Ferdi Çolak, Dilben Türker, Tamer Yılmaz, Hüsne Kuralay ve Kardelen Çelik… Bu saydığım isimler, günlerdir Sinbo Fabrikası önünde direniş çadırı kuran Sinbo işçileri…. Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesiydiler, fabrikadaki kötü çalışma koşullarına, baskı ve mobinge karşı sendikal mücadele yürütüyorlardı, ücretsiz izine çıkartıldılar. Şimdi fabrika önünde direnişteler…
İşverenin dayattığı ücretsiz izin uygulaması, pandemide iktidar eliyle patronlara takdim edilen bir can simidi oldu. İşverenler de pandemi krizini fırsata çevirerek işçileri ücretsiz izne çıkarıyor. Ücretsiz izindeki bir işçi, normal ücreti kaç lira olursa olsun günlük 39 TL’ye tekabül eden aylık toplam 1.168 TL nakdi ücret desteği denen sefalet ücreti alıyor. Ağustos ayında açıklanan son açıklanan rakamlara göre Türkiye’de 1 milyon 976 bin kişi ücretsiz izne çıkartılmıştı, bu sayının Kasım ayı itibariyle 2 milyonu geçtiği tahmin ediliyor. Aileleriyle birlikte 4 milyonu aşan kişi, pandemi döneminde 1.168 TL’lik sefalet ücretine terk edildi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, ‘Türkiye’de Ücretsiz İzin Gerçeği’ başlıklı rapor hazırladı. Bu rapora göre, ücretsiz izne çıkartılan işçilerin yüzde 47’sinin asgari ücretin yarısı kadar yüzde 13’ünün ise asgari ücretten daha fazla gelir kaybına uğradı. Ayrıca, ücretsiz izinde işçinin uzun vadeli sigorta kolları primi ve emeklilik primleri de ödenmiyor. Bu da demektir ki ücretsiz izin uygulaması sadece açlığa mahkum etmekle kalmayıp emeklilik hakkını da gasp ediyor… Bu uygulama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla 2021 yılının Haziran ayı sonuna kadar yürürlükte kalacak.
Salgının başından itibaren, koronavirüs salgınının işçinin mücadelesinin, örgütlülüğünün, varlığının karşısına işveren/iktidar tarafından bahane olarak sunulduğunu çeşitli örneklerle gördük. Bugün de Sinbo Fabrikası’nda benzer bir durum yaşanıyor. Sinbo Fabrikası, sicili temiz bir fabrika değil. Halihazırda daha önce çeşitli iş kazalarının, cinayetlerinin yaşandığı, sendikal faaliyet yürüten işçileri işten çıkarıldığı, salgın koşullarında 200 işçinin koronavirüse yakalanmasına rağmen üretimi durdurmayan bir fabrika olarak zaman zaman kamuoyunun gündemine giriyordu. Bu kez de, 6 işçiyi sendikal faaliyet yürüttüğü için pandemiyi bahane ederek ücretsiz izne çıkardı.
Ferdi Çolak, Dilben Türker, Tamer Yılmaz, Hüsne Kuralay ve Kardelen Çelik… Bu saydığım isimler, günlerdir Sinbo Fabrikası önünde ücretsiz izne çıkarıldığı için direniş çadırı kuran Sinbo işçileri…. Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) üyesiydiler, fabrikadaki kötü çalışma koşullarına, baskı ve mobinge karşı sendikal mücadele yürütüyorlardı. Şimdi fabrika önünde direnişteler…
'Bizim üzerimizden içerideki işçilere gözdağı veriliyor'
Konuştuğumuz Sinbo Fabrikası işçisi Ferdi Çolak, fabrikanın sendika düşmanlığının eskiye dayandığını, daha önce sendikal faaliyet yürüttüğü için 6 arkadaşının işten çıkarıldığını hatırlattı. Ücretsiz izin uygulamasını içeren geçici 7244 yasasını işverenin tek taraflı olarak kötüye kullandığını söyledi. Kendisiyle birlikte ücretsiz izne çıkarılan 6 kişinin sendikal faaliyet yürüten işçiler olduğuna dikkat çekti, Sinbo Fabrikası’ndaki çalışma koşullarını, neden sendikaya üye olduklarını anlattı. Çolak, "Sinbo’da ağır koşullar altında ezilerek çalışıyorduk. Bazı ustalar, şefler mobbing ve baskı uyguluyordu. 2-3 kişinin bakacağı makineye 1 kişiyi baktırıyorlardı. Biz de haklarımızı aramak için Tüm Otomotiv ve Metal Sendikası’na üye olduk" dedi.
Sinbo’nun kendilerine ücretsiz izin vererek içerideki işçilere de gözdağı verdiğini aktardı. Sinbo yönetiminin, içerideki işçilere "Bakın ben bunları ücretsiz izne çıkardım, sizi de çıkarırım" diyerek tehdit ve baskı uyguladığını söyledi. Bu baskı ve tehditlerin hala sürdüğünü ifade etti.
İçeride üretim artıyor, sendikalı işçiler ücretsiz izinde
Sinbo işçisi Dilben Türker de kendi sendikal mücadeleye katılımını şöyle ifade etti: "Çalıştığım süre içerisinde maaşlarımızın geç yatırılması, parça parça yatırılması, belirsiz günlerde yatırılması nedeniyle sendikaya üye oldum.’’ Türker de içerideki kötü çalışma koşullarını aktardı: ‘’İşçilere dönük mobbing baskı, istifaya zorlama, performansa dayalı yoğun çalışma koşulları vardı. Pandemi sürecinde tüm bunlar daha da arttı. Pandemi süreci içerisinde birçok arkadaşımız istifa edip gitmek zorunda kaldı."
Kendilerinin ücretsiz izne çıkarılmasıyla ilgili, direniş çadırı kurmadan önce de çeşitli basın açıklamaları düzenlediklerini, bildiri dağıtımı gerçekleştirdiklerini, dava açtıklarını söyledi. İlk 2 aylık ücretsiz izin süreçleri geçtikten sonra evlerine gönderilen evrakla 2 ay daha ücretsiz izne tabii tutulduklarını öğrendikten sonra direniş çadırı kurma kararı verdiklerini ifade etti.
Kendilerinin ücretsiz izinde oldukları sürede içeriye işçi alımları devam etmiş. Türker, "Virüse dayalı önlem kapsamında bizi çıkardıklarını söylüyorlar ama içeride üretim daha da artmış, çalışma saatleri 12 saate çıkarılmış" diye konuştu.
'İşverenler sermayelerine sermaye katarken işçilerin hayatlarını düşünmüyor'
Tamer Yılmaz, ücretsiz izne çıkartılma sürecini şöyle açıkladı: "İçeride sendikal faaliyet yürüttüğümüz için, bu onlara bir tehdit olduğu için bu yasayı fırsat bilip bizi ücretsiz izne çıkardılar. 2 ay sonrasında, bir 2 ay daha ücretsiz izin verdiler. Bizi hiç içeri almadan, dışarıda tutarak ücretsiz izin saldırısına devam ettiler.’’ Yılmaz, "İşveren sermayesine sermaye katarken işçilerin hayatını düşünmüyor" dedi ve ekledi: "Bizi açlığa mahkum ediyorlar. Ben 4 kişilik bir aileyim, benim 2 tane çocuğum var. 1168 TL nereye yetsin? Çevremiz, ailemiz yardım ediyor ama onlar da nereye kadar yardım edecek? O da belli değil" diye konuştu.
Sinbo işçilerinin talepleri şöyle:
"-7244 sayılı geçici yasa iptal edilsin, tüm çalışanlara iş ve gelir güvencesi sağlansın.
-Keyfi ve hiçbir hukuki dayanağı olmadan ücretsiz izin saldırısı ile karşı karşıya kalan üyelerimizin hak kayıpları giderilsin, ücretsiz izin uygulaması sonlandırılsın.
- Sendikaya üye olma hakkı başta olmak üzere sendikal haklara dönük yasadışı saldırılar son bulsun. Çalışma saatleri ve koşulları salgının açığa çıkardığı gerçekler üzerinden, işçi sağlığı ve güvenliği önlemleri esas alınarak düzenlensin.
- Coronavirus pozitif çıkan bölümler başta olmak üzere tüm fabrikada genel karantina önlemleri alnsın, işçiler ücretli izne çıkarılsın.
- Yönetimin talimatıyla, ustabaşı ve şeflerin hayata geçirdiği baskı, mobbing, tehditler sonlandırılsın. İlgili bakanlıklar ve birimleri fabrikaları denetleyerek görev ve sorumluluklarını yerine getirsinler, patronların her türlü keyfi tutum ve dayatmasını örtbas etmekten vazgeçsinler.’’
Sultan Eylem Keleş - Artı Gerçek / 21.10.20