Tehdit sopası ÖMK’ya karşı mücadeleye!

Gerici-faşist iktidar kendilerine biat etmeyenlere yönelik fiili baskı ve zorbalıkla hayata geçirdiği uygulamalara sürekli olarak “yasal” kılıflar hazırlıyor. ÖMK da eğitimin temel bileşenlerinden öğretmenlere yönelik tehdit sopasıdır.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 14 Temmuz 2024
  • 08:00

Düzen muhalefeti ile siyasal iktidar arasındaki “normalleşme” ve “yumuşama” tartışmalarının gölgesinde emekçilere yönelik birçok saldırı peyder pey hayata geçiriliyor. Bir yandan Şimşek-Erdoğan ekonomi programı ile krizin faturası yeni bir düzeyde emekçilere yüklenirken diğer yandan kayyım saldırısı ile Kürt halkının iradesi yok sayılıyor, 9. Yargı Paketi ile kadın hakları hedef alınıyor, sokak hayvanlarını katledecek yasa hazırlığı yapılıyor vb…

Demokratik hak ve özgürlüklere yönelik birçok saldırı hızla uygulamaya konularak gerici-faşist rejim tahkim edilmek isteniyor. Bunlardan biri de toplumsal yaşamın önemli alanlarından biri olan eğitime yöneliktir. Tarikatların, cemaatlerin ve patronların insafına terk edilen eğitim alanı sistematik biçimde dini referanslara ve piyasanın ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Tarikat ve cemaat şefleriyle Saray’da hazırlanan ırkçı, dinci-gerici müfredat taslağının tüm itirazlara rağmen topluma dayatılmasının hemen ardından patronlarla Külliye’de hazırlanan Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) da öğretmenlerin talepleri yok sayılarak komisyondan geçti ve Meclis Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlandı. ÖMK eşit işe eşit ücret ilkesinin yok sayılması, iş güvencesinin ortadan kalkması, iş yükünün artması, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırılması gibi birçok saldırıyı içeriyor. Aynı zamanda eğitim emekçileri okullarda yürütülen dinci-gerici faaliyetlerin uygulayıcısı yapılmak isteniyor.

Milli Eğitim Akademisi

ÖMK’da yer alan başlıca saldırı maddelerinden birisi yeni kurulacak olan Milli Eğitim Akademisi’dir. Kanun teklifine göre, eğitim fakültelerinden mezun olanlar akademide bir süre daha “eğitim” görmeye devam edecek. Eğer “yeterli” görülmezlerse meslekten alınıp geri hizmetlerde görevlendirilecekler. Bakanlık görevlileri veya müfettişler, denetime tuttukları eğitimcilerin öğretmen olup olamayacağına karar verecek. Öte yandan, akademide görülen “eğitim” boyunca öğretmen adayları asgari ücretin de altında kalan 14 bin 190 lira ile yaşamaya mahkûm edilecek. Akademide “yeterli” olanlar ise 3 yıl sözleşmeli çalışmaya başlayacak.

İş güvencesini ortadan kaldıran bu madde ile iktidarın “onaylamadığı” öğretmenler meslekten men edilebilecek. Aynı zamanda öğretmenlerin atanmasının önündeki engeller ve çalışan öğretmenler üzerindeki baskı daha da artacak.

İş yükü artacak

Kanun teklifinde öğretmenlere yeni disiplin cezaları ve görevlendirmeler de getiriliyor. ÖMK’nın 5. Maddesi’ne göre öğretmenlerin yürütmekle görevli oldukları işlere “nöbet tutmak, merkezî veya mahallî yapılan sınavlarda görev almak, kurul ve komisyonlara, tören ve toplantılara, öğrencilere yönelik düzenlenecek etkinlikler ile kulüp faaliyetlerine katılmak” gibi angarya işler de eklenecek.

Söz konusu maddeye göre hafta içi mesai saati dışında ve hafta sonu yapılacak toplantılara da katılım zorunluluğu getirilecek. ÇEDES kapsamında düzenlenen birtakım “etkinliklere” zorunlu katılım anlamına gelen bu madde ile öğretmenler gerici faaliyetlerin parçası yapılmak isteniyor. Gerici etkinliklere katılımı reddeden öğretmenlere ise “disiplin cezaları” ile tehdit sopası gösteriliyor.

“Kariyer basamakları” şiddetin tetikleyicisi

Kanun teklifinde bir diğer dikkat çeken değişiklik öğretmenlik mesleğinin öğretmen, uzman öğretmen ve başöğretmen olarak üç kariyer basamağına ayrılması. Anayasa Mahkemesi 2022’de kariyer basamaklı öğretmenlik sistemini iptal etmese de özellikle uzman/başöğretmenlik konusunun değerlendirilmesine dair daha objektif ifadeler kullanılması gerektiğini belirtmişti. Söz konusu düzenleme öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırarak ve ayrımcılığı derinleştirerek eğitimde şiddetin tetikleyici unsurlarından birini daha güçlendirecektir. Öte yandan, aynı işi yapan eğitim emekçilerini kademelendirerek farklı ücretler verilecek, eşit işe eşit ücret ilkesi yok sayılacak ve genel anlamda ücretler düşürülecektir.

ÖMK teklifinde olmayanlar

Henüz taslak hazırlanırken eğitim emekçilerine söz hakkı tanınmaması, yandaş sendikalar dışındaki sendikalarla görüşülmemesi iktidarın konuya dair hedefleri hakkında açıklık sağlıyor. Eğitim emekçilerinin düşük ücret, işsizlik, KHK, mobbing, meslek hastalığı, şiddet gibi ağır sorunları orta yerde dururken hazırlanan meslek kanunu, hiçbir sorunu çözmediği gibi daha da ağırlaştırıyor.

Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası, 2023-2024 eğitim öğretim yılında özel okullarda çalışan öğretmen sayısının 200 bine yakın olduğunu ve özel okul öğretmenlerinin 17 bin ile 25 bin TL arasında maaş aldığını belirtiyor. ÖMK’ya taban maaş düzenlemesinin eklenmesi ve özlük hakları için günlerdir Meclis önünde nöbette olan öğretmenlerin talepleri ÖMK’da görmezden gelindi.

ÖMK’da engelli öğretmenler de yok sayıldı. Mevcut öğretmen atama ve yer değiştirme yönetmeliğinde “engelli öğretmen ataması” şeklinde bir bölüm varken ÖMK’da engelli öğretmen atamalarına dair özel bir bölüm bulunmaması engelli öğretmenlerin de yok sayıldığını gösteriyor.

“Kendi elemanımızı seçmemiz gerekiyor”

Sarayın Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin Milliyet’e verdiği röportajda ÖMK ile neyi hedeflediklerini itiraf etti. Tekin, Milli Eğitim Akademisi’nin kurulmasına dair “Bakanlık olarak kendi elemanımızı seçebilmemiz gerekiyor” cümlesini sarf etti. Eğitim alanını şirket, öğretmenleri eleman, öğrenciyi müşteri, kendisini patron gören Bakan Tekin’in ifadeleri, gerici-faşist iktidarın bütünüyle eğitime bakışının özetidir. Bu tabloda Milli Eğitim Akademisi de baskı aygıtı işlevi görecek, gericiliğe biat etmeyen öğretmenleri meslekten men etmenin önü açılacaktır.

***

Gerici-faşist iktidar kendilerine biat etmeyenlere yönelik fiili baskı ve zorbalıkla hayata geçirdiği uygulamalara sürekli olarak “yasal” kılıflar hazırlıyor. ÖMK da eğitimin temel bileşenlerinden öğretmenlere yönelik tehdit sopasıdır. Eğitim emekçilerinin ÖMK’ya karşı meslek onuruna, haklarına ve geleceklerine sahip çıkma mücadelesi sürüyor. Saldırının püskürtülmesi ise çocuklarının geleceğinden kaygı duyan her işçi ve emekçinin mücadele eden öğretmenleri yalnız bırakmaması ile mümkündür.