Devrimci Gençlik Birliği’nin (DGB) 3-4 Ağustos tarihinde düzenlediği “Denizlerin yolunda, Filistin’in yanında!” etkinliğine liseliler olarak katıldık. Etkinliğin ön sürecinde liseli arkadaşlarımızın katılımı için görüşmeler yaptık, stant çalışmalarında çeşitli görevler üstlendik ve nihayetinde başarılı olduk. Farklı liselerden gelen arkadaşlarımızla beraber etkinliği büyük bir coşku ve heyecanla izledik.
Hem etkinlik konuşmalarında hem söyleşide Filistin’de devam eden siyonist işgal ve direniş hakkında yeni bilgiler edindik. Sanatçıların direnişi sahiplenen konuşmaları ve direnişe dair şarkıları mücadelemize olan inancımızı pekiştirdi, kararlılığımızı daha da büyüttü.
Siyonist işgal her gün can almaya devam ederken, Filistin halkı bu işgale karşı var gücüyle direnişini sürdürüyor. ABD ve AB emperyalistleri ise bu katliamları yapan İsrail’e her zaman olduğu gibi destek veriyor. Çocuklar katledilirken, siyonist işgalin temsilcisi Netanyahu Amerikan Kongresi üyeleri tarafından onlarca kez ayakta alkışlanıyor. Sözde "medeniyetin beşiği" olduğunu iddia eden, sürekli “insan haklarından” söz eden AB yine susmayı tercih ediyor. Filistin’e güya “yardım” eli uzatan AKP-MHP iktidarı ise siyonistlerle ticaret hacmini genişletmeye devam ediyor.
Liseli gençler olarak okullarda ve sokaklarda emperyalistlere-siyonist güçlere ve işbirlikçilerine karşı var gücümüzle mücadele etmeye devam edeceğiz. Çünkü gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
Kapitalist sömürü düzeninin bizlere sunduğu koşullar gözler önünde. Durmadan artan fiyatlar, asgari ücretle geçinemeyen emekçiler… Her gün başka bir işçinin, emekçinin, hatta bir çocuk işçinin ölümüne tanıklık ediyoruz. Sadece köle gibi çalıştırıp sömürebilecekleri yeni işçiler istiyorlar.
Sormak istiyoruz: Birçok sıra arkadaşımız, ailesinin geliri yetmediğinden dolayı çalışmak zorunda kalırken bu düzenin sürdürülebilir olduğunu söyleyenler neye dayanarak konuşuyor?
Arkadaşlarımız, eğitimin hiçbir niteliğinin kalmadığını defalarca kez dile getirdi. Eğitim müfredatını dahi gericileştirmek isteyen sermaye iktidarı günden güne bu amacına ulaşıyor. Peş peşe eklenen gerici nitelikteki dersler bunun kanıtı. Liseli gençler olarak bütün bu koşulların değişmesi için mücadele etmenin şart olduğunu biliyoruz.
Etkinliklerde birçok kez söylendiği gibi, örgütlülüğün ve dayanışmanın önemini fark ediyoruz. Faşizme, ırkçılığa, sömürüye, talana karşı kuvvetli bir örgütlülük oluşturmamız gerekiyor. Irkçı-gerici saldırılara karşı haklarımızı hep beraber savunacağız. Okullarımızda, fabrikalarda ve hayatımızın bütün alanlarına girmiş olan kapitalist sömürüye dur dememiz gerek. İnsanca bir yaşam için zorunlu olan budur.
Devrimci liseiler olarak beraberliğimizi sürdüreceğiz. Bizler dayanışma içinde olduğumuz müddetçe gelecek mutlak sosyalizmdir!
İstanbul'dan DLB'liler