(02.02.13) – Ankara’daki Amerikan Büyükelçiliği’ne yönelik eylemin ardından boyalı basın kara propagandaya soyundu.
Dün öğle saatlerinde Ankara’da bulunan Amerikan Konsolosluğu’na yönelik eylemde biri eylemci olmak üzere iki kişi hayatını kaybederken çok sayıda kişi de yaralanmıştı. Patlamanın ardından önce El Kaide şüphesi gündeme getirilirken ilerleyen saatlerde resmi ağızlardan eylemin DHKP/C tarafından yapıldığı ve Ecevit Şanlı isimli bir Ölüm Orucu gazisinin intihar eylemi gerçekleştirdiği iddiaları yer aldı. DHKP/C ise iddialar ile ilgili resmi bir açıklama yapmadı.
Boyalı basın, Ecevit Şanlı isminin gündeme gelmesinin ardından kirli bir kampanya başlatarak eylemi ilerici ve devrimci güçleri karalamanın bir aracına çevirdi. Bir yandan saldırı ile geçtiğimiz günlerde tutuklanan avukatlar arasında bağ kurulurken öte yandan eylemcinin Wernicke Korsakoff’lu olmasından yola çıkılarak çirkef iddialarda bulunuldu. Liberal-demokrat görünümlü Radikal ile gericiliğin bayraktarı Yeni Akit’in aynı potada buluşması düzen medyasının nasıl tek vücut olabildiğini de gösterdi.
“Radikal”lik buraya kadar!
Boyalı basının devrimci hareketi karalamak için bu gibi eylemleri fırsat olarak kullanması yeni değil. Bu gibi durumlar görünüşte demokrat olanların da gerçek yüzünü ve aslında en gericilerle en ilerici görünenlerin dahi nasıl aynılaştığını gösteriyor.
Bir süredir demokrat bir görünüme bürünen ve bu yönlü bir çizgi izleyen Radikal’in manşeti bu açıdan manidar: “Korsakoff taburu!” Haberin içeriği ise eylemi anlatmak ile beraber eylemi gerçekleştirdiği iddia edilen Ecevit Şanlı’nın Ölüm Orucu gazisi olması ve hakkında Wernicke Korsakoff teşhisi bulunmasından ibaret.
Radikal ayrıca Gazi Karakolu’na yönelik eylem gerçekleştiren İbrahim Çuhadar’ın da Wernicke Korsakoff’lu olduğunu iddia ederek devletin eylemin hastalara yaptırıldığı propagandasına da destek veriyor.
Doğan grubunun tiksindirme “Hürriyet”i
Radikal’in daha sofistike biçimde yapmaya çalıştığı propaganda aynı grubun vitrin gazetesi olan Hürriyet’te ise mide bulandırıcı biçime bürünüyor. Aslında Radikal ile aynı şeyleri söyleyen Hürriyet, Wernicke Korsakoff hastalığına dair aldığı “uzman görüşü”nü “Hastalığı beynini küçültmüş olabilir” başlığı ile veriyor.
Özel TOBB ETÜ Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Zülküf Önal’ın görüşlerini yansıtan gazete, Ölüm Orucu direnişçilerinin durumunu yeni anlamış olacak ki hastaların iyileşme şansı olmadığı ve hatta “ölümden beter bir şey” olduğu haberlerde vurgulanıyor.
Kendine göre kurgu yapan gazete ve uzmanı belli ki örgütün eylemciyi kullandığını “kanıtlamak” için şunları söylüyor: “’Şunu şuraya götür, şunu üstüne tak, kapıdan geçince şunu çek' diye öğretirler. Ama hasta bunun sonucu nereye gider bilemez, muhakeme yeteneğini kaybeder”
Bu açıdan iddiaların geçtiğimiz benzer süreçlerde ortay atılan “eylemci kanserdi” yalanlarından çok da farkı bulunmuyor. Bugün Ölüm Orucu gazisi yüzlerce kişi bu hatalıktan muzdarip. Ancak direnişin onurunu taşıyanlar, zorluklara rağmen hayatlarını sürdürüyor. Burjuva basın ise sadece karalamak için devlet terörünün sebep olduğu bu hastalığı hatırlıyor.
Gerici basından tanıdık iddialar
Ana akım medyanın bu kez gerici basını dahi solladığını belirttik. Gericiler ise bu eylemin ardından eski argümanlarını ortaya çıkarmakta gecikmediler. Ecevit Şanlı’nın Wernicke Korsakoff’lu olmasından çok “Sezer affı”yla çıkması gericilik tarafından sayfalara taşındı.
“Canlı bombayı Sezer affetmiş!”, “Ankara bombacısının Sezer sırrı” gibi başlıklarla duyurulan haberlerde eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Ecevit Şanlı’yı özel olarak affettiği gibi bir hava estirildi. Oysa Ölüm Orucu direnişini bitirme hamlesi olarak bir çok direnişçi 2002’de kamuoyunda “Sezer affı” diye anılan özel bir uygulamayla sağlık durumları gerekçesiyle tahliye edilmişti.
Gerici basının bu argümanı kullanması da ilk değil. Geçtiğimiz yıllarda TKİP militanı Alaattin Karadağ polisle girdiği çatışmada katledildikten sonra da gerici basın aynı sözleri söylemiş, böylece düzen içi çatışmada kendince üstünlük sağlamaya çalışmıştı.
Hedefte devrimci avukatlar ve düzen partisi CHP var
Gerici basının öne çıkardığı bir başka başlık ise geçtiğimiz günlerde başta avukatlar olmak üzere demokratik kurumlara yönelik yapılan operasyonlar oldu. DHKP/C adı altında yapılan operasyonlar ile gerçekleştirilen eylemin bağı kurularak tutuklu bulunan ve halen yargı süreçleri devam eden (hatta henüz başlamamış olan) devrimciler gazete sayfalarında infaz edildi.
Özellikle dün Başsavcı Çolakkadı’nın ÇHD operasyonu ile ilgili verdiği bilgileri bombalı eylem haberi ile bir arada veren basın, kirli propagandayı derinleştirdi. Ayrıca AKP şefinin benzer açıklamaları da bu gazetelere dayanak oldu.
Yine avukatların tutuklanması demokratik kamuoyu tarafından tepki ile karşılanırken CHP Başkanı Kılıçdaroğlu da hukuksuzluğu kınayan bir açıklama yapmıştı. Gerici basın bu fırsatı da kaçırmayarak “Kılıçdaroğlu DHKP-C'li avukatları savunmuştu” başlığıyla Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını hatırlatıyor.