Yemen savaş ve kuşatmaya karşı direniyor

ABD'den aldığı silah, istihbarat ve savaş uçaklarıyla Yemen halkının tepesine bomba yağdıran şeriatçı rejimin saldırıları büyük bir tahribat yarattı. Bu yoksul halka ağır bir bedel ödetti ama diz çöktüremedi. Her şeye rağmen Yemen halkının direniş konusunda kararlı olduğu görünüyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 01 Ocak 2022
  • 19:15

Şeriatçı Suudi Arabistan rejiminin başını çektiği “koalisyon güçleri”nin, Yemen halkına saldırıları yedi yıldır devam ediyor. Bu vahşi saldırganlığa başta ABD olmak üzere Batılı emperyalistler de destek veriyor. Suudi Arabistan’a silah satan emperyalistler, defalarca savaş suçu işleyen şeriatçı rejimin arkasında duruyor. Kimi zaman farklı açıklamalar yapılsa da fiili destek devam ediyor. Zira Suudi Arabistan’dan sızdırdıkları petro-dolarları riske atmak istemiyorlar. Bundan dolayı sivil halkın tepesine bomba yağdıran şeriatçı rejime, “Biz arkandayız, savaş suçu işlemeye devam edebilirsin” mesajı veriyorlar.

Şeriatçı rejim saldırıları yoğunlaştırdı

Suudi Arabistan yedi yıldan beri Yemen’i bombalıyor. Bu saldırılar sadece çatışma bölgelerini değil, başkent Sana dahil birçok kenti de hedef alıyor. Şeriatçı rejimle suç ortaklarının insanlığa karşı suç işlediği, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından da birden fazla kez teyit edildi. Buna rağmen BM, savaş suçu işleyen devletlere karşı alınması gereken tedbirleri hiçbir zaman gündeme getirmedi. ABD, İngiltere, Fransa gibi emperyalist güçler Suudi rejiminin arkasında durunca, BM savaş suçlarının kayıtlarını tutmanın ötesine geçemiyor.

Emperyalistlere sırtını dayamanın rahatlığıyla hareket eden şeriatçı rejim, son günlerde başkent Sana’da köprü, hastane, stadyum ve havaalanını peş peşe bombaladı. Bombalanan bütün hedefler sivildi. İnsani yardım için kullanılan havaalanı enkaza çevrildi. Aralarında çocukların da olduğu çok sayıda sivil katledildi. Sivil halkı katleden şeriatçı rejim, “Ansarullah Hareketi (Husiler) vurduğumuz hedefleri askeri amaçlar için kullanıyor” yalanını ortaya attı. Piyasaya sürdükleri yalana kendileri de inanmadıkları için asparagas bir video yayınladılar. Üstüne bir de “Lübnan Hizbullah Yemen’de savaşıyor” iddiasını ortaya atarak suçlarını “meşru”laştırmaya çalıştılar.  

Şeriatçı rejim söz konusu videoyu “büyük bir kanıt” gibi ABD-İngiliz emperyalistlerinin dikkatine sundu. Ancak yalanın deşifre edilmesi için çok beklemek gerekmedi. Gösterilen videonun kurgu olduğu kısa sürede anlaşıldı.  Rejimin savaş suçunu örtme girişimi fiyaskoyla sonuçlandı. Buna rağmen Amerikancı rejime kimse bir şey demedi. Batılı emperyalistler desteğe devam ederken, BM de “üç maymunu” oynamaya devam ediyor.

Biden yönetiminden savaş suçuna tam destek

Joe Biden yönetime geldiğinde Yemen’deki savaşın bitirilmesi için elinden geleni yapacağını vadetmişti. Suudi rejimine Yemen savaşında kullanacağı silahların satılmayacağı sözünü de veren Biden, riyakarlığını bir kez daha ispatlamış durumda. Biden, şeriatçı rejime silah satışına devam ettiği gibi, Yemen halkına karşı işlenen savaş suçlarına dair tek kelime etmiyor. Dahası son günlerde savaş ateşine benzin döken bir tutum alıp, Suudi rejimine “saldırılara devam et” mesajı da veriyor.  

ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yeni yayınlanan bir raporda Lübnan Hizbullah’ı özel bir şekilde hedef alındı. Hizbullah’ın Yemen’deki savaşa katıldığı iddiasını Suudi rejiminden önce Biden yönetimi ortaya attı. Hillary Clinton’ın itiraf ettiği gibi caniler örgütü IŞİD’ı yaratan ABD, Hizbullah’ın teröre karşı savaşı engellediği zırvasını ortaya atıyor. Bu iddiayı tekrarlayan Suudi rejimi, Biden yönetiminden aldığı tüyo ile hem saldırılarını arttırdı hem işlediği savaş suçunun üstünü örtmek için “Hizbullah savaşa katılıyor” teranesini tekrarladı.

Bu arada Suudilerin savaş suçuna ABD dışında Fransa-İngiltere ikilisi de destek veriyor. Zira bu iki emperyalist devlet de şeriatçı rejime yüklü miktarda silah satıyor. Orta çağ artığı rejim, tam da emperyalistlerden aldığı bu desteğe dayanarak Yemen’de savaş suçu işlemeyi sürdürüyor.

BM de suça ortak oldu

Birleşmiş Milletler ya da bağlı kurumlar defalarca Suudi Arabistan’ın başını çektiği “koalisyon güçleri”nin Yemen’de insanlığa karşı suç işlediğini rapor ettiler. Buna rağmen şeriatçı rejime hiçbir yaptırım uygulanmadı. Oysa Suudilerle destekçileri sadece halkın tepesine bomba yağdırarak suç işlemiyor, emperyalist ve siyonist güçlerin desteği ile Yemen’e sıkı bir kuşatma uygulayarak, bu yoksul ülke halkını açlığa, hastalığa, ölüme mahkum etme suçu da işliyor.   

Bir tarafta hava bombardımanı, bir tarafta vahşi kuşatma altında tutulan Yemen halkının %70’i gıda yardımına muhtaç hale getirildi. BM daha önce kuşatmanın kaldırılması için çaba sarf etmese de Yemen’e gıda yardımı yapıyordu. Suudi bombardımanın şiddetlendiği günler ise BM Dünya Gıda Programı (WFP), Yemen'e sunulan gıda yardımlarını azaltma kararı aldığını ilan etti. Bu utanç verici kararla BM, Yemen’e sunulan gıda yardımlarını azaltarak bir halkın aç bırakılması suçuna katkı sunmuş oldu.

Yemen halkı kuşatmaya ve savaşa karşı direniyor

Suudilerle suç ortakları savaşı başlattıklarında birkaç ay içinde Yemen’i işgal edip işbirlikçilerini iktidara taşıyabileceklerini hesap ediyorlardı. Zaten yoksul olan bu halkın hem kuşatmaya hem hava bombardımanlarına karşı direnemeyeceği var sayılıyordu. Oysa kirli-kanlı hesapları tutmadı. Zira aradan 7 yıl geçmesine rağmen hedeflerine ulaşabilmiş değiller. Vahşi saldırılara rağmen Ansarullah Örgütü (Husiler) ile müttefikleri Sana’daki yönetimi ayakta tutmakla kalmadılar, bazı şehirleri de Suudilerle işbirlikçilerinin işgalinden kurtardılar. Ansarullah komutasındaki güçler Suudi Arabistan sınırına kadar ulaştı. İnsansız hava araçları ve balistik füzeler kullanarak şeriatçı rejimin önemli tesislerini vurabiliyorlar. Suudilerin daha vahşi bir şekilde saldırmalarının bir nedeni de heveslerinin kursaklarında kalmış olmasıdır.  

Kuşatma ve bombalama altında sağlanan bu gelişim dikkat çekicidir. Yemen direnişi karşısında acze düşen Şeriatçı rejim, her şeyden İran’ı sorumlu tutarak, yaşadığı hezimetin derinliğini örtmeye çalışıyor. Bu arada Ansarullah Hareketi ile müttefikleri Suudilerin saldırılarının yanıtsız bırakılmayacağını, kuşatma kaldırılana ve hava bombardımanı durdurulana kadar direnişin devam edeceğini belirtiyorlar. Ansarullah’la müttefikleri İran’dan destek alsalar da direnme iradesini halktan aldıkları desteğe borçlular. Böyle bir destek olmasaydı, Suudilerle suç ortakları çoktan hedeflerine ulaşabilirlerdi.

ABD’den aldığı silah, istihbarat ve savaş uçaklarıyla Yemen halkının tepesine bomba yağdıran şeriatçı rejimin saldırıları büyük bir tahribat yarattı. Bu yoksul halka ağır bir bedel ödetti ama diz çöktüremedi. Her şeye rağmen Yemen halkının direniş konusunda kararlı olduğu görünüyor. Ansarullah liderleri ise Suudi rejimiyle ABD emperyalizminin dayatmalarına hiçbir koşulda boyun eğmeyeceklerini ve ülkelerinin tüm topraklarını kurtarana kadar savaşa devam edeceklerini sık sık dile getiriyorlar. Nitekim yedi yıldır savaşa ve kuşatmaya karşı geliştirdikleri direniş hem halkın hem de liderliğin kararlı olduğunu herkese gösteriyor.