Ukrayna’da çözümsüzlüğe devam…

Emperyalist savaş 19 aydır sürüyor

ABD ile AB ülkelerinde savaş karşıtlığı artıkça, savaşın “kitle desteği” zayıfladıkça, ABD ve NATO’nun “zafer” için “çılgın hamleler” yapma eğilimi de güçleniyor. Bu ise savaşın yeni alanlara sıçrama riskini arttırıyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 17 Eylül 2023
  • 14:30

Ukrayna savaşı olanca vahşeti ile ölüm saçmaya devam ediyor. Şubat 2022’de başlayan ve 1,5 yılını geride bırakan emperyalist savaşın çözümüne dair ufukta bir belirti görünmüyor.

ABD ve Batı’da, savaş uzadıkça “savaşın kitle desteği” de azalıyor.  Buna rağmen ABD ile suç ortakları Rusya’ya “boyun eğdirme ve parçalama” hedeflerinden hala vazgeçmiş değiller. Bu hedefe ulaşmayı, Çin’i dizginlemenin bir aracı olarak da görüyorlar.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı “taarruzunun” fiyaskoya dönüşmesinin ardından, savaşa tam destek mesajı vermek için geçen hafta Ukrayna’yı yeniden ziyaret etti. Ukrayna’nın söz konusu “taarruzu” ABD ve Batı medyası tarafından, II. Dünya Savaşı’nı sonlandırdığı iddia edilen Normandiya çıkarmasına benzetilmişti. Normandiya çıkarmasının savaşı sonlandırdığı iddiası ne kadar sahteyse bu “taarruz” da o kadar uydurmadır. Buna rağmen sadece Ukrayna tarafında on binlerce askerin hayatına mal oldu.

Blinken’in ziyareti sırasında, -ziyaretle ilişkisi var mı bilinmez- Ukrayna’nın Kostyantynivka kentinde 17 kişinin ölümüne neden olan bir füze saldırısı gerçekleştirildi. Füzenin Ukrayna güçleri tarafından kontrol edilen Batı’dan ateşlendiğine dair bilgiler mevcut olsa da Zelenski rejimi tarafından “Rus saldırısı” olarak lanse edildi.

Blinken’in ziyareti, ABD ve NATO’nun Ukrayna üzerinden Rusya’ya karşı yürüttüğü, yüzbinlerce Ukraynalı ve Rusyalının ölümüne mal olan savaşın devam edeceği mesajını vermeyi amaçlıyordu. Yani savaş ateşine benzin dökmeye devam edecekler. Her iki taraftan kaç asker ya da sivilin öldüğü elbette umurlarında değil…

19 ayı geride bırakan bu savaşta ölenlerin gerçek sayısı ne Rusya ne Ukrayna ne de ABD tarafından açıklanıyor. Washington Post gazetesinde yer alan ve ABD istihbaratına dayandırılan bir habere göre, “50 binden fazla Ukraynalının ampute olduğu” belirtiliyor. Bazı istihbarat (ABD-AB) raporları bu savaşta ölen Ukraynalı askerlerin sayısının 350- 400 bin arasında olduğunu söylüyor. Ukrayna’da 600 bin mezar kapasiteli yeni bir askeri mezarlık inşa ediliyor. Bu da demek oluyor ki, emperyalizme hizmette kusur etmeyen Nazi artığı Zelenski rejimi daha fazla ölüm bekliyor.

Blinken’in Kiev’de yaptığı “ABD’nin 1 milyar dolarlık daha silah ve maddi destek vereceği” açıklaması ise, “kan parası” olarak not edilmesi gerekir.

Biden yönetimi savaşa 20 milyar dolar tutarında ek bir fon sağlanmasına yetki veren bir tasarıyı ABD Kongre’sinde onaylatarak savaşa daha fazla benzin dökmeye çalışıyor.

Washington Post gazetesi, ABD istihbaratına dayandırdığı haberinde “ABD, Ukrayna’nın Kırım Yarımadası dahil, ‘ilerleme’ hedeflerine ulaşamayacağı sonucuna vardı” yazsa da ateşe benzin dökmeye devam ediliyor.

ABD medyasına yansıyan, ABD’li yetkililer ile generallerin verdiği bilgiye dayandırılan açıklamalar, bu savaşın daha uzun yıllara yayılarak devam edeceği izlenimi bırakıyor.  

İngiltere merkezli Financial Times ise savaşa dair şu değerlendirmeyi yaptı:“Ukrayna Rusya’ya karşı şimdi kazanamaz ama 2025’e ‘zafer’ mümkün. Ukrayna’nın şu anki ‘karşı saldırısı’ Rusya’yı kendi topraklarından atmaya yetmez. Bunu zaten kimse beklemiyor da. ‘Zafer’ 2023’te, olmasa da 2024 ya da 2025’te”.

Emperyalist medya kuruluşları, ne kadar ölüm olursa olsun, yüzbinlerin, milyonların hayatına mal olsa da ABD ve suç ortaklarının çıkarlarına hizmet ettiği sürece “bu savaşın bitirilmesine izin vermeyeceğiz” mesajı veriyorlar. Ancak savaştan kaynaklanan büyük insan kıyımı ne Nazi artığı Zelenski rejiminin ne de ABD ve NATO’nun umurunda.

ABD’nin Cumhuriyetçi Parti Senatörü McConnell’in, Senato’yu Biden’in 20 milyar dolarlık askeri harcama tasarısını onaylamaya çağırması ise ABD’de Cumhuriyetçilerle Demokratların savaşa tam desteklerine işaret ediyor. McConnell’in 20 milyar dolarlık ek savaş bütçesini “Amerikan gücüne yatırım” olarak savunması, bu savaşın ABD çıkarları için yürütüldüğünün pervasızca itirafıdır aynı zamanda.

***

“Emperyalist tekeller arasında dünya ölçüsünde süren kıyasıya rekabet, büyük emperyalist devletler arasında pazarlar, hammadde kaynakları, kârlı yatırım alanları ve genel olarak nüfuz alanları uğruna şiddetli mücadele biçimini aldı. Eşitsiz gelişmenin şiddetlendirdiği bu mücadele, görülmemiş boyutlara varan militarizmin ve dünya egemenliği uğruna verilen emperyalist savaşların kaynağı haline geldi.” (TKİP Programı)

ABD ve NATO Rusya’nın değerli ve kritik minerallerini ve büyük enerji kaynaklarını kendi pazar alanlarına bağlamak için, Rusya’yı güçten düşürerek, Çin’e yönelmenin önünü açmak istiyor. Bu savaş, ABD emperyalizminin küresel çapta gerileyen askeri ve ekonomik hegemonyasını yeniden tahsis etmeye hizmet ettiği sürece sürdürülecektir.  

Tüm bunlara rağmen, savaş uzadıkça bu savaşın “kitle destekçileri de” her geçen gün azalıyor. Sermayenin tekelci basını bile artık bu gerçeği gizleyemiyor.

Tahsis edilmek istenen hegemonya

ABD kaynaklı The Hill gazetesi, “Bu çekişmeli ortamda ABD’de Putin ile barış görüşmeleri olasılığı korkusu artıyor” diye yazmaktan kendisini alamıyor.

Litvanya, Letonya ve Estonya gibi ülkelerin savaşın tırmandırılmasının en hararetli savunucuları olduğuna ve sözü geçen ülkelerin II. Dünya Savaşı’nda Hitler Almanya’sının yanında yer almasına ve Nazilerin toplu katliamlarına suç ortaklığı yapmasına işaret ediyor. Yani kimlerle beraber olduklarına açıklık getiriyor.

Küresel itibarının önemli ölçüde bu savaşın seyrine bağlı olduğuna inanan ABD, Ukrayna üzerinden süren emperyalist savaşa NATO birliklerini doğrudan sürmek dahil, Ukrayna’ya nükleer silahlar konuşlandırmayı da dillendirerek insanlığı büyük bir felaketin eşiğine getiriyor.

“Sistemin yapısal krizinin temel önemde bir başka unsuru, emperyalistler arası ilişkiler alanıdır. Emperyalist dünyanın iç ilişkilerinde kızışan rekabet, yoğunlaşan nüfuz mücadeleleri, artan silahlanma yarışı ve tırmanan militarizm, nihayet tüm bunları tamamlayan ve en yıkıcı biçimde somutlayan saldırganlık ve savaşlar dizisi, günümüz dünyasının ön plandaki gündelik görünümlerini oluşturmaktadır.” (TKİP V. Kongresi Bildirgesi, Aralık 2015)

ABD ile AB ülkelerinde savaş karşıtlığı artıkça, savaşın “kitle desteği” zayıfladıkça, ABD ve NATO’nun “zafer” için “çılgın hamleler” yapma eğilimi de güçleniyor. Bu ise savaşın yeni alanlara sıçrama riskini arttırıyor. Riskler ürkütücü noktaya varırken, emperyalist saldırganlık ve savaşa karşı enternasyonal mücadelenin önemi de artmaktadır.