Çelişkiler yumağı bir başbakan – Cüneyt Ülsever

  • Arşiv
  • |
  • Düzen cephesi
  • |
  • Ortadoğu
  • |
  • ABD / NATO / AB
  • |
  • 31 Ocak 2013
  • 10:52

Başbakan’ın kafasında tek hedef var: 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimi! Anayasa’yı “Başkanlık sistemine” uygun hale getirecek ve 2014’te Başkan seçilecek.


Ancak, bu tek hedefin iki ayağı var:

1) Anayasayı değiştirmek,

2) Başkanlık seçimini kazanmak.

İşte burada çelişki başlıyor.

Anayasayı değiştirmek için BDP ile anlaşma ihtiyacı var. Seçimi kazanmak için milliyetçi oyları alması lazım!

BDP ile Apo üzerinden “yerelde özerklik-merkezde başkanlık” formülü ile iki tarafı tatmin edecek bir anlaşma yapabilir. Damak zevklerine uygun Anayasayı beraber referanduma taşıyabilirler. Ancak, bu anlaşma milliyetçilere “yerel yönetimlere daha fazla yönetime katılma hakkı” olarak takdim edilmeye çalışılsa da ardından vatandaşlık tanımı, anadilde eğitim, yerel güvenlik meseleleri gelecek. Milliyetçiler çok bozulacak!

İşte bu ikilem başbakanı sürekli kendisi ile çelişmeye zorluyor, onu bir dediği bir dediğini tutmaz, ne dediği anlaşılmaz, çelişkiler yumağı bir adam haline getiriyor.

Örneğin, önce idamdan bahsediyor, BDP’ye küsüyor, ortalık yere densiz ama milliyetçi bir bakan (İdris Naim Şahin) salıyor, sonra dönüyor Apo ile müzakerelere girişmek üzere adımlar atıyor, milliyetçi bakanı daha 18 aylıkken görevden alıyor!

***

Aynı çelişki dış politikada da kendisini gösteriyor. Ortadoğu’da etkin olmak için ABD’ye ihtiyacı var, bölgede ABD’nin kendi kapısının önünü temizlemiş taşeronu olmak uğruna Kürt meselesini çözmek zorunda.

Öte yanda Ortadoğu’ya liderliğini tescil ettirmek istiyorsa zaman zaman ABD’ye, AB’ye, İsrail’e kafa tutmak durumunda. 

Arada bir “tek kutuplu dünya” (ABD merkezli) tanımına çatıyor, AB’yi yaylım ateşine tutuyor, Gazze fatihliğine soyunuyor.

BMGK’de İran vetosu tartışılırken İran’a sahip çıkıyor, İsrail’i aşağılıyor, sonra dönüyor İsrail’i İran’a karşı korumak için Kürecik’e füze kalkanı yerleştiriyor. Yetmiyor, “Suriye’den korunma” adı altında Anadolu’yu Patriot füzeleri ile donatıyor.

Ama aynı Erdoğan ABD’nin dümen suyunda giderken Suriye’de

eski-Esad/yeni-Esed’e o kadar sert kafa atıyor ki, şu anda Türkiye’nin Suriye’de beslediği “Selefi” unsurlardan en fazla ABD rahatsız durumda.

Irak’ta, yine ABD’yi hoşnut etmek adına, Kuzey Irak’a sahip çıkarken kantarın topuzunu o kadar kaçırıyor ki, Irak’ın kendi denetimi dışında bölünme korkusu ile ABD, Maliki’ye (Merkezi yönetim) sahip çıkmak zorunda kalıyor.

Yetmiyor. Sanki ABD başkasına yedirirmiş gibi Kuzey Irak petrolünü merkezi yönetimin inisiyatifi ve dahi ABD’nin denetimi dışında pazarlamaya kalkıyor!

Recep Tayyip Erdoğan artık ABD ve AB’nin gözünde Ortadoğu’da vazgeçilemez müttefik olan Türkiye’nin güvenilmez, çelişkiler yumağı lideri!

***

Başbakan AB’ye kafa tutmak uğruna en son AB’den vazgeçip Şanghay Beşlisi’ne katılmaktan bahsetti. Bu teklifi önce Putin’e yapılan bir şaka zannettik. Sonra, teklifinde ciddi olduğunu söyledi. Günlerdir gazetelerde Rusya ve Çin’in başı çektiği Şanghay Beşlisi’nin ne olduğu hakkında bilgiler veriliyor ama ben sadece kuruluş amaçlarından en önemlisinin üye ülkelerin ortak güvenliği olduğunu belirteyim.

Bir adım ileri gidelim, Şanghay Beşlisi NATO’yu denetlemek ve dengelemek için kurulmuş bir örgüttür.

Bunun içindir ki Başbakan’ın “Şanghay Beşlisi’ne üye olalım” teklifi, AB’ye kafa tutma pahasına da olsa, esasında “NATO’dan çıkalım” teklifidir.

İki hasım örgüte aynı anda üye olunmaz.

“Hem aklım çapkınlıkta, hem gönlüm cennette” olmaz!

***

Türkiye hem Kürecik’e NATO’nun füze kalkanlarını yerleştirmiş, hem ülkeyi baştan aşağı NATO Patriotları ile donatmış bir ülke!

NATO’nun güvenlik sahasında olmakla övünüyor! 

Bakın; Erdoğan’ın “Şanghay Beşlisi teklifine” ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Victoria Nuland ne demiş:

“Açıkçası, Türkiye’nin aynı zamanda bir NATO üyesi olduğu göz önüne alındığında, bu ilginç olur. Ne olacağını göreceğiz.”

Ben Nuland’ın sözlerini gündelik Türkçeye çevireyim:

“Yemezler!”

Başbakan tıpkı rahmetli Menderes, rahmetli İnönü gibi Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak üzere kendi kuyusunu kazıyor diyeceğim ama Erdoğan pragmatik insandır, kulağı çekildiği an çark eder!

Yurt / 31.01.13