Ücretsiz izin saldırısına karşı fabrika önünde direnen TOMİS üyesi Sinbo işçileri işçi forumu gerçekleştirdi. Direniş çadırı önünde “Pandemi sürecinde işçi sınıfına yönelik saldırılar ve ne yapmalı?” başlıklı gerçekleştirilen işçi forumu salgın boyunca ölümle baş başa bırakılan sağlık emekçilerine atfedildi.
İşçi forumu açılış konuşmasında Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası olarak, ücretsiz izin saldırısının başladığı günden bu yana çeşitli araç, yol ve yöntemle mücadele ettiklerini belirterek ücretsiz izin saldırısına karşı kurulan direniş çadırının 4. gününde gerçekleştirilen forumu sağlık emekçilerine atfedildiğini ifade etti.
Pandemi sürecinin başından bu yana hiçbir önlem alınmadan ölümle baş başa bırakılan, koronavirüsten kaynaklı yaşamını yitiren sağlık emekçileri adına yapılan 1 dakikalık saygı duruşunun ardından Sinbo’daki örgütlenme süreci aktarıldı. Ardından direnen işçilerden biri söz aldı ve şunları ifade etti:
Pandemi önlemi altında saldırı
“Pandeminin başladığı zaman, devlet bazı torba yasalar çıkardı. Bu yasalar patronlar için düzenlenmişti. İlk çıkarılan yasa kısa çalışma ödeneği yasasıydı. Sinbo’da pek çok işçi kısa çalışma ödeneğinden faydalandı. Bu fabrikadaki iş yükünü artırdı. Diğer yasa ise ücretsiz izin idi. Patron bu yasayı kötüye kullanarak, pandemi önlemi olarak sendikal faaliyet yürüten işçileri ücretsiz izne çıkardı. 600 kişi çalışan Sinbo’da sendikal faaliyet yürüten 6 işçi ücretsiz izne çıkarıldı. Biz 7244 nolu kanunun tamamen çekilmesini istiyoruz. Ücretsiz izne çıkarılan işçilerin işbaşı yapmasını istiyoruz. Patron bizi cezalandırmak adına bu yasayı kötüye kullandı, devlet de bunu denetlemedi. Çıkarılan yasalar patronlar için.”
“Susarak haklarımızı yitiriyoruz”
Bir başka işçi söz alarak Türkiye’de işçilerin sendikalaşırken karşılaştığı sorunlara değindi ve şunları ifade etti:
“İşçilerin korkularından biri, patronların gösterdiği açlık ve işsizlik sopası. Bir diğeri ise başka sendikaların işçilerden habersiz patronla anlaşması. İşçiler korkuyor. Korkunun ecele faydası yok. Karanlık bir dönemden geçiyoruz. İşçi sınıfı karşı karşıya kaldığı saldırılar karşısında susuyor. Susarak hiçbir şey elde edemeyiz. Susarak haklarımızı yitiriyoruz. Sendikalı olmak yasal hakkımızdır, yasal hakkımızı kullanmalıyız. Ancak bu şekilde çalışma şartlarını kötü ve ağır olmaktan çıkarabiliriz. Herkesi bu mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyoruz.”
“En küçük hakkımız için bile mücadele etmeliyiz”
Yeni Dünya için Çağrı Gazetesi adına yapılan konuşmada pandemi süreci boyunca tüm ülkelerde işçilere dönük pek çok saldırının hayata geçirildiğini, bu dönemin patronlar için bir fırsat olduğu ifade edildi. Konuşmanın devamında “Bu sistem işçilere değer vermez. En küçük hakkımız için bile mücadele etmeliyiz. Özellikle böyle bir dönemde direnmek çok önemli. Sinbo işçilerinin direnişini selamlıyoruz” denildi.
“Sinbo işçileri yürünmesi gereken yolu gösteriyor”
Devrimci Gençlik Birliği adına yapılan konuşmada işçilerin karşı karşıya kaldığı açlık ve ölüm ikileminin, öğrenciler açısından da eğitim ve sağlık arasında bırakıldığı, uzaktan eğitimin fırsat eşitsizliğini bir kez daha açığa çıkardığı ifade edilerek “Sinbo işçileri bize yürünmesi gereken yolu gösteriyor. Bir kez daha direnişinizi selamlıyoruz” dedi.
“Dişe dişe mücadele etmeliyiz”
Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası adına yapılan konuşmada pandemi sürecinde tekstil sektöründe işçilerin durumu aktarılarak “Saldırılar karşısında yapmamız gereken tabandan birliğimizi kurup, onurumuza sahip çıkmaktır. Patronlar pandemiyi fırsata çevirirken biz dişe diş mücadele etmeli, örgütlü davranmak zorundayız. Aksi takdirde bedeller ödenerek kazandığımız haklarımız bir bir elimizden gidecek” denildi.
İnşaat İşçileri Sendikası adına yapılan konuşmada “Resmi rakamlara göre 2.5 milyon işçi ücretsiz izne çıkarıldı. Sinbo işçilerinin ücretsiz izin saldırısına karşı buradaki direnişleri önemli bir yerde durmakta” denildi. Konuşmanın devamında pandemi sürecinde inşaat sektöründe yaşananlara değinerek şartların ağırlığına dikkat çekildi ve direniş selamlandı.
Ardından koronavirüs testi pozitif çıktığı için karantinada olan TOMİS Başkanı Dilbirin Acar telefonla bağlanarak direnişi selamladı. Covid-19’un işçi sınıfı hastalığı olduğunu ancak buna karşı mücadele eden Sinbo işçilerinin direnişinin önemli olduğunu ifade ederek “TOMİS direniş alanlarında kuruldu, direniş çadırlarında mücadele etmeye devam edecek” dedi.
“Bu atmosferi dağıtacak olan bilinçli, örgütlü, devrimci işçilerdir”
Yapılan bir başka konuşmada ise gerçek anlamda hiçbir önlem alınmadığı için fabrikalar salgının merkezi durumuna geldiği ifade edildi. Konuşmada şunlar ifade edildi:
“Çabaları, sermayenin yaşadığı krizi daha rahat aktarmak ve on yıllardır geçirmeye çalıştıkları saldırıları pandemi vesilesiyle hayata geçirme çabalarıdır. Ses çıkaran işçiler ise ücretsiz izin saldırısı ile cezalandırılmak istendi. Buradaki sınıfsal tavra karşı işçi sınıfı örgütlü bir sınıf olarak çıkmadığı sürece bu saldırılarla kaşı karşıya kalacağız. Yaratılan korku atmosferini dağıtmak zorundayız. Bu atmosferi dağıtacak olan bilinçli, örgütlü, devrimci işçilerdir. İşçi sınıfının devrimcilerle bütünleşmesiyle mümkün olacaktır.”
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde de direniş çadırında yapılacak programa çağrı yapılarak forum sona erdi.
Kızıl Bayrak / İstanbul