Bayram işkenceyle başladı, üniversiteler boş kaldı – Abbas Güçlü

  • Arşiv
  • |
  • Basın
  • |
  • 19 Ağustos 2012
  • 05:39

Türkiye’nin dört bir yanında duble yollar yapıldı. Yapanları alkışlıyoruz. Ama bu yolları ulaşıma kullanır hale getirmeyenleri de şiddetle kınıyoruz. İki saatlik yol 10 saate gidilir mi? Eğer burası Türkiye ve eğer bayram öncesi ise halinize şükredin diyenler çıkabilir...

Dün yolda olanlar var mıydı bilmiyorum. Ama o enayilerden birisi de bendim. Ve yolculuk tam anlamıyla bir işkenceydi.

Ülkeyi yönetenler, ulaşıma yön verenler, kırk yılda bir kendilerine iş düşenler, dün neredeydiler merak ettim. Böylesi günlerde onlara verilecek en iyi ceza, onları da bu trafiğin içine sokmak. Ama önlerinde arkalarında eskortlarla değil, sade vatandaş gibi. İşte o zaman belki memlekette ne olup bittiğini daha iyi anlayabilirler...

Mademki halkın içinden çıktılar, bir günlüğüne halktan biri olsunlar. Zaten eninde sonunda olacakları o. En azından, bu deniyim sayesinde, damdan düşmüş gibi olmazlar!..

Başbakan Erdoğan emir vermeden neredeyse yaprak kımıldamıyor. İlle bu konuya da mı o el atsın? Şunu şöyle, bunu böyle yapın diye o mu talimat versin?..
Bu ülkede kendiliğinden bir şey yapılmayacak mı?..

Kriz yönetimi diye bir şey var. Bayramda trafiğin yoğun olacağı belliydi. Bir Allah’ın kulu çıkıp da, bu konuya kafa yorup ona göre bilgilendirme ve yönlendirme yapamaz mı?..

Yüzlerce kilometre yol yaptık, tek polis görmedik. Sadece ceza kesmek ve politikacılara yol açmak için mi varlar? Böylesi günlerde neredeler?..
Ulaştırma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Karayolları, Valilikler ve her kimse bu işlerden sorumlu, dün neredeydiler?..

80 bin, 100 bin olur!

Üniversitelerde on binlerce kontenjanın boş kalacağını aylardır yazıyoruz. Tınlayan olmadı. İşte sonuçlar açıklandı ve 80 bin kontenjan boş. Kazanıp da kaydını yaptırmayanlarla birlikte bu sayı kesinlikle 100 binin üzerine çıkacaktır.
Peki ek yerleştirme ile dolar mı? O da mümkün değil. Ama gelin bunu YÖK’e anlatın!..

Bayramdaki trafik çilesi nasıl öngörülmeyip önlem alınmadıysa, üniversitelerdeki boş kontenjanlar da aynı şekilde öngörülmedi, uyarılar dikkate alınmadı ve daha da önemlisi hiçbir şey yapılmıyor.

Yönetim kadrolarına gelen kişiler, eğer o koltuklara, birikimleriyle, donanımlarıyla, yaptıklarıyla, kısacası bileklerinin gücüyle gelselerdi; bugün sadece seyreden konumunda olmazlardı.

Sorumlulukları, sadece kendilerini atayan makamla sınırlı kalmaz, öğrencilerin geleceği ve üniversitelerin heba olan kaynaklarıyla da yakından ilgilenirlerdi...

Katsayı özgürlüğü!!!

Bu yılki üniversite giriş sınavının en önemli özelliği katsayıların kalkmış olması.
Katsayılar yüzünden az gerginlik yaşanmadı. Meslek lisesi mezunlarının önlerinin tıkandığı vurgusu yapıldı. Katsayıların kalkmasıyla da öğrenim özgürlüklerinin getirildiği iddia edildi. Ama sonuçlara bakıldığında, yine kocaman bir hayal kırıklığı var. Çünkü, meslek liselerinin önündeki asıl engel, katsayılar değil, sınav sisteminin ta kendisi. Yani görmedikleri derslerden sınava girmeleri. Ama nedense bunu hiç kimse anlamak istemiyor.

Sınava giren 838 sosyal bilimler lisesi mezunundan 631, 29 bin öğretmen lisesi mezunundan 16 bini 4 yıllık fakülteleri kazanırken, 96 imam hatip mezunundan sadece 11 bini, 114 bin ticaret lisesi mezundan 5 bini, 192 bin endüstri meslek lisesi mezunundan sadece ve sadece 3 bin 500’ü mühendislik ya da benzeri 4 yıllık lisans bölümlerine girebildi.

Evet, hani özgürlük bunun neresinde? Birileri ne olur bunun bir açıklamasını bize de yazsın da, biz de öğrenelim...

Puan barajı kaldırılsın!

Boş kontenjanların doldurulması için, ek yerleştirmede, puan barajının aşağıya çekilmesi yetmez. 180’den 165’e indirilmesi, hiçbir şeyi değiştirmez. Bu yüzden baraj sınırı tümüyle kaldırılmalı. Zaten ileriki yıllarda kaldırılmayacak mı? Kaldı ki, baraj puanının kaldırılması, üniversitelerdeki kaliteyi zere kadar etkilemez.
Hani şarap örneği var, hangisi kaliteli diye sunulmuş, ilkini içtikten sonra bu deyince, itiraz olmuş. Bunun üzerine, bundan daha kötüsü olamaz demiş. Üniversiteler de o durumda. Yani baraj puanının olması ya da olmaması hiçbir şeyi değiştirmez...

Özetin özeti: Ne olur artık birbirimizi kandırmayı bir kenara bırakıp ortaya çıkan kara tabloları doğru okuyalım. Trafiği bu olan bir ülkede üniversite sınav sonuçlarının daha iyi olması, eğitimde bu noktada olan bir ülkede de trafiğin daha iyi olması mümkün değil...

Milliyet / 19.08.12