(01.02.13) – ÇHD’li avukatlara yönelik suçlamalar Zaman gazetesi ve Cumhuriyet savcılığınca sürdürüldü.
Zaman gazetesi, yaptığı haberle avukatların Ali Ağaoğlu’ndan haraç almaya çalıştığını iddia etmeye çalıştı. Operasyonu yöneten Savcı Çolakkadı ise ellerinde kesin deliller olduğunu iddia etti.
Zaman bize birşey anlatmaya çalışıyor
Başından beri avukatlara yönelik operasyonları devlet ağzıyla ve hiçbir habercilik etiğini hiçe sayarak duyuran Zaman gazetesi, bu çizgideki yayınını bugün de sürdürdü. Ancak habercilikten öylesine uzaklaşmış olacaklar ki haberde söylemek istediklerini dahi ifade edemedikleri görüldü.
Polisin gizli dosyalarına ulaşmasına artık şaşırmadığımız gazetenin Fazlı Mert isimli muhabirinin yaptığı haberde önce “ele geçirilen suikast listesinden” Ali Ağaoğlu’nun adının çıktığı söyleniyor.
Haberin bir sonraki cümlesi ise önceki ile hiçbir ilgisi olmayan şu cümle: “Operasyonda tutuklanan avukatların örgütten çeşitli gerekçelerle para istediği belirlendi” Haber, “teröristlerin” son hedefinin de Ali Ağaoğlu olduğu iddiasının yinelenmesi ile sürüyor.
Üzerine biraz düşünüldüğünde ise avukatların örgütten para alıp Ali Ağaoğlu’nu izlediğinin söylenmek istenildiği anlaşılıyor. Haberde ayrıca emniyetin “Taşeron Örgüt DHKP-C” biçiminde bir ifade kullanmasının da “dikkat çekici” olduğu söyleniyor.
Ne anlatmak istediği bile anlaşılmayan bu haber, belli ki devletin devrimci avukatları karalamak için hayli mesai harcamaya niyetli olduğunu göstermekte.
Savcı operasyonu değerlendirdi
Öte yandan sözkonusu operasyonu yönlendiren Savcı Çolakkadı da bugün Çağlayan Adliyesi’nde bir basın toplantısı yaptı. Operasyonun hukuka uygun olduğunu söyleyen savcı gündeme gelen ajanlık, kozmik oda gibi konulara ise girmedi. Savcının ortaya delil diye sunduğu bir çok bilgi ise kamuoyuna yansımış ve gerçek dışı olduğu belirtilmişti.
Açıklamada önce yapılanın DHKP/C operasyonu olduğunun altı çizilerek örgüte dair çeşitli suçlamalar sıralandı. Bu aktarımlarla meşruluk yaratılmaya çalışılan açıklama, yapılan operasyonun anlatımı ile sürdü.
Halkın Hukuk Bürosu’nun basılmasına dair yapılan açıklamaların ise ciddiyetten uzak olduğu görüldü zira polisin savcıdan erken gelmesinin “güvenlik tedbiri” olduğu söylenerek yasal prosedür çarpıtıldı. Ayrıca savcı gelene kadar polisin aramaya başlamadığı ifadesi kullanıldı.
Savcı baroda 25 bin avukat bulunduğunu ancak sadece 8 kişinin tutuklandığını söyleyerek soruşturmanın avukatlık ile ilgili olmadığını iddia etti. Ancak soruşturmada avukatlık ile ilgili bilgilerin delil olarak sunulması, bakılan davaların dahi sorgulanmasına açıklamada değinilmedi.
Ayrıca açıklamasında AKP şefi Erdoğan’ı da yalanlayan savcı HHB’de tek kapı olduğunu da söylemek durumunda kaldı.