Devlet katliamları belgelerde tescillendi

  • Arşiv
  • |
  • Siyasal Gündem
  • |
  • Devlet terörü
  • |
  • 27 Ocak 2013
  • 12:00

(27.01.13) - Son iki gün içierisinde basına yansıyan iki ayrı resmi belge, sermaye devletinin katliamcı yüzünü bir kez daha ortaya seriyor.

Devletin katliamlarını aklamak için kurulan TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu’na sunulan İçişleri Bakanlığı'na ait “Gizli” ibareli Sivas Katliamı raporunda, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yollanmış bir belge katiilerin korunduğunu gösteriyor.

Katliam döneminde Sivas Terörle Mücadele Şube Müdürü Ali Çilet tarafından hazırlanan ve  Polis Başmüfettişliği'ne yazılan 5 Ekim 1993 tarihli belgede katliamı örgütleyenlerin tespit edilmiş olmasına karşın gözaltına alınmadığı ifade ediliyor.

Raporda müdahale edilmeme gerekçesi şöyle ifade ediliyor: “Yangın olayına kadar, olaylar süreklilik arz ettiğinden şubemiz görevlileri devamlı olayı tahrik eden ve yönlendirenleri tesbit etmişlerdir. Kültür Merkezi’nde, vilayet önünde ve Madımak Oteli önünde topluluk dağılma eylemi göstermediğinden o güzergahlarda toplu hareket edildiğinden alınamamış, Kültür Merkezi’ndeki zor kullanma anında alınmak istenmişse de topluluk engel olmuştur.”

Polis kağıt üzerinde kendini korumak için mazeret üretirken bilinen bir başka gerçeği de itiraf ediyor: “Aziz Nesin itfaiye merdivenlerinden inerken bir itfaiye erinin kendisini ittirmesiyle düşecekken, polis memurları kendisini tutmuştur. Belediye Meclis Üyesi Cafer Erçakmak yumrukla ve bir belediye görevlisi elindeki telsizle Nesin’e saldırmaya çalışsa da yine aynı polis memurları saldırıya mani olmuştur.”

Polis kimliklerini bildiği katliamcıları kalabalık oldukları savunusuyla almadıklarını iddia ederken aslında katliamın ne kadar da kontrollü işlendiğini gösteriyor. Sermaye devletinin istediği oranda şiddet uygulanmış, istediği kişiler gözaltına alınıp yargı önüne çıkarılmıştır. Mahkeme de başka bir aklama kürsüsüne çevrilmiş katiller zaman aşımı kılıfıyla cezasız bırakılmıştır.

Basına yansıyan bir diğer belge Malatya Zirve Katliamı'na ait ses kayıtları. Mahkemeye sunulan bir harddisk içerisinde hem sanık hem de tanık olan İlker Çınar'ın İnönü Üniversitesi'nde öğretim görevlisi olan Ruhi Abat’la yaptığı görüşme yansıyor. Abat, Çınar'a “bu işten artık dönüş yok, korkutma amaçlı yapmasını istediğimiz bir olayı; şerefsizlere vurun dedik öldürmüşler, bu yüzden sen de bize yardım edeceksin tamam mı?” dediği yansıyor. Bu telefon konuşmanın kaydı, sanıklardan Binbaşı Haydar Yeşil’e ait.

Malatya’da bulunan Zirve Yayınevi’nde biri Alman üç kişinin katledilmesi davasında ortaya çıkan ses kaydı düzenin kolluk güçleri ve gerici-faşist çetelerin birlikte hareket ettiğini gösteriyor. Hrant Dink davasında da benzer bilgiler yansımış JİTEM muhbirlerinin tetikçilerle ilişkisi ortaya çıkmıştı.