TÜPRAŞ işçisi: Geri adım atmayacağız!

TÜPRAŞ’ın İzmir rafinerisinde çalışan bir işçisiyle toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinin gidişatı üzerine konuştuk…

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 29 Mayıs 2019
  • 05:52

- TÜPRAŞ TİS süreci nasıl ilerliyor, son durum nedir?

TÜPRAŞ işçisi: Yaklaşık 5 aydır süren bir süreç var. İlk oturumumuzu 31 Ocak tarihinde yapmıştık. Bunun üzerinden 9 oturum ve 2 oturum da arabulucu çağrısı ile toplam 11 oturum oldu. Bunların sekizinde hiçbir madde geçmedi. Kamuoyunun bildiği gibi şirket yönetimi ilk oturumdan beri üç maddede diretiyor. Sözleşmenin süresi, 40 yıldır süregelen vardiya sisteminin değiştirilmesi ve mazeret izinlerinin 8 günden 3 güne düşürülmesinde ısrar ediyor. Arabulucu süreci tamamlandı. Bu görüşmelerde de anlaşma sağlanamadığı için pazartesi günü yüksek hakeme başvuru yapıldı. Süreç resmi olarak yüksek hakemde. Perşembe günü Koç Holding’le sendika bir araya gelecek. Bu görüşmede sermayedar geri adım atar mı, perşembe gününü bekliyoruz.

Biz en başından itibaren söylediğimiz şeyi tekrarlıyoruz. Şu an dört şubesi ve genel merkeziyle birlikte söylem birliğindeyiz. Bu üç maddeden kesinlikle geri adım atmayacağız. Bunun bedeli ne olursa olsun, süreç nereye giderse gitsin TÜPRAŞ işçisinin bakışı da bu yönde. Yarım günlük, tam günlük eylemleri geçtik artık, zaten 2 aydır bu eylemleri yapıyoruz. Artık fabrikayı terk etmeme eylemine dönecek, anlaşma sağlanmazsa. Bundan sonrasını ne sermayedar ne de biz kestirebiliyoruz.

- İşçiler son sürece nasıl hazırlanıyor?

TÜPRAŞ işçisi: Artık işçiler durumun farkında, eylemselliğin işyerine kapanmak olacağının bilincindeler. Genel olarak yansıyanlara göre işçilerin buna hazır olduğu da anlaşılıyor. İçeriye kapandıktan sonra süreç nereye gider bilemiyoruz. Bu süreç üretimin durdurulmasına kadar gidebilir. Her ne kadar grev yasağı olsa da grevi yasaklayamazlar. Grev işçi sınıfının en demokratik, hatta uluslararası sözleşmelerle korunma altına alınmış bir hakkıdır. 1982 Anayasası’nda geçirilen bu yasağı çok da tanımıyoruz. Bunu her fırsatta söylüyoruz. Süreç bizi o noktaya götürürse üniteleri durdurmaya gideceğiz. Bundan sonrasını sermaye tarafı düşünsün.

- TÜPRAŞ en büyük sanayi kuruluşu seçildi, açıklanan cirolar ortada. Bu noktada TÜPRAŞ sermayedarı işçisine ne zam teklif ediyor?

TÜPRAŞ işçisi: TÜPRAŞ için bu bir ilk değil. Şirket her zaman ilk sıralarda yer aldı. Sermaye her yerde sermaye, ne kadar kazanırsa kazansın ilk göz dikeceği şey işçilerin hakları oluyor. Önemli olan bizim ne yapacağımız. Genel müdür açıkladı, basına yansıdı, zaten patron teklif verecek olsaydı “bu işçiler fazla ücret alıyor” diye çabaya girmezlerdi. Ne kadar kazandıkları belli. Yapmak istedikleri de belli. Bizim maaşlarımız üzerinden kesinlikle gerçek olmayan rakamlarla halkın gözünde durumu çarpıtmaya çalışıyorlar. Zaten “biz çok kazanıyoruz alın size de şu kadar zam” diye düşünselerdi ilk teklifleri saat ücretine sıfır zam, bir brüt ücretinizi net olarak verelim şeklinde olmazdı. Biz bu tekliflerine rüşvet diyoruz zaten. Hatta arabulucu görüşmelerinde arabulucu, patron tarafına, “Ne uygulamada ne de geçmişte böyle bir zam teklifi yoktur, teklifinizi revize edin” diyerek uyarıda bulundu.

- Süreç ilerledikçe işçilere yönelik baskı uygulanmaya başlanmıştı. Baskılar sürüyor mu?

TÜPRAŞ işçisi: Baskılar sürüyor. Bunun yanında sendikayla işçiler arasındaki bağı koparmaya çalışıyorlar. Genel müdür bir ünitede işçilere “O masada konuşulanları size anlatsak sendikanın kapısına dayanırsınız” demiş. Biz bunun üzerine görüşmeler sendikanın genel merkezinde yapılıyor ve bu salonda kayıt yapılabiliyor, kameraları açalım tüm işçiler canlı olarak izlesin dedik. Sendika itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor, bu yaptıkları, işçiler tarafından tam tersine tepkiyle karşılanıyor.

TÜPRAŞ yöneticilerinin, sendikayı ne sandıklarını anlamıyoruz. Sendikayı fabrikanın dışında bir kurum sanıyorlar. Şubede sadece 3 profesyonel var, yönetimdeki 17 işçi fabrikalarda çalışıyor. O yüzden bu söyledikleri işçilerin nazarında bir anlam ifade etmiyor. Basında-medyada yalan yanlış beyanlar, demeçler sermaye tarafının nasıl bir sıkışmışlık içinde olduğunu gösteriyor. Ben 13 yıllık TÜPRAŞ işçisiyim hiçbir TİS’te medyayı bu kadar kullanmaya çalıştıklarını görmedim. Biz bunu şöyle yorumluyoruz: biz direniyoruz, eylemler yapıyoruz, onların da paraları var, medya gücü var, bir şekilde kullanmaya çalışıyorlar.

TÜPRAŞ sözleşmesinin salt bir TİS olmaktan çıktığının da farkındayız. Türkiye işçi sınıfının, kiminin direk kimininse göz ucuyla da olsa bizi takip ettiğinin bilincindeyiz. Onun için hem TÜPRAŞ işçisi için hem de Türkiye işçi sınıfı için umut olabilir miyiz düşüncesiyle, özellikle dayattıkları 3 maddeye karşı geri adım atmayı düşünmüyoruz. Sonu nerede biterse bitsin geri adım atmayacağız.