Özgürlüğümüze, geleceğimize sahip çıkmak ve Filistin halkı ile dayanışmayı büyütmek için 3-4 Ağustos’ta İstanbul’da buluştuk. Buluşmamıza İstanbul, Ankara, İzmir, Kocaeli, Konya ve Bandırma’dan, 14 üniversiteden (İstanbul Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Boğaziçi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Ege Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Kocaeli Üniversitesi, Kıbrıs Üniversitesi, Kars Kafkas Üniversitesi, Bandırma 17 Eylül Üniversitesi, Çukurova Üniversitesi) onlarca üniversiteli katıldı. Üniversitelilerin, liselilerin, emekçilerin ve sanatçıların katılımıyla başarılı bir şekilde buluşmamızı gerçekleştirdik.
Denizlerin yolunda Filistin’in yanındayız!
Emperyalistler arası hegemonya mücadelesi kızışıyor. Emperyalist güçler dünyayı paylaşmak için kirli savaş ve saldırganlığı tırmandırıyor. Bunun güncel iki örneği Filistin ve Ukrayna’daki savaşlardır. Ukrayna ve Rusya arasında süren savaş 3. yılını geride bırakmıştır. Arkasına ABD ve batılı emperyalist güçleri alan Siyonist İsrail rejimi ise 10 aydır Filistin halkına karşı soykırım ve işgal politikasını hayata geçirmektedir. Ortadoğu bir kez daha emperyalistler tarafından kan gölüne çevrilmek istenmektedir.
Filistin halkı on yıllardır Siyonist İsrail rejiminin saldırılarına karşı taşlarıyla, sapanlarıyla, çocuk generalleriyle onurlu bir direniş sergilemektedir. Bizler bu topraklarda yarım asır önce anti-emperyalist mücadeleyi büyüten Denizlerden aldığımız mirasla Filistin halkının yanında olmaya, mücadelelerini büyütmeye devam edeceğiz.
Emperyalist savaş ve saldırganlığın karşısında direnen halkların yanındayız. Ortadoğu’daki kirli savaşların tarafı olmayacağız. Bizleri emperyalizme asker, kapitalizme köle yapmak isteyenlere karşı mücadeleyi yükselteceğiz.
Tüm bu tablo karşısında Devrimci Gençlik Birliği olarak yaz döneminde de çalışmalarımızı sürdürdük. Özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkma, Filistin halkıyla dayanışmayı büyütme çağrısını yükselttik.
Bu kapsamda Ankara, İstanbul ve İzmir’de kent meydanlarında, üniversite çevrelerinde yaygın bir şekilde çalışmalar yürüttük. Afiş, broşür, stant çalışması ile gençliğe ve emekçilere 3-4 Ağustos’un çağrısını ulaştırdık.
Filistin Gençlik Hareketi’nden bir temsilci Filistin’de yaşanan güncel sürece dair yaptığı konuşmayla etkinliğimize katıldı ve bu topraklarda dayanışmayı yükseltenleri selamladı, RJ (Avrupa DGB) ise etkinliğinize bir video ile katılarak bizleri selamladı; bu yolla enternasyonal dayanışmayı büyüttük.
Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için buluştuk!
Bugün gençliğin en büyük sorun alanlarından biri hiç kuşkusuz gelecek ve özgürlük sorunudur. Emperyalist savaşların ve kapitalist krizlerin faturasından gençlik de payına düşeni fazlasıyla almaktadır. Geniş gençlik kitleleri her geçen gün yoksullaşmaktadır. Yoksulluk ve sefalet koşulları, artan faşist baskı ve zorbalık gençliği her geçen gün daha da geleceksizleştiriyor. Üstelik, gençlik temel yaşam ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz hale geldi. Bununla beraber eğitim hakkının gaspı mevcut ekonomik krizle daha da derinleşti. Okurken çalışmak, niteliksiz barınma koşulları, bunalım ve intiharlar gençliğin payına düşen onlarca sorun alanlarından yalnızca birkaçı. Bizler bu kapsamda 4 Ağustos tarihinde “özgürlüğümüze ve geleceğimize sahip çıkmak” için üniversiteliler ve liseliler olarak yan yana geldik. Çünkü biliyoruz ki “Dünyayı anlamak yetmez onu değiştirmek gerekir!”.
Bu kapsamda hep birlikte tartıştık, hep birlikte çözüm yolları aradık.
Özgürlük ve gelecek buluşmamızın ilk konu başlığı olan “kapitalizm krizde” sunumu ile kapitalizmin yol açtığı ekonomik, sosyal ve siyasal krizlere ilişkin bir dizi tartışma gerçekleştirdik. Dünyada ve Türkiye’de yaşanan iktisadi-mali krizin yarattığı sonuçları ve bunun gençliğe olan yansımalarını tartıştık.
Bunun yanında, kapitalist krizin sosyal ve siyasal sonuçlarını da gündemimize aldık. Krizin doğrudan bir sonucu olan faşist baskı ve saldırganlığı ve gençliğe yansımalarını tartıştık. Bu kapsamda yeni dönemde “gelecek ve özgürlük” mücadelesini büyütmeyi ve “örgütlenme seferberliğini” hedefledik. Geçtiğimiz dönem boyunca gençlik cephesinde yaşanan bir dizi eylemli süreç ve deneyim üzerine tartışmalar gerçekleştirdik. Bu eylemli süreçlerin ve deneyimlerin gençliğin mücadele potansiyelini gözler önüne serdiğini gördük.
İkinci konu başlığımız ise “Gelecek sosyalizmde” idi. Bu kapsamda sosyalizmin güncelliği ve bilimselliği üzerine bir dizi tartışma gerçekleştirdik. Marksizm’in bilimsel dayanakları üzerinden sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünyanın var olabileceğine ilişkin tartışmalar yürüttük. Sovyetler Birliği deneyimi üzerinden eğitim sistemi başta olmak üzere yaşamın bir dizi alanındaki kolektif işleyişi tartıştık. Bu çerçevede örgütlenmenin, birlik olabilmenin ve düzeni değiştirebilmenin adımlarını tartıştık.
Buluşmamız boyunca Ege Üniversitesi yemekhane zam süreci, Boğaziçi Üniversitesi kayyım süreci, barınma sorunu, üniversitede bölümlerin bölünme süreci, ODTÜ’de artan saldırılar (bahar şenliği ve mezuniyetin yasaklanması), örgütlenme, kol kulüp deneyimleri, özel üniversitelerde eğitim hakkının gaspı, İstanbul Üniversitesi Öğrenci Meclisi, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa’da yaşanan süreçler çerçevesinde deneyimler paylaşıldı ve aktarımlar yapıldı. Bunun yanında, liselerde öne çıkan sorun alanlarına dair tartışmalar gerçekleştirdik. Gençliği hedef alan bu saldırılar çerçevesinde “neler yapabiliriz”i konuştuk. Bu kapsamda:
“Gelecek ve özgürlük sorunu”, “eğitim hakkı” gibi temel gündemler üzerinden üniversitelerimizde, yurtlarımızda “hak bilinci” oluşturmaya ve hakları savunmaya dönük çalışmalar yürüteceğiz. Eğitim hakkının temel bileşenleri olan “barınma, beslenme, ulaşım hakkının” parasız, nitelikli, ulaşılabilir olması talebini yükseltecek, mücadeleyi büyüteceğiz.
Bunun yanında, gençlik kitleleri üzerinde kapitalist düzenin yarattığı kültürel yozlaşmaya karşı mücadele edeceğiz. Düzenin kirli aparatları tarafından özellikle de gençlik üzerinde etkisi arttırılmaya çalışılan ırkçılık ve faşist bakış açısına karşı sistemli bir propaganda ve bilinçlendirme çalışması yapacağız. Sorunların gerçek kaynağının kapitalist-emperyalist sistem olduğunu döne döne anlatacağız.
Bulunduğumuz üniversitelerde yaşadığımız sorunları tartışacak ve yan yana gelip birlikteliklerimizi güçlendireceğiz.
Birliğimizin gücüyle mücadeleyi büyüteceğiz!
Bütün toplumu etkisi altına alan iktisadi-mali ve siyasal kriz, tüm yıkıcı sonuçlarını yaşamlarımızda ve üniversitelerimizde yoğun bir şekilde göstermektedir. Kuşkusuz bu sorunlar ve gençliğe ödetilmek istenen yıkımın faturası yalnızca bugünle sınırlı değildir. Ancak dünden bugüne gençlik başta toplumsal sorunlar olmak üzere yaşanan akademik, demokratik sorunlara karşı ayağa kalkmıştır. Bugün de gençlik kitleleri bu potansiyeli bağrında taşımaktadır. Boğaziçi Üniversitesi’nde kayyıma karşı direniş, barınma sorununa karşı dört bir yandan kampüsleri ve yurtları eylem alanına çeviren üniversiteliler bunun henüz sınırlı ancak etkili güncel örnekleridir.
Bütün bunlardan hareketle üniversitelerimizde, yurtlarımızda, yaşam alanlarımızda örgütlenme seferberliği ilan ediyoruz. Geleceğimiz ve özgürlüğümüz için yan yana gelecek, birliklerimizi çoğaltacağız. Tek adam rejiminin yahut bir kayyımın iki dudağı arasından çıkan kararlara karşı üniversitenin bütün birleşenleri ile birlikte “söz, yetki, karar hakkımıza” sahip çıkacak, “Özerk, demokratik üniversite” mücadelesini büyüteceğiz”
Emperyalist-kapitalizmin dünya halklarına onulmaz acılar yaşatan barbar bir sistem olduğu, son dönemde Ukrayna-Rusya arasındaki emperyalist savaşta ve Filistin halkının on aydır maruz bırakıldığı soykırım saldırılarında bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Dünyanın her yerinde işçi ve emekçiler, gençler, kadınlar ve çocuklar emperyalistler ve işbirlikçileri tarafından tırmandırılan savaşlarda katlediliyor, mülteci konumuna düşmek zorunda bırakılıyor. Bütün bu politikaların tek kaynağı ise emperyalist-kapitalist sistemdir. Bu kapsamda gençlik kitlelerine üniversitelerde, yurtlarda, sokaklarda; yani yaşamın her alanında bu savaş, katliam ve sömürünün arkasında kapitalist-emperyalist sistemin olduğunu anlatacağız.
Bu yağma, sömürü ve katliam düzenine karşı gençliği sosyalizm mücadelesine çağıracak, gençlik cephesinde “Düzene karşı devrim!” bakışını örgütleyeceğiz.
-Gençlik gelecek, gelecek sosyalizm!
-Gençlik birliğe, devrime, DGB’ye!
Devrimci Gençlik Birliği
5 Ağustos 2024