Ali Nesin, vakfa destek olacak yeni oluşumların hayata geçirildiğini söylüyor. Birkaç ay önce kurulan marangozluk atölyesi Nesin Yapı'yı Tarlabaşı Gençlik ve Çocuk Evi izleyecek. Aziz Nesin'in art arda yayımlanan kitapları sağlığındaki kadar çok satıyor.
1995’te babası öldüğü zaman Türkiye’ye kesin dönüş yapıyor Ali Nesin. “En büyük korkum Nesin Vakfı’nı yaşatamamaktı. Korktuğum başıma gelmedi neyse ki” diyor.
O yıllar bütün gelirini vakfın yaşayabilmesi için değerlendiriyor Ali Nesin. Daha sonra da tek bir gelirle vakfı yaşatmanın mümkün olmayacağını düşünerek vakfa destek olacak başka oluşumlar hayata geçiriliyor. Nesin Yayınevi, Matematik Köyü, son birkaç aydır da marangozluk atölyesi - Nesin Yapı. “Bir de bağışlar var. Yüzde 50’sini karşılıyor. Büyük bağışlar arada bir geliyor. ‘İşçiyim, maaşımı aldım, 5 lira verebiliyorum, kusura bakmayın’ diyenler var. Gün gelecek vakıf bağışlardan tamamen bağımsız bir şekilde yürüyecek umarım.”
Tabii bunlar olurken de yetişmiş vakıf çocuklarının da söz sahibi olduğu çekirdek bir aile oluşuyor kendi kendine. Aziz Nesin’e “Aziz Dede” diyen vakıf çocuğu Süleyman Cihangiroğlu da onlardan biri. Cihangiroğlu artık Vakfın yöneticisi.
“Doğramacılık atölyesini kuralı birkaç ay oldu. Kapı, pencereyle başladık. Ahşap masif üzerine işler yapacağız. Ev döşeyeceğiz. Ayaklarının üzerinde durmaya devam ediyor vakıf. Çocuklar gelmeye devam ediyor, mezunlarımız oluyor. Şimdi 42 çocuğumuz var. Ayrıca burs verdiğimiz çocuklar var iki yıldır.”
2005 yılında kurulan yayınevinin başında ise Atay Eriş var. Dört de vakıf çocuğu çalışıyor yayınevinde. Her yıl Aziz Nesin’in aşağı yukarı üç kitabını yayına hazırlıyorlar. “Hiç yayımlanmamış şiirleri var sırada. Azizname, Azizname2 isimli iki taşlama kitabının baskısı bitti. Bir kitapta tekrar basacağız bunları. ‘Okuduğum Kitaplar’ da arşivdeki arkadaşların çalışmalarıyla eklenerek tekrar basılacak.” Nesin’in sağlığındaki kadar çok sattığını söylüyor Eriş. “Sürekli bastığımız kitaplar nedeniyle hâlâ yaşadığını düşünenler oluyor.”
Eriş kısa bir süre önce çıkardıkları “Aziz Nesin’den Sıra Dışı” isimli kutu setini anlatıyor. İçinde Ali Nesin’in daha önce babasının ağzından kaleme aldığı bol fotoğraflı “Gömüyü Arayan Adam” kitabı, saatli duvar takvimi, kendi sesinden şiirlerinin yer aldığı CD, bir belgesel, “Sporcu Milletiz Vesselam” kitabı, iki de Aziz Nesin çizgi romanı var.
“Takvimde her şeyi baştan ürettik. Aziz Nesin’in öyküleri, seçilmiş sözler yer alıyor. Halk takvimini de o takvimin içine ekledik.” Tükenen, 2014’te tekrar basacakları takvim yerine sette “Sanat Yazıları” kitabı var artık. Setin satışı, internet sitesi üzerinden ve doğrudan insanlar aranarak yapılıyor. Aziz Nesin’in arşivini tarayanlar ise Salih Bora ve Esin Pervane.
Bora anlatıyor: “Aziz Nesin’in tiyatro, mizah, karikatür, sinema, fotoğraf üzerine yazdıklarını çevirmekle başladık. Bunları ‘Sanat Yazıları’ adında kitapta topladık. Şimdi 1959’da Akşam gazetesinde yazdığı ‘Yurt Gezileri’ni tarıyoruz. Baba memleketi Doğu Karadeniz’i seçiyor. Çorum, Amasya, Tokat, Rize, Ordu... 1948’de Bursa’da sürgün zamanları. Sivas yazılarında yaptığı saptamalar önemli. Durumu önceden gören, particilerin Müslümanları nasıl kullandığını, bunun tehlikesine dikkat çeken yazılar.”
‘Sivas’ın ardında kim var?’
“Sivas davası hiç görülmedi ki zamanaşımına uğrasın” diyor Ali Nesin. “Önemli olan dava değil, bunun arkasında kimlerin olduğu. Orada askerlerin her şeye rağmen müdahale etmemesi; asıl dava bu. Hiç görülmemiş dava bu.” Sivas olaylarından hemen sonra basında çıkan haberleri, köşe yazılarını derleyecekleri bir mecra oluşturmaya ya da bu yazıları vakfın internet sitesinde yayımlamaya hazırlanıyorlar. “Kitap yapmak istedim ancak telif haklarını almak gerekiyordu. O dönem babama karşı yazılar yazanlar arasından daha sonra özür dileyenler oldu. Silinemeyen bir yara bu... Bütün bunları kapsayan video, fotoğraf, yazılardan oluşan bir arşiv çalışması yapıyoruz.”
Ayşegül Özbek - Cumhuriyet / 06.02.13
