Çeşme’de Kürtlere ayrımcılık!

  • Arşiv
  • |
  • Ulusal sorun
  • |
  • 04 Aralık 2012
  • 12:38

(04.12.12) - Çeşme’ye bağlı Germiyan köyünde evleri yıkılacak olan köylüler, uygulamanın Kürt olmalarından kaynaklandığını söylüyor.

1989 yılında Bitlis’ten Çeşme’nin Germiyan köyüne göç eden Kürt köylüleri, burada kendilerine satılan tarlalara ev yaparak yaşamaya başladılar. Göç ettikleri dönemde Germiyan Köyü’nün muhtarından aldıkları topraklara evlerini kuran ve herhangi bir sorun yaşamaksızın yaşayan köylüler muhtarının değişmesinin ardından ise evlerini kaybetme tehdidi ile yüzyüze kaldılar.

Evleri yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olan Germiyan köyü sakinleri dün İzmir Valiliği önünde eylem yaparak yıkım kararını protesto etti. Kendilerine herhangi bir yasal bildirim de yapılmadığını belirten köylüler yıkılacak evlerin tamamının Kürtlere ait olduğuna da dikkat çekerek yaşananın Kürtlere yönelik ayrımcılık olduğunu ifade ediyorlar.

Valiliğin kapısında bir saat kadar bekleyen köylüler Valilik ile görüştürülmezken telefon numaralarını alan yetkililerin kendilerine “biz sizi ararız” dediklerini belirttiler.

“Kürtlerin evleri yıkılmak isteniyor!”

Köylüler adına yaşadıklarını gazetemize anlatan Kamil Ülgen yıkım kararının Kürt olmalarından kaynaklandığını belirtiyor.  “Biz bu köyde oturmaya başladıktan sonra 15 yıl sonra bizlere ceza geldi. Yeni muhtar bizi şikayet etti. Bu evlerin imarsız yapıldığını söyledi” diyen Ülgen muhtarın da kendisine ev yaptığını ancak bu evin imarsız olmadığını ve yıkılmayacağının söylendiğini ifade ediyor.

Ülgen ayrımcılığı şu sözlerle anlatıyor: “Yan komşunun, karşı komşunun evleri imarlı oluyor da bizim olmuyor. Çünkü onlar Türk. Bizlere 5 bin ile 12 bin arası para cezası geldi ama onlara gelmedi. Köyün mülkiyet amiri yani muhtar yüzünden evlerimiz yıkılacak. Biz Kürt olduğumuz için evlerimiz yıkılacak. Bizler buraya Bitlis’ten gelmiştik. Aynı durumda aynı köyde yaşayan Türklerin evlerine dokunulmuyor. Bizim oturduğumuz evler kentsel dönüşümü kapsamıyor. Sadece 22 ev yıkılacak onlar da Kürtlerin evleridir. Bize 13 Aralık gününe kadar süre tanıdılar. Bizlere resmi yazı gelmedi. Tamamen keyfi davranılıyor. İl özel idare evleri yıkacakmış. Köyün %100 baraj alanı deniyor ama köyün yerlisine bu yıkım olmadığı gibi baraj alanı da kapsamıyor.”

Muhtarın keyfi tutumuna da dikkat çeken Ülgen, muhtarın kahvede kendilerine “buraya dışarıdan gelen halkı istemiyorum” dediğini de aktarıyor. Özel idareye ve Kaymakam’a gittiklerinde de çözüm elde edemeyen köylülerin son çare olarak Vali’ye geldikleri anlatılırken Vali’nin de kendilerine randevu vermemesine tepki gösteriyorlar.

Ülgen taleplerini ve kararlılıklarını ise şu sözlerle dile getiriyor: “Vali’den talebimiz, evlerimizin yıkılmasını durdurmasıdır. Burada yaşanan kanunsuzluktur bunun giderilmesini istiyoruz. Vali çözüm sunmazsa bizde köye gidip evlerimizi yıktırmayacağız, direneceğiz. Bizler bu evleri tapulu olarak yaptık. Bizlere istilacı diyorlar bizler istilacı değiliz. Evin suyunun, elektriğin ve tüm giderlerin faturasını ödüyoruz. Hatta ev yıkımlarının parasını da bizden almak istiyorlar. Bu keyfiliğin durması lazım.”

Köylüler ayrımcılığa karşı tepkilerini göstermekte kararlılar. İzmir Valisi ise basına "Benimle herkes görüşebilir, İzmir'de hukuka aykırı, daha doğrusu ruhsatı olmayan binalarla ilgili genel çalışmayı devamlı sürdürüyoruz" diyerek köylülerle görüşmediğini reddetti.

Kızıl Bayrak / İzmir