DİSK Tekstil Sendikası’nda örgütlendikleri için işten atılan Urfa Uğur Tekstil işçileri, Urfa Rabia Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, işçiler sendika haklarından vazgeçmeyeceklerini vurgularken işe alınana kadar mücadele edeceklerini söyledi.
Evrensel’de yer alan habere göre DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen, işçilerin kararlı mücadelesi sonucu tazminatlarının yatırıldığını ancak fabrika açılana ve işçiler sendikalı şekilde çalışana kadar bu mücadelenin süreceğini belirtti.
Açıklamada ilk olarak Zehra Cecan isimli işçi söz aldı. Haksızlığa karşı geldikleri için işten atıldıklarını aktaran Cecan, “Biz haksızlığa boyun eğmeyip dik durduğumuz için bizi kapı önüne koydular. Haksızlığa boyun eğmeyeceğiz. Biz ekmeğimizin peşindeydik, başka bir şeyin peşinde değildik” dedi.
“İşe geri dönmek istiyorum”
Fabrikada iki buçuk sene çalıştığını ve evde çalışan tek kişinin kendisi olduğunu vurgulayan Cecan, “Ben evi geçindiren bir kadınım. Şimdi ne yapacağımı bilmiyorum. Kardeşimi daha dün üniversiteye gönderdim. Kardeşimi babam bana güvenerek dershaneye göndermişti. Onların geçimini nasıl sağlayacağım bilmiyorum. İşten atıldığımdan ailemin haberi yok. Çok üzülecekler, psikolojik olarak çökecekler. Çünkü babam çalışamıyor, bize bakamayacağı için çok üzülecek” ifadelerini kullandı. İşe geri dönmek istediğini de dile getiren Cecan, “Tek amacım işe geri dönmek. Ben başka bir yerde çalışmak istemiyorum, Uğur Tekstil’de çalışmak istiyorum ama hakkımı alarak çalışmak istiyorum” diye konuştu.
“Bu adalete, bu düzene karşıyım”
Zehra Cecan’dan sonra söz alan Murat Çalışkan isimli işçi, sendikalı oldukları için işten atıldıklarını ve bu yüzden eylem yaptıklarını vurgulayarak kendilerine yasa dışı bir şey yapmışlar gibi davranıldığını söyledi. İşçilerin, anayasal hakkını kullandığını ifade eden Çalışkan, “DİSK’e üye olduğumuz için işten atıldıysak bu devletin ayıbıdır. Biz eğer Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıysak, bu yanlış bütün Türkiye’ye yapılmıştır. Parası olan sürekli kazanıyorsa ben bu adalete, bu düzene karşıyım. Sadece ben değil tüm işçiler karşı” dedi.
İşçilerin aileleriyle birlikte mağdur olduğunu söyleyen Çalışkan, yaşadıkları geçim derdine de dikkat çekti ve şöyle konuştu:
“Üç yüz kişiyi işten çıkardılar ama sorun üç yüz kişiyle bitmiyor. Herkesin ailesi var, en az bin beş yüz kişi yapıyor. Odunu olmayan, maddi sorunu olan, kirasını ödeyemeyen arkadaşlarımız var. Cumhurbaşkanı'ndan, Ankara’dan istiyoruz ki hakkımızı versinler.”
Tüm Türkiye işçilerine seslenen Çalışkan, “Biz birlik olursak Hayri Uğur’u da yeneriz, Uğur Tekstil’i de yeneriz, önümüze kim gelirse yeneriz ama birlik olmazsak hiçbir şey yapamayız” sözlerini kullandı.
“Bir tarafta patronlar, bir tarafta işçiler”
Açıklamada en son DİSK Tekstil Bölge Temsilcisi Mehmet Türkmen konuştu. Urfa’da şu an bir sınıf kavgası verildiğini belirten Türkmen “Kavganın bir tarafında ağalık düzeninin devam etmesini isteyen; yoksulun, köylünün, işçinin, ezilmeye devam edildiği, kölelik düzeninin devam etmesini isteyen; işçilerin hiçbir hak istemeden, hiçbir anayasal hakkını kullanmadan köle gibi çalışmalarını isteyen patronlar var. Bir tarafta da bu köleliği kabul etmeyen Urfalı kadın ve erkek işçiler var. Urfa’da emekten, demokrasiden, haklıdan yana olduğunu söyleyen herkesin, tarafını seçerken buna göre hareket etmesini istiyoruz. Hakları için mücadele eden işçileri yalnız bırakmama çağrısı yapıyoruz” şeklinde konuştu.
Urfa’daki fabrika işçilerinin neredeyse tamamının asgari ücretle çalıştığına dikkat çeken Türkmen, işçilerin hiçbir iş güvencesinin olmadığını ve yasal haklarını kullanamadıklarını vurguladı.
“Yetkililerin görevi Uğur Tekstil patronunu korumak mı?”
Urfalı işçilerin sürekli baskıya maruz kaldığını dile getiren Türkmen, patronların yetkililerden cesaret aldığını söyledi. Türkmen yetkililere şu şekilde seslendi:
“İşçiler sürekli baskı, tehdit, mobbing ve tutanak terörüyle karşı karşıyalar. Patronlar bu cüreti aynı zamanda yetkililerden alıyorlar. Yasaları uygulamaktan sorumlu olan yetkililere seslenmek için, onların sorumluluklarını hatırlatmak için de buradayız. Dün Uğur Tekstil’in önüne gitmemizi engellediler. Neden? Hangi yasaya göre? Uğur Tekstil’in önü ulusal güvenliği tehdit eden bir bölge mi? Yetkililerin görevi Uğur Tekstil’in patronunu mu korumaktır, yoksa bu ülkede hakkını arayan işçi ve emekçilerin uğradığı haksızlığa karşı yasal sorumluluklarını yerine mi getirmektir.”
Tazminatlar yatırıldı
Uğur Tekstil işçilerinin tazminatlarının yatırıldığını belirten Türkmen, “İşçilerin tazminatları dün itibariyle yatırıldı ama bunula yetinmeyeceğiz. Yarından itibaren fabrikanın önünde, fabrika açılana kadar nöbet tutacağız. İşçi arkadaşlarımız yeniden işe dönüp sendikalı olarak çalışana kadar mücadelemiz sürecek. Avukatlarımız yasal süreci takip ediyorlar, bu fabrikanın ticari sicil kaydında henüz hiçbir bildirim kaydı yok. Bu kapanma meselesi tamamen sendikadan kurtulmak için yapılan bir şey” dedi.
“Suçlu OSB’deki patronlardır”
Türkmen sözlerine şöyle devam etti:
“İşçilere, emekçilere karşı suç işleyen herkes mutlaka hesabını verecek. Gelirken bir tabela gördük, Urfa’da bilim merkezi açılıyormuş. 'Bilimin güneşi Urfa’dan doğacak' diyor Belediye Başkanı. Bilimden bahsediyorlar ama 21. yüzyılda OSB’de patronlar işçilere köleliği dayatıyor. Böyle mi bilim merkezi olacaksınız! Yetkililere sesleniyoruz, bu suça ortak olmayın. Urfalı işçilerin haklı mücadelesi karşısında patronlarla birlik olup ortak olmayın. Eğer bir suçlu arıyorsanız OSB’deki patronlardır.”