Ekonomik, siyasi, sosyal, ahlaki krizler içinde debelenen Saray rejiminin izlediği saldırganlık dizisinin bir yanını toplumsal muhalefete dönük baskı ve zorbalık izlerken diğer yanını ise kendi dışındaki her kesime düşmanlık tamamlıyor. Ülke dışına çıkacak gençleri “süfli amaçlar peşinde koşmak”la itham eden, işçi cinayetlerine “fıtrat” diyen, TTB’yi ve başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı “terörist” ilan eden, gazetecileri, aydınları “hain” diyerek hedef gösteren iktidarın saldırganlığı histerik bir hal almış bulunuyor.
Erdoğan, AKP’ye katılma töreninde “Kaç çocuğun var?” diye sorduğu Mehmet Ali Çelebi’ye “Çocuk çok önemli. Bak PKK’nın 5 tane, 10 tane, 15 tane var” dedi. Saray rejiminin şefinin ağzından dökülen bu sözler ilk defa söylenmiyor. AKP-MHP iktidarının hastalıklı zihniyetini ortaya koyan bu ibretlik sözler, Kürt halkına düşmanlıkta sınır tanınmadığının yeni bir ifadesi. Bu sözler AKP-MHP iktidarının kodlarında olan ırkçılığın-şovenizmin dışavurumudur. Bu sözler “din kardeşliği” demagojisi yapan Tayyip Erdoğan ve şürekâsının bu konuda da riyakar olduğunun yeni bir göstergesidir sadece.
Saray rejimi Kürt halkına riyakarlıkta resmi ideolojinin devamcısıdır. Çocuk söylemleri ise MGK’nın 12 Aralık 1996’daki hükümete sunduğu “Kürt Raporu”nu akıllara getirdi. MGK’nın o tarihte hazırladığı “Kürt Raporu”nda 2025’te “Kürtlerin sayısının Türkleri aşacağı” tespiti yer alıyor ve üçten fazla çocuk yapana ceza verilmesi öneriliyordu. Yıllar sonra Erdoğan’ın dilinden dökülenler bu zihniyetin izdüşümünü taşımaktadır.
***
Geçtiğimiz günlerde, TSK’nin Güney Kürdistan’da gerillalara karşı kimyasal silah kullanıldığı iddialarının araştırılmasını isteyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hedef gösterilerek tutuklandı. Kürt basınına yönelik gözaltı terörü estirildi, milletvekillerine polis şiddeti uygulandı.
Sistematik olarak tırmandırılan ırkçı-şoven saldırganlığın bir diğeri ise futbol maçlarında yaşandı. Mersin’de HPG’nin üslendiği eylem sonrasında Afyon İl Jandarma Komutanı Yılmaz Kırgel’in Afyonspor ile Amedspor arasında yapılacak maçı “milli mesele” haline getirmesi ırkçılığın nasıl linç kültürüyle birlikte örgütlendiğini bir kez daha ortaya serdi. Erdoğan’ın ağzından dökülen sözlerde Afyon İl Jandarma Komutanı’nın ağzından dökülen sözlerin bir bütünlüğü var.
Her fırsatta Kürtleri düşmanlaştıran ve “terörist” ilan eden, şoven kışkırtmalarla saldırgan politikalarını toplum içinde meşrulaştırmaya çalışan Saray rejimi “Türkiye Yüzyılı”na hazırlık yapıyor. Erdoğan’ın 28 Ekim’de açıkladığı “Türkiye Yüzyılı”ndan Kürt halkının payına bir kez daha ırkçı-şoven saldırganlık, katliam, baskı ve zorbalık çıkacağından ise kuşku duymamak gerekiyor.