Diyanet İşleri Başkanlığı’nın projelerine göre öğrenciler okul çıkışı Kuran Eğitim Merkezleri’ne gidecek. Eğitim merkezlerinin müfredatı Diyanet tarafından hazırlanacak ve eğitimlerde yine Diyanet’in hazırladığı veya “uygun gördüğü” ders materyalleri kullanılacak. Teorik ve pratik olarak yapılacak eğitim hizmetlerinin yürütülmesinde ise Diyanet Akademisi, müftülükler ve ilahiyat fakülteleriyle işbirliği yapılacak.
Konuya ilişkin açıklama yapan Diyanet Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, Kuran Eğitim Merkezleri’nin Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından belirlenen liselerle eşleştirileceğini belirterek “Hem liseye gidecekler hem de eğitim merkezlerimizde müfredatımızı da görecekler. Öğrenci günün yarısında okuldaki derslerini aldıktan sonra diğer yarısını Kuran Eğitim Merkezleri’nde geçirecek” dedi.
Cumhuriyet’te yer alan habere göre, konuya tepki gösteren eğitimci Nurcan Korkmaz, yoksul ailelerin çocuklarının iki seçenek arasında kalarak çıkmaza sürüklendiğini söyledi. Korkmaz konuya ilişkin şunları söyledi:
“MEB yoksul kesimden gelen çocuklara iki seçenek tanıyor: MESEM’lerde ucuz işgücü olmak veya imam hatiplere ya da hafızlık kurslarına yönlendirilmek. Aslında bu temelde Tevhidi Tedrisat Yönetmeliği’ne aykırı. Biz bunu aslında şöyle de görebiliriz: MEB bir anlamda Diyanet tarafından yönlendiriliyor. Türkiye’de eğitim aslında Diyanet’e ve bir taraftan da sermayeye teslim ediliyor. İki ucu açık bir şekilde ve gittikçe de dinselleşiyor. Zaten maarif müfredatıyla ve Öğretmenlik Meslek Kanunu’yla imam hatip olmayan okullarımız bile seçmeli derslerle bir anlamda imam hatip haline getirilmiş, her yönüyle dinselleştirilmişti. Bu Kuran Eğitim Merkezleri ise çocuklarımızın tamamen örgün eğitiminden uzaklaştırılması demek.”
Yapılan hamlelerin bir bütün olarak incelenmesi gerektiğini belirten Korkmaz “Özellikle ortaöğretim düzeyinde alt sınıftan ve yoksul çocukların ulaşabileceği, sadece iki ayaktan ilerleyen bir eğitimin kaldığını görüyoruz” dedi.