İrili ufaklı 40 civarında devlet veya hükümet başkanının kalabalık birer maiyetle katıldığı “59. Münih Güvenlik Konferansı” (SİKO) sona erdi. Konferans savaş karşıtlarının protestosu, Ukrayna'ya daha fazla silah sevkiyatının yapılmasını talep edenler ve Alman emperyalizminin bağımsız bir güç olarak sahneye çıkması gerektiğini savunan AFD'nin başını çektiği gerici-faşist/militarist odakların protesto eylemlerinin gölgesinde gerçekleşti.
Beş bin polisin koruma altına aldığı “nüfuz alanlarını paylaşma/koruma konferansı”na Dünya Bankası, NATO gibi batı emperyalist blokunun finans ve militarist kurumlarının yanı sıra BM ve AB temsilcileri de katıldı. Rusya ile İran konferansa çağrılmazken, Çin’i Komünist Partisi'nin dış politika komisyonu başkanı Wang Yi temsil etti.
Alman hükümeti, Şansölye Olaf Scholz, Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Ekonomi Bakanı Robert Habeck, İçişleri Bakanı Nancy Faeser ve Savaş Bakanı Boris Pistorius tarafından temsil edilirken, Alman ordusundan (Bundeswehr) dört yüksek rütbeli subay da hazır bulundu. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e Avrupa Konseyi Başkanı ve AB Parlamentosu Başkanı da eşlik etti. Ukrayna’nın üç bakanla temsil edildiği konferansın açılış konuşmasını, video konferans bağlantısıyla emperyalistlerin kuklası Zelenski yaptı. Fransa'dan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İtalya'nın faşist hükümet başkanı Giorgia Meloni ve Yunanistan Başbakanı Kyriakos Mitsotakis de hazır bulundular. Joe Biden’ın Yardımcısı Kamala Harris ABD emperyalizmini, Genel Sekreter Jens Stoltenberg savaş aygıtı NATO’yu temsilen katıldılar. Kısacası, kutlar sofrasının akbabaları tam kadro oradaydı.
Konferansa katılan batı emperyalist blokunun temsilcilerinin sergiledikleri fütursuzluk, sürmekte olan Ukrayna savaşının daha da uzama ve hatta yayılma tehlikesinin büyük olduğunu gösterdi. Bu durum öncelikle askeri-endüstriyel kompleks (MIK) olarak adlandırılan Batılı tank, füze ve diğer savaş malzemeleri üreticilerini ve tacirlerini mutlu etti. Ne de olsa Münih Güvenlik Konferansı Başkanı Christoph Heusgen “Birçok devlet Çin ve hatta Rusya ile uğraşmayı göze alamaz” dedikten sadece bir yıl sonra başlatılan Ukrayna savaşının ganimeti onlar için oldukça “bereketli”.
Şansölye Scholz, Almanya'nın Avrupa'daki diğer tüm ülkelerden daha fazla silah tedarik ettiğini ve liderlik rolünü yerine getirdiğini, savaş tankı teslim edebilecek tüm ülkelerin "bunu gerçekten şimdi yapmaları gerektiğini" söyledi. Savaş çığırtkanlarına video konferansla seslenen Volodimir Zelenski, NATO ülkelerinden daha fazla silah sevkiyatı yapılması çağrısını tekrarladı. Polonya Cumhurbaşkanı Andrzej Duda ise "desteğimiz olmazsa Ukrayna teslim olacak" uyarısında bulundu.
Rusya üzerinden Çin'e tehdit
Büyük silah tekellerinin iştahını kabartan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, katıldığı bir panelde şunları söyledi:
“Bazıları Ukrayna'ya verdiğimiz desteğin tırmanma riski taşıdığından endişe ediyor. Ancak en büyük risk Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kazanacağı bir zaferdir.”
Meselenin sadece Rusya'nın yenilgisi olmadığını da açıkça dile getiren Stoltenberg, “Pekin'in Rusya'nın ne bedel ödediğine ya da saldırganlığı karşılığında ne ödül aldığına çok yakından baktığını biliyoruz. Bugün Avrupa'da olan yarın Asya'da da olabilir” dedi. Küstahlığın ölçüsünü kaçıran savaş aygıtının şefi kendince Çin'e gözdağı verdi.
Rusya'ya yönelik saldırganlıkta ABD ile yarışan İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da Ukrayna'ya daha fazla silah verilmesi gerektiğini söyledi. Cumartesi günü yaptığı açıklamada, “Şimdi askeri desteğimizi arttırma zamanıdır” diyen Sunak, İngiltere'nin Ukrayna'ya “daha uzun menzilli silahlar sağlayan ilk ülke” olacağını söyledi.
Joe Biden’ın yardımcısı Kamala Harris ise, ABD'nin Ukrayna'ya “gerektiği sürece destek vereceğini” söyleyerek, ellerinden geldiği kadar savaşı uzatacakları mesajını verdi. Şaşkın ve dengesiz çıkışlarıyla ünlü Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron diğerlerinden geri kalmama telaşıyla, Ukrayna güçlerinin saldırısına destek çağrısında bulunarak “Şimdi diyalog zamanı değil” dedi.
Uluslararası yasağa rağmen misket ve fosforlu (*) bomba talebi
Batılı emperyalistlerin çıkarları için savaşan Ukrayna rejiminin şefleri, zıvanada çıkmış görünüyor. Konferansa katılan kukla rejimin temsilcileri, uluslararası hukuka göre yasak olan misket bombaları ve fosforlu yangın bombaları talep etti. Ukrayna rejiminin şeflerinden Olexander Kubrakov ile Dışişleri Bakanı Dmytro Kuleba, bu bombalarla ilgili yasağın Ukrayna için kaldırılmasını talep ettiler. Uşaklıkla şımarıklık arasında dolanan Kuleba, emperyalistlere hizmet için ülkesini mahvetmekle kalmıyor, savaşı daha da tırmandırmak istiyor. Bu uşak, cumartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada, Ukrayna’nın bu silahların yasaklanmasına taraf olmadığını söyledi. “Yani yasal olarak bunun önünde hiçbir engel yok. Ve eğer bunları ele geçirirsek, sadece Rusya Federasyonu silahlı kuvvetlerine karşı kullanacağız” diyen Kuleba, Batı'nın savaş uçağı tedarik edeceğine olan inancını da dile getirdi.
Misket bombalarının kullanımı uluslararası hukuka göre yasaklanmıştır ancak fosforlu mühimmatlar konusunda uluslararası alanda birleşik yasal bir pozisyon yoktur. Ancak Rusya bu silahların kullanılmasına karşı her halukarda çok sert yanıtlar verecek ve savaş daha da şiddetlenecektir.
Savaşın başlamasından kısa süre sonra Mart 2022’de, misket bombalarının Ukrayna ordusu tarafından kullanıldığına dair iddialar ortaya atılmıştı. Aralık 2022'de basında çıkan haberlere göre ise, Bachmut kasabası için yapılan savaşta bu silahlar kullanıldı. 20 Aralık'ta Alman Focus-online şöyle yazıyordu:
“Ukraynalılar Putin'in birliklerini hain misket bombasıyla gafil avladı.”
Beş kilometre menzilli ve mermi başına 13.650 çelik kıymağı olan 120 mm'lik öldürücü parçacıklar fırlatan MAT-120 adı verilen havan topunun İspanya'nın “sol-sosyalist” hükümeti tarafından Ukrayna'ya gönderdiğine dair iddialar var.
SİKO'da barış ve görüşme talepleri sinirleri geriyor
Eski dünya boks şampiyonu ve Kiev Belediye Başkanı'nın kardeşi Vladimir Klitschko Alman kanalı RTL/N-TV'ye verdiği demeçte meselenin “Her ne olursa olsun, her ne şekilde olursa olsun savaşı durdurmak” olduğunu söylemesi batılı emperyalist blok için can sıkıcı oldu. Savaş baronlarının canını sıkan bir diğer gelişme ise, Çin’in barış görüşmeleri için öneri sunmasıdır.
Konferansa katılan Çin Komünist Partisi Dış Politika Komisyonu Başkanı Wang Yi, şu anda dünyaya zarar veren kaos ve çatışmaların BM Şartı ilkelerine uyulmamasından kaynaklandığını belirtti. Yi, Çin'in BM Şartı temelinde barış görüşmeleri için bir öneri sunacağını söylemesi, "Barış ve diyalog tarafında sağlam duracağız” demesi savaş borazanı medyayı da rahatsız etti. Atlantik yanlısı Alman medyası duyulan rahatsızlığı, Yi’nin Münih Konferansı’na davet edilmesini eleştirerek yansıttı.
Bu arada Tayvan konusunda "çifte standarda" karşı uyarıda bulunan Wang, Uluslararası alanda tanınan Tek Çin politikasını ihlal etmek ya da "iki Çin" yaratmaya çalışmanın Halk Cumhuriyeti'nin toprak egemenliğinin "büyük bir ihlali" olacağını söyledi. Wang, bir Çin balonunun ABD güçleri tarafından düşürülmesini ise şiddetle kınayarak bunu "saçma ve histerik" olarak nitelendirdi. Bu olayın "gücün yüzde yüz kötüye kullanılması" ve "uluslararası kuralların ihlali" anlamına geldiğini söyledi.
Çin Komünist Partisi'nin dış politika komisyonu başkanı Wang Yi’nin bu çıkışı Atlantik yanlısı Alman medyası tarafından, “Çin bombayı patlattı” şeklinde haberleştirildi. “Ukrayna savaşı neredeyse bir yıldır devam ediyor ve Batı ile Çin arasındaki cepheler sertleşti. Pekin şimdi Münih'te şaşırtıcı bir ilerleme kaydetmeye cesaret ediyor” yönlü yorumlar yapan savaş borazanı medya, Çin'in uzlaşma önerilerini itibarsızlaştırmaya çalıştı.
Blinken Atlantik yanlılarını rahatlatıyor
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, cumartesi gecesi Wang Yi ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada, Pekin'in Moskova'ya "maddi destek" sağlaması ya da Batı yaptırımlarının delinmesine yardımcı olması halinde karşılaşacağı "sonuçlarla" tehdit etti. Savaş aygıtı NATO’nun şefi Stoltenberg de Çin'e daha fazla bağımlı hale gelinmemesi konusunda uyarıda bulunarak, enerji sektöründe Rusya'ya olan bağımlılığa atıfla, “Rusya ile yaptığımız hatayı Çin ile yapmamalıyız” dedi. Bu açıklamalar Atlantik yanlısı savaş medyasında bir “rahatlama” yaratmış görünüyor. Yine de “Bu mesaj Almanya'ya da verilmeli: Çin, Federal Cumhuriyet'in en önemli ticaret ortağı. Alman Ekonomi Enstitüsü (IW) tarafından yapılan bir araştırmaya göre Almanya'nın Pekin'e bağımlılığı her zamankinden daha fazla” yorumlarının yapılması, batı blokunun Çin konusunda yekpare tutum almasının kolay olmadığını gösteriyor.
Ya “özgür dünyayı” sev ya da yok ol!
Sonuç olarak SİKO, batılı emperyalist blokun iki yüzlülükle savaş kundakçılığını gizlemeye çalıştığı bir orta oyununa sahne oldu. Tüm konferansa sınırsız bir iki yüzlülük ve sahtekarlık damgasını vurdu. Çin'i Rusya'ya silah sağlamaya kalkışmaması konusunda "uyarma" hakkını kendisinde gören ABD emperyalizmi ile suç ortakları, Ukrayna'yı her türlü savaş teçhizatıyla donatmaya devam ediyor. Ukrayna hükümet başkan yardımcısı Kubrakov'un, NATO'dan ülkesine uluslararası alanda yasaklanmış misket ve fosfor bombaları tedarik etme talebi ise, “özgür dünya” hakkında net bir fikir vermektedir: “Özgür dünya”nın, çıkarları için her yol mubahtır...
* Misket bombaları ateşlendikten sonra havaya saçılır ve yaklaşık bir futbol sahası büyüklüğündeki bir alana düzinelerce, hatta yüzlerce bomba yağdırır. Fosforlu mühimmatlar ise ciddi yanıklara ve zehirlenmelere neden oluyor. Fosfor bombası, beyaz fosforun havadaki oksijenle birleşip hızlı bir şekilde yanmasıyla, suyla birleştiğinde de sönmek yerine daha da kuvvetlenmesiyle söndürülemez bir ateş yaratan kimyasal bir silah olarak biliniyor