Mesleki Eğitim Kurultayı Sonuç Bildirgesi: Devrimci bir sınıf hareketi için ileri!

Eğitimin bir parçası olarak gerçekleşmesi gereken atölye ve staj süreçleri, olması gereken asıl kapsamından giderek daha da uzaklaşmakta, kapitalist üretimin ihtiyaçlarının şekil verdiği dizginsiz bir sömürü alanına dönüşmektedir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 27 Ocak 2018
  • 07:09

Devrimci bir sınıf hareketi yaratma ihtiyacı ve hedefi kapsamında gündeme gelen Mesleki Eğitim Kurultayı başarıyla gerçekleşti. Farklı işkollarından işçiler, stajyerler, meslek lisesi ve MYO öğrencileri, lise ve üniversiteli gençliğin katıldığı kurultay bir dizi başlıkta anlamlı sunumlar ve tartışmalar gerçekleştirdi. Yürünmesi gereken yola ışık tutmaya çalıştı, kimi kararlar aldı.

Haftalar öncesinden başlayan kurultay çalışmaları, farklı bir dizi alanda oluşturulan hazırlık komiteleri aracılığıyla politik ve pratik bir hazırlığa konu edildi. Hazırlık komiteleri ile kurultay çalışmaları kolektif bir zemine kavuşturulmaya çalışıldı. Sınıf devrimcilerinin toplam birikiminin yön verdiği bir bakış ile bugünün ihtiyaçlarına yanıt üretmek için hazırlanan sunumlar/tebliğler, ayrıntılı tartışmaların ürünü olarak ortaya çıkartıldı.

Kurultay ön hazırlığı mesleki eğitimin gençlik ve sınıf mücadelesi açısından taşıdığı önemin yanı sıra, bu alanları devrimci sınıf mücadelesinin mevzileri haline getirebilmenin pratik ve politik sorunlarına yoğunlaşma süreci olarak yaşandı. Söz konusu yoğunlaşmanın bir diğer ayağı ise pratik mücadele ile bağı içerisinde değerlendirildi. Çalışma yürütülen alanların somutluğu üzerinden karşılaşılan sorun alanlarına, kurultay gündemi vesilesiyle, mesleki eğitim alanının özgünlüklerini de gözeten tarzda yaklaşıldı. Kurultay ön hazırlık dönemi bu kapsamıyla sadece bir tartışma süreci olarak değil, aynı zamanda pratik mücadelenin örgütlendiği, çıkan deneyimlerin kolektifleştirilmeye çalışıldığı bir süreç olarak yaşandı.

Mesleki Eğitim Kurultayı üç ayrı bölüm üzerinden gerçekleştirildi. İlk bölümde gençlik cephesinden mesleki eğitimin tartışıldığı, bu alanın sorunlarının, taleplerinin ve yönelimlerinin netleştirilmeye çalışıldığı başlıklar yer aldı. İkinci bölümde ise, mesleki eğitimin sınıf mücadelesi ile bağı, sermayenin yönelimleri, mücadele bakışı, hattı temel tartışma başlıkları olarak yerini aldı. Kurultayın son bölümü ise kürsünün katılımcılara bırakıldığı tartışma bölümü oldu. Sınıf ve gençlik cephesinden bu bölümde kurultayın ana gündemlerini güçlendiren, özgünleştiren anlamlı konuşmalar gerçekleştirildi. 

***

Devrimci bir sınıf hareketi bakışı ve misyonu çerçevesinde anlamlandırdığımız Mesleki Eğitim Kurultayı’nı öncesi ve kurultay anı üzerinden maddeler halinde değerlendirmek gerekirse:

-Dünya ile birlikte Türkiye’nin içinden geçtiği çok yönlü kriz süreci, işçi sınıfının toplum çapında devrimci bir taraf olarak kendini ifade edebilmesini her zamankinden daha yakıcı bir ihtiyaç olarak ortaya koymaktadır. İşçi sınıfının devrimcileşmesi ise fabrikalarda, işkollarında yürütülecek devrimci sınıf çalışmasının güçlendirilmesi, sınıfın öncü unsurlarının devrimci politikaya kazanılabilmesini zorunlu kılmaktadır. Bu aynı zamanda sermayenin ihtiyaç duyduğu iş gücü ihtiyacını karşılayan temel alanlar olarak mesleki eğitim alanını, bu alanda bulunan gençliği bütünlüklü olarak mücadelenin bir parçası haline getirme çabası ile birleşmelidir. Mesleki eğitim alanı sınıfın devrimci geleceğini etkileyecek temel bir noktada bulunmaktadır.

-Son yıllarda gittikçe yoğunlaşan dönüşüm süreçleri, sermayenin ihtiyaçları ile tam uyumlu bir mesleki eğitim alanı yaratma çabası, yaşanan pratik bir dizi deneyimle birlikte düşünüldüğünde mesleki eğitim alanını sınıf mücadelesinin dolaysız bir parçası haline getirmekte, bu alanda bulunan genç güçleri bugünün ve geleceğin işçileri yapmaktadır.

-Kapitalist üretim sürecinin ihtiyaç duyduğu ucuz, nitelikli, kalifiye ve kendini sürekli yenileyebilen esneklikte işgücü bu alanlarda yaratılmak istenmektedir. Türkiye’nin genç nüfus potansiyelini bu temelde şekillendirme çabası temel hedef haline gelmektedir. Yerli ve yabancı sermaye için ucuz emek ordusu yaratma anlamına gelen bu dönüşüm, aynı zamanda kapitalizmin bakışı, değer yargıları ile yeni işçi kuşaklarını bilinç planında esir almayı içermektedir.

-Mesleki eğitim aracılığı ile atölyelerde, stajda kapitalist sömürü dişlileri arasında ucuzun da ucuzu iş gücü olarak kullanılan gençler, giderek üretimin temel bileşenleri haline getirilmektedir. İşçi sınıfının esnek, güvencesiz koşullarda, her türlü sosyal haktan yoksun sefalet ücretlerine çalışmasınının temel dayanaklarından birisi de mesleki eğitim alanı üzerinden yaratılacak ucuz emek ordusu olarak görülmektedir. Yaygınlaşan çocuk emeği sömürüsü ise yine mesleki eğitim üzerinden perdelenmek, katmerli sömürü koşullarının önü açılmak istenmektedir.

-Eğitimin bir parçası olarak gerçekleşmesi gereken atölye ve staj süreçleri, olması gereken asıl kapsamından giderek daha da uzaklaşmakta, kapitalist üretimin ihtiyaçlarının şekil verdiği dizginsiz bir sömürü alanına dönüşmektedir. Okullarda atölyeler “piyasaya iş yapan fabrikalar” gibi işletilmekte, eğitim adı altında çoğu durumda ücretsiz işçilik yaygınlaşmaktadır. Staj süreci için gidilen fabrikalar ise her yıl üretim planlamalarını gelecek stajyerlere göre yapmaktadır. Kimi büyük fabrikalarda sayıları yüzlerle ifade edilen önemli bir iş gücü ortaya çıkartılmaktadır. Yine birçok fabrikada stajyerler üretimin temel bileşeni durumundadır ve neredeyse üretim bantlarını tek başlarına yürütmektedirler.

Buna sermayenin okullara, bölümlere yönelik sponsorluk anlaşmaları ile güvencelenmek istenilen stajyer işçilik gerçekliği eklenmektedir. Mesleki eğitim kurumları bu kapsamıyla giderek genelliğinden çıkartılarak sanayi bölgelerinin, tek tek fabrikaların ihtiyaç duyduğu iş gücünü yetiştirecek kurumlara dönüşmekte, buna uygun alanlara taşınmakta, içeriklendirilmektedir.

-Temel fabrikalar artık işe alma şartı olarak meslek okulu mezunu olmayı temel bir kriter olarak öne sürmektedir. Sermaye düzeninin kısa, orta ve uzun vadeli hedeflerinde temel bir başlığı ifade eden mesleki eğitimin ağırlığı diğer eğitim kurumlarına oranla sistematik olarak arttırılmaya çalışılmaktadır.

-Sınıfa yönelik kapsamlı ekonomik, sosyal, siyasal saldırıların bir parçası olarak güvencesiz ve esnek çalışma yöntemleri sermaye için kullan-at işçiliğin yaygınlaşması anlamına geliyor. Taşeronluk yaygınlaşıyor. Bu ise fabrikalarda eski işçilerden çok genç işçilerin var olması, sürekli bir dönüşüm yaşanması anlamına geliyor. Metal Fırtına’nın ardından yaşanan işçi kıyımı dalgası ve metal fabrikalarının bugün büyük bir bölümünün meslek okulu mezunu genç işçilerden oluşuyor olması ifade ettiklerimize güncel somut örnekler olarak verilebilir durumdadır.

-Mesleki eğitimin işçi sınıfının çalışma ve yaşam alanında tuttuğu bu kritik yer, bir dizi uygulamayla daha da belirgin hale getiriliyor. Bu tablo ise mesleki eğitim alanında bulunan gençliği sınıf mücadelesine pratik ve politik olarak kazanabilmenin önemini ortaya koyuyor. Sınıfın genç güçlerini kazanma çabası, esasta geleceği kazanma çabasıdır. Buna uygun bir yönelim, dikkat ve yoğunlaşmayla gündeme alınmayı, sınıf çalışmasının/mücadelesinin önemli bir yönü olarak değerlendirilmeyi fazlasıyla hak etmektedir. Dahası akan süreç ve gelişmeler bunu zorunlu bir ihtiyaç haline getirmektedir.

-Mesleki eğitim okullarında eğitim gören gençlik kitleleri daha okul sıralarında yoğun bir emek sömürüsüne maruz kalmalarının yanı sıra, eğitim alanında gündeme gelen saldırılardan da doğrudan etkilenmektedirler. Türkiye’de eğitimin var olan niteliksiz, anti-bilimsel, ezberci yanı mesleki eğitim alanında daha katı gerçekler olarak karşımıza çıkmaktadır. Mesleki eğitimde okuyan öğrenciler var olduğu kadarıyla dahi genel eğitimden yoksun bırakılmaktadır. Üniversitede okuma hakkı daha baştan ellerinden alınmaktadır. Meslek dersleri nitelikli bir zeminde işin bütününün öğretildiği, uygulamalı eğitimin pratik bir deneyim kazanma süreci olarak hayat bulduğu değil, sermayenin ihtiyaçları ekseninde, piyasa koşullarının şekillendirdiği, sömürü ilişkilerinin güçlendirilmesi ihtiyacına hizmet eden bir içeriktedir.

Tüm bu gerçeklerden hareketle, Kurultay’ımız aşağıdaki talepler üzerinden okulda, fabrikada ve sokakta mücadeleyi büyütme kararlılığı ortaya koymuştur:

-Staj sömürüsüne son!

-Niteliksiz staj eğitimine son!

-Dayak, taciz, küfür ve aşağılanmaya son!

-Kuralsız, esnek çalışmaya son!

-Grev kırıcılığına hayır!

-Her alanda söz, yetki ve karar hakkı!

-Fabrikalarda stajyerlere örgütlenme hakkı!

-Stajyer işçilerin sendikalaşmaları önündeki engeller kaldırılsın!

-Her türlü alan dışı çalıştırma ve angaryaya son!

-İşçi sağlığı ve iş güvenliği önlemleri alınsın, stajyer cinayetlerine son!

-Faşist disiplin yönetmeliklerine son!

-Patronların ve temsilcilerin not verme yetkisine son!

-Ortaçağ’dan kalma bir yarı-feodal uygulama olan çıraklık tasfiye edilsin!

-14 yaşından küçük çocukların çalıştırılması yasaklansın!

-14-18 yaş arası çocuklar için maddi üretim genel ve mesleki eğitimle birleştirilsin!

-16-18 yaş arası için 4 saatlik, 14-16 yaş arası için 3 saatlik iş günü!

-Meslek liseli stajyer işçilere 4 saatlik iş günü! Eşit işe eşit ücret!

-Meslek Yüksek Okul’lu stajyer işçiler için eşit işe eşit ücret!

-Atölyede ürettiklerimiz üzerinden döner sermayeye ayrılan pay eğitim alanına aktarılsın. Döner sermaye denetlenebilir bir sisteme tabi tutulsun.

-18 yaş altı çıraklar eğitime yönlendirilmeli! 18 yaş üstü çıraklar kadroya alınmalı!

-İŞKUR İEP’li işçiler kadroya alınmalı ve İEP ortadan kaldırılmalı!

-Stajyer işçilere devlet tarafından sağlık sigortası değil, patron tarafından prime esas kazançlı sigorta!

-Ücretleri devlet değil, patronlar karşılamalı!

Ayrıca, gerçekleştirilen sunum ve tartışmaların ardından Kurultay’ımıza şu önergeler sunulmuş ve kabul görmüştür.

-Fabrika alanında stajyerlerin örgütlenmesi konusuna ağırlık verilmeli. Her fabrikanın temel örgütlülüğü olan komiteler, stajyerleri de kapsayacak bir bakışla hareket etmeli, bu yönlü alt komiteler oluşturulmalı.

-Fabrikada sendikal örgütlülük varsa, muhakkak Stajyer Komisyonları kurmalı. Stajyerlerin sendika hakkı için mücadele etmeli. Halihazırda bu zeminler mevcutsa bu gündemli kampanyalar örgütlemeli.

-Gençlik mücadelesi ile sınıf hareketinin kesiştiği mesleki eğitim alanı üzerinden, mücadele pratiği içerisinde ve somut özgünlüğünde koordinasyonlar geliştirmeli.

-Sınıf örgütleri (Sendikalar, birlikler, dernekler, işyeri komiteleri), çocuk ve genç emeğinin azgınca sömürülmesine karşı emeğin korunması kapsamında kampanyalar düzenlemeli.

-Önümüzdeki yıl, kurultay çalışmasının yarattığı deneyim ve pratik birikimle birlikte merkezi bir kurultay gerçekleştirilmeli.

-Kurultay bileşenleri süren direnişlerle eylemli bir dayanışma sergilemeli.

-Metal TİS’lerinde grev gündemi somut bir hal almış bulunuyor. Kurultayımız metal grevini selamlamalı ve pratik olarak metal işçileri ile dayanışma içerisine girmeli.

Kurultay Hazırlık Komitesi
23 Ocak 2018