Musa Anter: Bu ülkenin sanığı, mahkûmu, davacısı...

Yakın zamanda 30 yıldır devam eden dava dosyasının zamanaşımına uğraması ihtimali konuşuluyor. Devlet istediği kadar dosyaları kapatmaya-geçiştirmeye çalışsın. Kürt halkının sesi soluğu olan Musa Anter mücadelemizde yaşamaya devam edecek. Ve elbet birgün yitirdiğimiz onca yiğit insanımızın hesabı sorulacak.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 20 Eylül 2022
  • 08:00

“Ve dağlara sevdalanırdık,

Karabasan gecelerin sabahında...

Direnmek kalırdı kürde...

Çünkü yaşamın bir başka adı direnmektir.”

Musa Anter

Musa Anter (Ape Musa) 1920 yılında Mardin'in Nusaybin ilçesinde Zivinge Köyü’nde doğdu. 5 kardeştiler. Ailesi çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşıyordu. Annesi Fesla Hanım ilk kadın muhtarlardan biriydi.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı. Ancak 3. sınıfta ayrıldı. Bu yıllarda Dicle Kaynağı'nda ve Şark Postası'nda yazmaya başladı. İleri Yurt gazetesinde yayımlanan Kürtçe şiiri “Qimil/Kımıl” sebebiyle 1959'da tutuklandı. '49'lar davasında' idamla yargılandı. Ayrıca Musa Anter, Halkın Emek Partisi, Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü'nün kurucuları arasında yer aldı.

Yaşamı boyunca birçok gazete ve yayında yazılar yazdığı gibi toplamda yedi kitap ve Kürtçe Türkçe sözlük de yayımladı. 1992 yılının 20 Eylül gününde kültür-sanat festivali kapsamında bulunduğu Diyarbakır'da silahlı saldırıya uğradı ve orada yaşamını yitirdi. Katledildiğinde 72 yaşındaydı.

Oğlu Dicle Anter babasını “Babam Musa Anter Türkiye'nin gerçeğiydi. Kürt'tü ve hayatı boyunca Türkiye'de ki Kürtlerin sorunları üzerine çalıştı. Ayaklı kütüphane gibiydi. Avrupa'yı, Ortadoğu'yu ve Türkiye'yi iyi tanırdı. Kürtlerin bir halk olduğunu, cetvelle çizilen haritalar yüzünden parçalandığını ve asimile politikalarına maruz bırakıldığını yazdı. Barışçıldı, ayrım yapmadan herkesi severdi” cümleleri ile anlatıyor. Musa Anter, aramızdan ayrılalı 30 yıl geçti. Henüz çok genç yaşlarda dahil olduğu Dersim İsyanı ile ilk gözaltısını yaşamasından hayata gözlerini yumduğu ana kadar halkının acılarını, isteklerini, haklarını yazdı ve savundu. Kendisini “Bu ülkenin 55 yıllık girdisinin çıktısının yalnızca yeminli şahidi değil sanığı, mahkûmu, davacısı” olarak tanımladı. Yaşamı birçok bedel ödemek ile geçti.

Yakın zamanda 30 yıldır devam eden dava dosyasının zamanaşımına uğraması ihtimali konuşuluyor. Devlet istediği kadar dosyaları kapatmaya-geçiştirmeye çalışsın. Kürt halkının sesi soluğu olan Musa Anter mücadelemizde yaşamaya devam edecek. Ve elbet birgün yitirdiğimiz onca yiğit insanımızın hesabı sorulacak.

M. Nevra