Rusya'nın Ukrayna işgalinin ardından savaşa var gücü ile destek veren Alman emperyalistleri kendi ayağına da sıktı. Ülkede büyük bir enerji krizi baş gösterdi. Şimdi de doğayı, iklim krizini hiçe sayarak sermayenin çıkarları uğruna kömür madeni için köyler yerle bir ediliyor.
Garzweiler madeninin genişletilmesi için çevresindeki beş köy de yok olacak. Köylerin 2024 yılından itibaren yıkılmasına yönelik plan, yaklaşık bin 500 kişinin hayatını etkileyecek. Köylerde yaşayanlar bu durumun anayasal haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle iki yıl önce Federal Anayasa Mahkemesi’nde dava açmıştı.
Avrupa’daki sera gazı emisyonlarının ve hava kirliliğinin en büyük kaynakları arasında görülen Garzweiler madeni ve çevresindeki enerji santralleri yıllardır protestocuların hedefindeydi.
Ekim ayında, hükümet ve RWE tekeli, bölgede kömür kullanımından çıkış tarihini 2030’a uzatma konusunda anlaşmıştı. Belirtilen anlaşma aynı zamanda daha önce kapatılması gereken iki elektrik santralinin de en az 2024’e kadar uzatılması planlanıyor. Madencilik çalışmalarının genişletilmesi için de Luetzerath’ın yerle bir edilmesi, altındaki madenin çıkarılması gerekiyor.
Çevreciler ise 2030 olarak belirlenen bu tarihin iklim değişikliğiyle etkin şekilde mücadele için çok geç kalınmış bir tarih olacağına işaret ediyorlar.
Bu kararın altında imzası olanlardan biri de hükümet ortağı olan Yeşiller Partisi’dir. Yıllardır savaş karşıtı ve çevreci politikalarıyla özellikle gençliğin ve çevrecilerin desteğini kazanan bu parti, böylece sermaye dostu ve doğa düşmanı politikalarını bir kez daha göstermiş oldu. Savaş partisine dönüşeli zaten çok olmuştu.
Almanya’nın Kuzey Ren Vesfalya Eyaleti’nde Köln'ün batısında yer alan Lützerath Mezrası'nın Garzweiler linyit madenini genişletmek için yıkılmasına karşı protestolar sürerken, 14 Ocak günü kitlesel bir eylem gerçekleşti ve eyleme 35 bin kişi katıldı.
Almanya'nın birçok kentinden gelen binlerce kişinin katıldığı gösteri günlerdir yağan yağmurun eylem gününde de devam etmesine, tarlaların-yolların adeta balçıktan birer çamur deryasına dönüşmesine ve yürümeyi güçleştirmesine rağmen akşam saatlerine kadar sürdü.
Yürüyüş, “Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için” orada bulunan yaşlıları, “çocuklarım bana yarın iklim krizine karşı sen neden orada değildin?” diye sormasın diyen anne-babaları, “başka bir gezegen yok”, “yerin altında olan yerin altında kalsın” diye slogan atan geniş gençlik kitlesini “Luzzi yaşıyor!” şiarı altında bir araya getirmişti. İsveç'ten çevreci ve doğa dostu olan Greta Tunberg de göstericiler arasındaydı. Yaptığı konuşmada, kömür daha yerin altında ve buna karşı mücadele edilmeli çağrısını yineledi.
Eylem havanın kararmasına değin sürdü. Lützerath'a girilmesini engellemek için teller, tomalar ve geniş bir polis ordusu yıkılmaya başlanan köyü çevrelemiş ve hiç kimseyi Lützerath'a sokmamak için emir almıştı. Başlangıçta kitlesel bir katılım karşısında geri çekilmek zorunda kalan polis, havanın kararmasıyla birlikte korkusu daha da büyümüş olacak ki, protestocuların büyük bir çoğunluğunun alanı terk etmesini fırsat bilerek geride kalan kitleye azgınca saldırdı ve çok sayıda kişi yaralandı.
Ren kömür yataklarındaki Lützerath köyünün, RWE'nin çıkarlarını savunmak için gerçekleştirilen temizleme işlemi neredeyse tamamlandı. 12 Ocak gününe değin aktivistler son bina temizlenene kadar çatılarda kaldı, ağaçlar ve tahta direkler arasına gerilen halatlarla oluşturulan traversler üzerinde konumlandılar. Ama 12 Ocak günü iklim koruma aktivisti sayısal ve maddi olarak üstün devlet gücüne teslim oldu. 13 Ocak günü sadece ağaçların en tepesinde bulunan iki kişi ve yüzeyin dört metre altında iki direnişçi kaldı. Aynı gün Frankfurt Menkul Kıymetler Borsası'nda RWE'nin hisse fiyatı yükselişe geçti.