TÜSİAD, “Geleceğimiz için Eğitimi Birlikte Konuşmak Konferansı”nı 5 Eylül Perşembe günü gerçekleştirdi. AKP’nin eğitim bakanı Yusuf Tekin konferansa katıldı ve konuşma yaptı. Tekin konuşmasında “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”ni övdü, başarı hikayeleri yazdı ve sermayeye göz kırptı. Yusuf Tekin konuşmasında konferansın başlığındaki "geleceğimiz" vurgusunun eğitim politikalarının amacını özetlediğini, "birlikte" vurgusunun da politika belirleme süreçlerindeki ana yöntemlerinden biri olduğunu ifade ettiği.
Tekin “Eğitimde bilgi yükünün hafifletilmesi, beceri odaklı eğitime geçiş, öğretmen ve öğrenci katılımının artırılması” gibi cümlelerle süslediği konuşmasında özünde sermayeye sunulan dikensiz gül bahçesini tarif etti.
Sermayeye müjde, öğrencilere kölelik
28 Şubat süreciyle mesleki eğitim alanın tahribata uğradığını belirten Tekin, 2014 yılından bu yana bu alanda önemli adımlar atıldığını vurguladı ve şunları sıraladı:
“Sektörle ortak proje meslek liselerinin kurulması, işbaşı eğitimlerine asgari ücretin yüzde 30 ve 50’si oranında kamusal destek sağlanması, stajyer gençlerimizin iş kazaları ve meslek hastalıklarına karşı sigortalanması ve MESEM’lerin zorunlu eğitimin bir parçası olması gibi adımlar bu anlamda çok önemliydi.”
Yusuf Tekin mesleki eğitim alan ortaöğrenim öğrenci oranının yüzde 15 arttığını belirtti ve iş cinayetlerinin kol gezdiği MESEM’lerin zorunlu eğitimin parçası haline gelmesiyle övündü.
Mesleki eğitimde dört yeni okul modeli
Milli Eğitim Bakanı, sermayenin ihtiyaçları kapsamında gündemlerinde olan yeni uygulamaları da sıraladı. Mesleki eğitim alanında “bölge”, “ihtisas”, “sektör içi” ve “sektöre entegre” olarak tanımladıkları dört yeni okul modeline işaret etti.
Çocuk emeğini sermayeye altın tepsiyle sunmak anlamına gelen bu uygulamalar ile sanayide üretimin artmasının hedeflendiği açıkça dile getirildi.
Emekçilere dönük “kemer sıkma” politikalarının arttığı, esnek ve kölece çalışma koşullarının işçi sınıfına dayatıldığı bir süreçteyiz. Öte yandan, “dönüşüm” süreçleriyle birlikte sermayenin ihtiyaç duyduğu iş gücü ihtiyacına tam uyumlu eğitim programları planlanmaktadır. Bu da dolaysız biçimde bu sistemde çocuk emeği sömürüsünün artması ve mesleki eğitim alanındaki öğrencilerin eğitim hakkının gasp edilmesi anlamına geliyor.
Sınıf devrimcilerinin 2018 yılında gerçekleştirdiği “Devrimci bir sınıf hareketi için… Mesleki eğitim kurultayı” sonuç deklarasyonunda şunlar vurgulanıyor:
“-Mesleki eğitim aracılığı ile atölyelerde, stajda kapitalist sömürü dişlileri arasında ucuzun da ucuzu iş gücü olarak kullanılan gençler, giderek üretimin temel bileşenleri haline getirilmektedir. İşçi sınıfının esnek, güvencesiz koşullarda, her türlü sosyal haktan yoksun sefalet ücretlerine çalışmasının temel dayanaklarından birisi de mesleki eğitim alanı üzerinden yaratılacak ucuz emek ordusu olarak görülmektedir. Yaygınlaşan çocuk emeği sömürüsü ise yine mesleki eğitim üzerinden perdelenmek, katmerli sömürü koşullarının önü açılmak istenmektedir.
-Eğitimin bir parçası olarak gerçekleşmesi gereken atölye ve staj süreçleri, olması gereken asıl kapsamından giderek daha da uzaklaşmakta, kapitalist üretimin ihtiyaçlarının şekil verdiği dizginsiz bir sömürü alanına dönüşmektedir.”
2018 yılından bugüne atılan adımlar bu alanda sistematik bir sürecin işlediğini göstermektedir. Mesleki eğitim merkezlerinin her alanda yayılması, hapishanelerde mesleki eğitim merkezlerinin açılmasından OSB’lerde açılması düşünülen meslek okullarına dek, mesleki eğitim alacak öğrencilerin yaş aralığının düşürülmesi (ilkokul sonrası mesleki eğitime yönlendirme) bu alanda atılan adımların güncel boyutlarını işaret etmektedir.
Milli Eğitim Bakanı Tekin’in TÜSİAD toplantısında yaptığı konuşma mesleki eğitimde sömürünün artacağını göstermektedir. Bu yanıyla Mesleki Eğitim Kurultayı’nda ortaya konulan talepler güncelliğini korumaktadır. Emeğin korunması mücadelesi kapsamında ortaya konan talepler şunlardır:
“-İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınsın, stajyer cinayetlerine son!
-14 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaklansın!
-14-18 yaş arası çocuklar için maddi üretim genel ve mesleki eğitimle birleştirilsin!
-16-18 yaş arası çocuklar için 4 saatlik, 14-16 yaş arası çocuklar için 3 saatlik iş günü!
-Meslek liseli stajyer işçilere 4 saatlik iş günü! Eşit işe eşit ücret!
-18 yaş altı çıraklar eğitime yönlendirilmeli! 18 yaş üstü çıraklar kadroya alınmalı!
-Staj sömürüsüne son!
-Niteliksiz staj eğitimine son!
-Dayak, taciz, küfür ve aşağılanmaya son!
-Kuralsız, esnek çalışmaya son!”