(21.08.21) - Sermaye devleti, dün (20 Ağustos) akşam saatlerinde Antep Karşıyaka Polis Merkezi yakınlarında gerçekleşen patlamanın ardından, Kürt hareketini hedef alan yoğun bir propaganda süreci işletmeye başladı.

Gerçekleşen saldırıyı hızla PKK'yle ilişkilendiren devlet, medya aracılığıyla Kürt hareketi ve BDP'ye yönelik ırkçı-şoven kampanyaya hız verdi.

Bu çerçevede ipleri çözülen faşist çeteler BDP'nin Antep Şehit Kamil İlçe Binası'nı ateşe verdi. Ardından BDP il binasına saldıran faşistler parti binasının camlarını kırdı. Yine BDP'nin İstanbul Bahçelievler parti bürosuna tehdit mektubu ve molotof kokteyli bırakıldı.

BDP Antep il ve kimi ilçe binalarını hedef alan faşist saldırıların gerisinde sermaye devletinin yönlendirmesinin olduğu bizzat Beşir Atalay'ın konuyla ilgili yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor. “Duygularımız güçlüdür, vatandaşlarımız üzüntü ve tepkilerini ortaya koyacaktır” sözleriyle faşist çeteleri sokağa davet eden Atalay, öte taraftan “Basınımızdan duyarlılık bekliyoruz. Bilgileri elimizden geldiğince vereceğiz. Gereksiz şeyler duyuyoruz” diyerek bombalı saldırı üzerinden yaratılmak istenen şoven atmosferde medyanın rolünü işaret ediyor.

9 kişinin yaşamını yitirdiği ve onlarca insanın yaralandığı bombalı saldırının ardından HPG de bir açıklama yaparak saldırının kendileri ile bir alakasının olmadığını duyurdu. HPG açıklamasında; "20 Ağustos günü Antep merkezde bir patlama meydana gelmiştir. Hem devlet yetkilileri hem de Türk basını bu olayı hareketimiz üzerine yıkmaya çalışmaktadır. Bu patlama ile güçlerimizin herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Kamuoyu ve halkımız da bilmektedir ki güçlerimizin sivillere yönelik bir girişimi olamaz.” denildi.

Gerçekleşen bombalı saldırıyı henüz üslenen olmadı. Ancak sermaye devleti bu saldırıyı bir taraftan Kürt halkına yönelik ırkçı-şoven politikalarına öte taraftan PKK-Suriye ilişkisi eksenine oturtmaya çalışarak Suriye üzerindeki kirli hesaplarına dayanak haline getirmeye çalışıyor.