Çin, Rusya Bloku AB’de güçleniyor… - Mustafa Sönmez

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • Uluslararası Siyaset
  • |
  • 27 Ağustos 2012
  • 06:21

Önemli bir dönüşüm süreci yaşayan Avrupa Birliği’nde (AB-27), küresel krizle birlikte, Çin ile Rusya’nın ekonomik ağırlığı daha çok hissedilmeye başlandı. AB toplamında Çin ile yapılan dış ticaretin toplamdaki payı yüzde 10’u, Rusya’nınki ise yüzde 8’i buldu. Bu iki yükselen gücün yüzde 18’e çıkan AB ticaretindeki payına karşılık diğer süper güç “inişteki imparator” ABD’nin pazardaki büyüklüğü yüzde 12...

Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat verilerine göre, Türkiye’nin bu dev pazardaki cesameti ise yüzde 3’e yakın. Yükselen güçler, AB’de net ihracatçı durumunda iken Türkiye, en büyük net ithalatçılardan…

2012’de büyüme yerine daralma süreci yaşanan AB ekonomisinde dış ticarette de öncelikle Almanya ihracata ağırlık vererek kayıplarını en azda tutmaya çalışıyor. Buna karşılık blokun başta enerji olmak üzere, ithalatı belli bir düzeyde sürüyor. Bu yılın ilk 6 ayında 27 ülkeli AB’nin dış ticaret açığı yerine yarım milyar Avro düzeyinde fazla verdiği saptandı, ama bu fazla, özellikle Almanya’nın ayrıcalıklı durumundan kaynaklandı. Almanya, blok içinde ilk 6 ayda 77 milyar Avro’ya yakın fazla verirken onu 21 milyar Avro ile Hollanda izledi. Buna karşılık en fazla dış ticaret açığı veren 61 milyar Avro ile İngiltere. Onu, 36 milyar Avro ile Fransa ve 20 milyar Avro’ya yakın açığı ile İspanya izliyor.

AB’nin ithalatında enerjinin yeri yüzde 40’a yakın ve bu durum AB’nin enerji yönünden Rusya’ya bağımlılığını bir kez daha gözler önüne seriyor. Rusya, yılın ilk 6 ayını 43 milyar Avro net ihracatçı olarak önde kapatmış AB önünde. Çin ise AB’nin satınalmalarında yüzde 13 ile en yüksek paya sahip iken AB’nin sattıklarında yüzde 7’lik bir yeri var. Bu yılın ilk 6 ayının sonunda Çin, 55 milyar Avro’ya yakın bir net ihracat üstünlüğüne sahip Avrupa’da. Böylece Çin ile Rusya’nın AB’nin dış ticaret hacminde yüzde 18’lik paya ulaştığını ve ilk 6 ayda toplamda 100 milyar Avro’ya yakın dış ticaret üstünlüğü elde ettiklerini görüyoruz.

Çin ile Rusya’nın yanı sıra BRIC çatısı altında örgütlü Brezilya ile Hindistan da AB pazarında net ihracatçı durumundalar, onlar da fazla sağlıyorlar. AB dış ticaretinde her biri yüzde 1.8 pay alan bu iki ülkeyi de kattığımızda BRIC’in, AB dış ticaretindeki payının yüzde 22’ye yaklaştığını görüyoruz.

BRIC’in karşısında yer alan ABD ise AB’nin dış ticaretinde yüzde 12 pay sahibi ve AB için esasen ihraç pazarı. Özellikle Almanya için ABD, ihraç pazarı olarak önemli.

Çin, Rusya ve diğer bağlaşıkları Hindistan ile Brezilya’nın AB dış ticaretinde artan payları, dış ticaret ile sınırlı kalmıyor elbette. Özellikle kamu borç yükleri altında ezilmiş ülkelerin, başta özelleştirme yoluyla olmak üzere şirket, varlık satışlarında, dış kaynak fazlası olan BRIC ülkeleri önemli bir alıcı olarak boy gösteriyorlar. Çin’in şimdiden limanlardan AB KİT’lerine bir dizi varlığı satın aldığı ve/veya almak için girişimde olduğu bir gerçek. Aynı şey, Rusya için de geçerli. Rusya, sıkıntılı AB bankalarını satın alma, ortak olma girişimlerini sürdürürken Brezilya ve Hindistan da boş durmuyor. İnişteki AB’de Almanya ile Çin ve müttefiklerinin pazar paylaşım yarışının önümüzdeki dönemde hızlanması beklenebilir. BRIC’in AB’de artan ekonomik etkinliğinin, Suriye meselesi başta olmak üzere, uluslararası platformlara taşınan konularda Çin ile Rusya’nın elini daha da güçlendirdiğini geçerken hatırlatalım…

***

AB’nin en güncel dış ticaret fotoğrafından anlaşılıyor ki, Türkiye, AB için daha çok, “pazar”…Türkiye bu yılın ilk yarısında kabaca, 20 satıp 30 almış, dolayısıyla 10 milyar Avro’nun üstünde dış ticaret açığı vermiş AB’ye.

Alıp sattıklarıyla Türkiye’nin AB dış ticaretindeki payı yüzde 3’e yaklaşıyor ve ilk 10 içinde Türkiye 7’nci sırada. Koca AB pazarından Türkiye ancak yüzde 2.2’lik pay alabiliyor ama AB’nin sattıklarının yüzde 3.6’sı Türkiye pazarına giriyor.

TÜİK’in dış ticaret verilerine bakılırsa da, Türkiye ilk 6 ayda AB’ye 30 milyar dolar ihracat yaparken 43 milyar dolarlık ithalat gerçekleştirmiş. Bu durum Eurostat kayıtları ile TÜİK kayıtları arasında fark olduğunu da ortaya koyuyor. TÜİK’in ihracatı AB’nin kayıtlarından 4 milyar dolar fazla, aynı şekilde ithalat da 4.5 milyar dolar fazla görünüyor. Ya da şöyle söyleyelim: TÜİK ilk 6 ayda AB ile 73 milyar dolarlık ticaret gösterirken Eurostat (50.5 milyar Avro’luk) 63 milyar dolarlık ticaret gösteriyor. Ortada 10 milyar dolarlık bir fark var. Bu farkı sadece parite ile açıklayamayız herhalde… Başka bir açıklaması olmalı, ama ne?

Cumhuriyet / 27.08.12