(04.12.12) – Sermaye devleti Kürt halkına yönelik saldırılarını yeni fezlekelerle sürdürüyor. 9 BDP’li vekilin ardından tutuklu üç vekilin daha dokunulmazlığını kaldırmak için süreç başlatıldı.
Geçtiğimiz haftalarda AKP şefi Erdoğan BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yönlü açıklamalar yapmış, ardından da jet hızıyla vekiller hakkında hazırlanan fezlekelerin meclise sunulması gündeme gelmişti. Şimdi de BDP’li 3 tutuklu vekil hakkında fezleke hazırlandı. BDP Urfa, Mardin ve Şırnak milletvekilleri İbrahim Ayhan, Gülser Yıldırım ile Selma Irmak için hazırlanan fezlekelerin farklı gerekçeleri bulunuyor.
Gülser Yıldırım’ın 29 Şubat 2012 tarihinde Mardin E Tipi Cezaevi Müdürlüğü’ne yazdığı dilekçede yer alan “Sayın Abdullah Öcalan’a yapılan uluslararası komplonun 13. yılına girmiş bulunmaktayız. Uluslararası komplonun amacında halkları birbirine kırdırtmak ve savaşı körükleme amacı yatmaktadır. Sonuç olarak bu komplo hala devam etmektedir Komplonun boşa çıkarılıp kalıcı barışın sağlanmasında tek muhatap ve çözüm gücü Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü Kürt halkının ve tüm halkların özgürlüğünü getirecektir. Tüm bu belirttiklerime istinaden Sayın Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü sağlanan kadar süresiz, dönüşümsüz açlık grevine giriyorum” ifadesi örgüt propagandası olarak değerlendirilerek dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor.
BDP Urfa Milletvekili İbrahim Ayhan için ise DTP Urfa İl Başkanı olduğu dönemde Merkez Karaköprü Belde Teşkilatı’nın tasfiye işlemleri sırasında gerekli hukuksal prosedürleri yerine getirmediği gerekçe gösteriliyor.
BDP Şırnak Milletvekili Selma Irmak’ın DTP Eş Başkanı olduğu dönemde Ankara Park Oteli’nde yaptığı bir konuşmada sarf ettiği “Tek bayrak, tek vatan, tek millet, tek dil olgusu bizi karşı karşıya getirdi. O Halde teklik yerine çokluk politikasını ve çokluk felsefesini dikkate almak gerekir…” sözleri “halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek” kapsamında değerlendiriliyor.
Her üç vekil için de aynı anda farklı sebeplerden fezleke hazırlanması bunun hukuksal değil siyasal bir karar olduğunun en net kanıtı. Tam da diğer 9 BDP’li vekille aynı dönemde hazırlanan fezlekeler sermaye devletinin Kürt hareketine yönelik saldırganlığının parçası.
