Musa Anter’in/Ape Musa’nın Diyarbakır’da katledilmesinin üzerinden 31 yıl geçti. Anter, 20 Eylül 1992 tarihinde Diyarbakır’ın Seyrantepe mahallesinde uğradığı silahlı saldırıda JİTEM tarafından kalbi ve başına birer, sol bacağına ise 2 kurşun sıkılarak katledildi.
Ape Musa, Kürt halk uyanışının ilk temsilcilerindendir. Kimlikteki adı Şeyhmus Elmas’tır. Adını değiştirerek Musa Anter isim ve soyismini seçer. Yaşar Kemal ona “Öfkesiz Kürt” lakabını takmıştı. Yaşamı boyunca toplam 11,5 yıl hapis yattı. Devrimci Doğu Kültür Ocakları, Halkın Emek Partisi, Mezopotamya Kültür Merkezi ve İstanbul Kürt Enstitüsü’nün kurucularındandı. Evli ve üç çocuk babası olan Anter bir mizah yazarıydı aslında. Kapatılan ve çok sayıda çalışanı katledilen Özgür Gündem ve Yeni Ülke gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı.
Kürt halkı tarafından çok sevilen ve sayılan bir sanatçıydı. Kürtlerin Musa amcası “Mamoste/öğretmen” olarak da anılır. 20 Eylül 1992’de bir kültür etkinliği için Diyarbakır’daydı ve JİTEM tarafından katledildi. Musa Anter’in katledildiği tarihten 2000 yılına kadar dava dosyası incelenmedi. AİHM kararları Anter’in öldürülmesiyle doğrudan ilgisi olan, “Susurluk raporu” gibi bazı önemli delillerin de yetkililer tarafından kullanılmadığını tespit etti. Anter ailesi ve avukatları zaman aşımı kararını Anayasa Mahkemesine (AYM) taşıdı. Anayasa Mahkemesi, henüz başvuruyu sonuca bağlamadı.
Musa Anter’in öldürülmesine dair açılan dava geçen yıl zamanaşımıyla düşürüldü. Anter davasında da Sivas Katliamı davası gibi zamanaşımı kararı verilmesi tüm topluma verilen bir göz dağıydı. AKP-MHP iktidarı insanlık suçu kapsamına girecek bu tür davalarda katilleri aklıyor ve katliamları sürdürüyor.
Soruşturulmayan ya da zaman aşımına uğratılan davalarda esas suçlu devlettir. Yargı aparatı kullanılarak devletin işlediği suçlar düzen hukukuna göre zamanaşımına uğratılsa da hiçbir güç insanlığa karşı işlenen o ağır suçları örtemez/ aklayamaz. Çünkü o suçların failleri her zaman lanetle anılacaktır.