8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün ön günlerindeyiz. Tüm dünyada kapitalist sisteminin krizinin derinleştiği, emperyalistlerin çıkarları doğrultusunda kirli savaş politikalarını arttırdığı bir dönemdeyiz. Dünyanın dört bir yanında işçiler, emekçiler, kadınlar, ezilen halklar sömürü, baskı, sosyal yıkım politikaları vb. karşıtı talepleriyle sokaklara çıkıyorlar. İşçi sınıfının mücadele günlerinden olan 8 Mart da başta kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçilerin sokaklara çıktığı, taleplerini haykırdığı bir gün olacak.
AKP iktidarı her alanda iflas eden politikalarını daha da saldırganlaşarak sürdürmektedir. Kardeş halklara yönelik kirli savaş politikalarını sürdürmekte, sermayenin çıkarları doğrultusunda İdlib’de, Libya’da yayılmacı-saldırgan zihniyetle hareket etmektedir. Yolsuzluk, rüşvet, talan ve kirli savaşa dayalı politikalarını işçi ve emekçilere baskı ve zorbalıkla kabul ettirmeye çalışmaktadır. Ekonomik krizi sermaye için fırsata çevirecek adımlar bir bir hayata geçirilmekte, işten atmalar, düşük ücretler, her gün ağırlaşan vergi yükleri ve zamlarla işçi ve emekçilerin beli bükülmektedir. Bu saldırı politikalarının en ağır faturası ise işçi-emekçi kadınlara kesilmektedir.
Sömürü düzeninin devamı için kendisine uysal köleler arayan AKP iktidarı tüm toplumu gericiliğin, yoz kültürün pençesine almaya çalışmaktadır. Bu politikalardan da en çok kadınlar etkilenmektedir. AKP iktidarı, sömürü düzenine kan taşımak için kadının ezilmişliğini besleyecek söylemleri ve uygulamaları hayata geçirmektedir. Bulduğu her fırsatta kadın ve çocuk düşmanı politikalarını hayata geçirmek için adımlar atmaktadır. Yakın dönemde bununla ilgili bir dizi gelişme yaşanmıştır. Örneğin, sözde bir profesör Elazığ depreminin gerçekleşmesini çocuk yaşta evliliklerin yasaklanmasına bağlamıştır. Çocuk istismarının, nafaka hakkının gasp edilmesinin önünü açacak uygulamalar yargı paketleri içerisinde hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Katliam boyutlarına ulaşan kadın cinayetlerini durdurmak için gerçekleşen kitlesel eylemler karşısında iktidarın pervasız söylemleri, yargı önünde ise katillere, tecavüzcülere iyi hal indirimleri devam etmektedir.
Kısacası, içerisinde yaşadığımız sömürü düzeni işçi ve emekçi kadınlara çifte sömürü, baskı ve ölüm dışında bir şey sunmamaktadır. Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu olarak başta emekçi kadınlar olmak üzere tüm işçi ve emekçileri kadınların gerçek kurtuluşu olan sosyalizm mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde alanlarda olalım, mücadele taleplerimizi yükseltelim. Kadın cinayetlerine, gericiliğe, baskıya, ağır çalışma koşullarına, çifte sömürüye karşı eşitlik, özgürlük ve sosyalizm taleplerimizi hep birlikte haykıralım!
Yaşasın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü!
Kadın olmadan devrim olmaz, devrim olmadan kadın kurtulmaz!
Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu