Geçtiğimiz haftadan beri bazı Latin Amerikalı gazetelerde Brezilya Devlet Başkanı Bolsanaro’nun yerine, bir darbeyle kabinenin personel şefi, General Walter Braga Netto’nun geçtiği iddiasi tartışılıyor. Darbe iddiası Arjantinli araştırmacı gazeteci Horacio Verbitsky tarafından Radio El Destape’nin “Habrá consecuencias” programında duyuruldu. Verbitsky’ye göre Netto artık bütün yetkilere sahip olduğu için operasyonel başkan konumunda.
Gazeteci “Arjantin’in ve Brezilya’nın birer üst düzey ordu mensubu arasında bir telefon görüşmesi oldu. Brezilyalı ordu mensubu, Bolsonaro’yu tüm önemli kararlarda ihmal edeceklerini bildirdi” diye açıklamıştı. Bunun üzerine internet medyasında tartışmalara yol açan haberler yapıldı. Hatta Defesanet sitesinde General Netto’nun, resmileştirilmese de fiilen Brezilya’nın yeni başkanı olduğu ilan edildi. Bu kararın, bakanlar ve ordu komutanlarıyla yapılan gizli görüşmelerde, Bolsonaro ve yardımcıları tarafından kabul edildiği söyleniyor. Yapılan anlaşma “en azından kriz dönemi” için geçerliymiş.
Ciddi kanıtlara dayanmadan “beyaz” darbe iddiasını yayan taraflar birçok yoruma zemin hazırlamış bulunuyorlar. Bunun yerine, spekülasyon yapmadan ortada olan gerçeklere bakmak gerekir. Gerçekten de hükümet, Bolsonaro’nun koronayla ilgili tutumundan dolayı büyük bir güç kaybına uğramış durumda. Devlet Başkanı bugüne kadar yeterli önlemler almayarak, virüsü küçümseyerek veya “Bazıları ölecek, üzgünüm hayat böyle” gibi ifadeler kullanarak, son haftalarda prestijini önemli ölçüde yitirmiş oldu. Halkın ve uzmanların tepkilerine rağmen “Brezilya Duramaz” kampanyasını sürdürdü, okulların yeniden açılmasını ve bütün işlerin yürümesini talep etti. Sonunda kendi iktidarı içinde neredeyse tüm desteğini kaybetmesi şaşırtıcı olmasa gerek.
Bolsonaro’nun süresi doldu mu?
Devlet Başkanı talimatlar verse de eyalet hükümetleri artık bağımsız hareket ederek, kendi önlemlerini hayata geçiriyorlar. São Paulo’nun valisi ve Bolsonaro’nun eski destekçisi João Doria, kendi eyaletindeki insanları Bolsonaro’nun sözlerine uymamaya çağırdı. Keza eski destekçisi olan, Rio de Janeiro Valisi Wilson Witzel, daha da ileriye giderek, insan haklarına karşı suç işlediğinden dolayı Bolsanaro’nun Uluslararası Adalet Divanı’nda yargılanabileceğini belirtti. Parlamento Başkanı Rodrigo Maia devlet başkan yardımcılarını bile yalancı “suçlular” diye teşhir etti.
Fakat Bolsonaro’nun karşısında yükselen en güçlü rakip, dışarıya çıkma yasağını ve koronavirüse en sert önlemler talep eden Sağlık Bakanı Luiz Henrique Mandetta’dır. Bolsonaro tereddüt etmeden halk karşısında otoritesini zedeleyen bakanın kovulacağını ilan etti. Kararın uygulandığı haberini doğrudan başkanlık sarayından alan medya 7 Nisan Salı akşamı, Mandetta’nın resmen kovulduğunu ve yerine başkasının geçtiğini açıkladı. Ne var ki Bolsonaro istediğini kabul ettiremedi. Aynı gece Mandetta görevde kalacağını teyit etti ve “Devam edeceğiz, çünkü sadece bu şekilde düşmanı göğüsleyebiliriz. Düşman ise Covid-19’dur.” sözleriyle Devlet Başkanı’na dolaylı meydan okudu.
Brezilya’nın 26 valisinden 24’ü artık devlet başkanına aldırmıyor. Mandetta ise valiler tarafından destekleniyor. Bakanların da önemli bir kısmı Sağlık Bakanı’nın arkasında yer alıyor. Mandetta aynı zamanda Ulusal Kongre’de ve halk içinde güçlü bir desteğe sahip. Anketlere göre ülkenin yüzde 76’sı Sağlık Bakanı’ndan memnun. Bolsonaro’dan ise sadece yüzde 33’ü memnun görünüyor. Buna rağmen ankette Brezilyalıların çoğunun devlet başkanının istifasına karşı olduğu gösteriliyor. Yalnız tutumu değişmediği sürece tepkilerin gittikçe artacağı kesin görünüyor.
Brezilya’da bir darbe yaşanmış olmasa da Bolsonaro’nun eski konumuna sahip olmadığı açık. Salgının dünyada büyük bir korku saldığı ve şimdiye kadar neredeyse 100 bin insanın ölümüne sebep olduğu bir zamanda, koronavirüsü “küçük bir grip” diye nitelendirip küçümseyen bir devlet başkanının kuşkusuz süresi dolmaktadır. Zira sermaye sınıfının temsilcileri için, zamanı geldiğinde iktidarı kurtarmanın tek yolu, hükümetin başını feda edip yeni bir baş sunmaktır.