.

Öncelikle Doğan Grubu’nda, çalışanların siyasi görüş ve faaliyetlerine ilişkin getirilen kısıtlamalar Anayasa’ya aykırıdır. Anayasa’nın 25. maddesi, herkesin “düşünce ve kanaat hürriyetine sahip” olduğunu belirterek, “her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce, kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz” diyor.

26. madde de, “Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir” deniyor.

Anayasa’nın yanı sıra 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesinde de, “siyasi görüş ve benzeri nedenlerle” iş akdinin feshinin geçerli olmadığı açıkça belirtiliyor.

Kuşkusuz gazeteci, haber yaparken tarafsız (nesnel) davranarak karşı tarafın görüşünü almaya, tek yanlı haber yapmamaya, belli bir propaganda faaliyeti içinde bulunmamaya özen gösterecektir. Ancak bu durum, gazetecinin bir siyasal düşünceye sahip olmasına ve bireysel olarak bunu dile getirmesine, sahsı ile bağlı olarak siyasal toplantılara katılmasına engel değildir. Yine bu vesile ile işten çıkarılması, yasaya göre haklı ve geçerli bir sebep olamaz.

Başta ağır bir vergi cezası olmak üzere çeşitli mali, idari ve siyasi yöntemlerle AKP’nin gadrine uğrayan Doğan Grubu’nun, siyasal görüş ve etkinlikleri nedeniyle çalışanlarını baskı altına almaması beklenirdi. Acaba Doğan Grubu da, mevcut baskıcı ve totaliter iklimden mi esinleniyor yoksa kapitalizmin otoriter ve hiyerarşik yönetim anlayışının gereğini mi yerine getiriyor? Ya da her ikisi mi?     

Yurt / 25.01.13