Gerici-faşist iktidarın yolsuzlukları sınırları aştı

Gerici-faşist iktidarın yağma, talan, hırsızlık, yolsuzluk, lüks ve şatafat üzerine kurulu düzenleri emekçilerden çaldıklarıdır. Onların servetleri büyürken, emekçilerin yaşadığı sefalet koşulları ağırlaşmaktadır. Emekçiler kendilerinden çalınan tek bir kuruşun bile hesabını sormadıkça ne yazık ki yolsuzluk düzeni hüküm sürmeye devam edecektir.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Güncel
  • |
  • 08 Temmuz 2023
  • 19:00

“Yoksulluk, yasak ve yolsuzluğu” yok edeceğini iddia ederek işbaşına getirilen AKP, iktidarı boyunca bu alanlarda işlediği suçlarla kendinden öncekileri fersah fersah geride bıraktı. AKP ile suç ortakları iktidarları boyunca çoklu maaşlar, adresi belli ihaleler, kara para aklama, rüşvet, devlet bütçesinin yağması vb. türlü yol ve yöntemlerle servetlerine servet kattı. Suç ortakları ile çıkarları ters düştüğünde ise tüm kirli işleri ortalığa saçıldı.

17-25 Aralık operasyonu ile ortaya çıkan tapeler ve belgeler, kirli para aklayan Reza Zarrab’ın yargılanma süreci, Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi şirketinden bakanlığa daha pahalıya dezenfektan satması, Sedat Peker’in ifşaatları AKP ile suç ortaklarının nasıl bir yolsuzluk ve talan düzeni kurduğunun bazı örnekleridir.

Suça bulanmış mafyatik rejimin kirli siciline son olarak AKP şefi Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan’ın adının karıştığı rüşvet olayı eklendi. Londra merkezli haber ajansı Reuters’ın haberine göre; İsveçli şirket Dignita, Türkiye’de piyasaya süreceği bir ürünün satışlarını artıracak düzenlemelerin yasalaşmasını ve ürünlerin satışında 10 yıllık ticari ayrıcalık istedi. Haberde, firmanın ürünlerinin satışı için alacağı ticari ayrıcalık karşılığında Bilal Erdoğan'ın sahibi olduğu İbn Haldun Üniversitesi ile TÜGVA Vakfı’na paravan bir şirket aracılığıyla on milyonlarca dolar lobi ücreti ödeneceğini taahhüt ettiği ileri sürüldü. Reuters, belgeleri bizzat incelediklerini ayrıca ABD ve İsveç savcılarının konuyla ilgili inceleme başlattığını yazdı.

Gerici-faşist iktidarın sözcüleri peş peşe yaptıkları açıklamalarla iddiaları reddetti ve Reuters haber ajansını suçladılar. Konuyla ilgili çıkan haberlere ve sosyal medya paylaşımlarına Türkiye’den erişim engeli getirdi. Reuters, haberinin arkasında durduklarını açıklayarak erişim engeline itiraz etti.

Yolsuzlukta da zirvede!

Burjuva düzen siyasetinde yerel yönetimlerden milletvekillerine, bakanlardan bürokratlara kadar hemen herkes pastadan daha fazla pay kapmak için yarışırlar. Burjuvazi adına devleti yöneten tüm iktidarlar yolsuzluk suçuna bulaşmıştır. Ancak AKP; iş cinayetleri, kadın cinayetleri, sömürü, siyasal hak ve özgürlüklerin gaspı alanlarında olduğu gibi yolsuzluk alanında da zirveye yerleşmeyi başardı.

Ortaya çıkan yolsuzlukların üstü örtülüyor, suça bulaşanlar yargı tarafından korunup kollanıyor. AKP’li Galip Ensarioğlu; ‘tek adam rejimi’ne ilişkin tartışmalar sırasında sarf ettiği “Yasama bizde, yürütme bizde, yargı bizde, her şey bizde” sözleriyle yolsuzluk ve talan çarkını nasıl döndürdüklerini pişkince itiraf etmişti.

Gerici-faşist iktidarın içinde bulunduğu yolsuzluk batağı uluslararası raporlara da yansıyor. Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün son açıklanan Yolsuzluk Algı Endeksi’ne göre Türkiye, 180 ülke arasında 101’inci sırada yer alıyor. Yolsuzluğun en az olduğu ülkelere 100 puan verilen endekse göre, Türkiye 2013 yılından beri 42 basamak gerileyerek son 10 yılın en düşük puanını almış. Yani uluslararası raporlara da yansıdığı üzere gerici-faşist iktidarın işbaşında olduğu Türkiye, yolsuzluk batağına battıkça batıyor.

* * *

Gerici-faşist iktidarın yolsuzluklarına paravan olan vakıflar aynı zamanda kirliliklerini dinle örtmenin aparatları olarak kullanılıyor. Son rüşvet olayında da Bilal Erdoğan’ın kurucusu olduğu ve on milyonlarca lira rüşvet ödenecek TÜGVA; MEB ile yaptığı protokoller, çocuk istismarı ve devlet bütçesinden kaynak aktarımı ile sık sık gündeme geliyor.

Öte yandan habere erişim engeli getirilmesi söz, basın, ifade özgürlüğüne yönelik tahammülsüzlüğün bir başka örneği. İddia sınırlarında yapılan bir habere erişim engeli getirilerek kirli suçlarını emekçilerden gizleyebileceklerini sanıyorlar. AKP ve yandaşlarının sınırları aşan suçları yasak, baskı, engelleme ve manipülasyona rağmen ortadadır.

Gerici-faşist iktidarın yağma, talan, hırsızlık, yolsuzluk, lüks ve şatafat üzerine kurulu düzenleri emekçilerden çaldıklarıdır. Onların servetleri büyürken, emekçilerin yaşadığı sefalet koşulları ağırlaşmaktadır. Emekçiler kendilerinden çalınan tek bir kuruşun bile hesabını sormadıkça ne yazık ki yolsuzluk düzeni hüküm sürmeye devam edecektir.