Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu, Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri Sendikası (TOMİS) ve Devrimci Tekstil İşçileri Sendikası’nın (DEV TEKSTİL) “Emeğin kurtuluşu insanlığın kurtuluşu olacaktır!” şiarıyla örgütlediği işçi forumu Şişli Nazım Hikmet Kültür Evi’nde gerçekleşti.
Pek çok sektörden işçilerle birlikte, direnişçilerin katıldığı forum selamlandıktan sonra açılış konuşması gerçekleştirildi. Açılış konuşmasını yapan BDSP temsilcisi ilk olarak işçi ve emekçilere yönelik çok yönlü saldırıların bir özetini sundu. Bununla birlikte dinci-gerici rejim iktidarı altında gelişen siyasal gelişmelere, AKP-MHP iktidarında ortaya çıkan kirli ilişkilere değinildi. AKP iktidarının 15 Temmuz’u işçi ve emekçileri baskı altına almak, sindirmek, devrimci hareketi ezmek için bir fırsata çevirdiği söylendi. İşçi sınıfının emek mücadelesinin önüne, demokratik hak ve özgürlükler kısıtlandığı, siyasal özgürlüklerin yok edildiği bir sürecin getirildiği belirtildi. Pandemi ve kriz sürecinde sermayenin saldırılarının AKP iktidarının sunduğu çok özel imkanlarla devreye sokulduğu vurgulandı. Böylesine elverişsiz koşullarda, yol açıcı bir örnek olarak Sinbo direnişi ve deneyimlerinden bahsedildi. Ardından yaşanan hareketlilik açısında çorap işçileri, moto kurye, Migros, Farplas, Pressan direnişlerinin eksi ve artıları değerlendirildi. Konuşmanın bu bölümünde dikkat çeken bir zayıflık alanı olarak direnişlerin kitleselleşememesi vurgulandı. Sermaye iktidarının saldırılarına karşı güçlü bir karşı koyuş üretilmesine yanıtlar sıralandı. Son dönemde işçi sınıfının gittikçe ağırlaşan çalışma ve yaşam koşullarına somut örneklerle açıklık getirilirken diğer taraftan sermayenin her geçen gün zenginleşmesinin tablosu sunuldu. Burada ETF direnişi örneği üzerinden sermaye ve işçi sınıfının durumu özetlendi.
Konuşmada temel vurgular olarak şunlar öne çıktı:
“Emperyalist-kapitalist sistemin bir bütün olduğu ve içine girilen krizi fırsata çevirerek her zaman kar ettiği,
Emperyalist kapitalist sistemin karşısına bir sınıf olarak çıkmak zorunluluğu,
Bu noktada emeğin kurtuluşunun kapitalizmi yıkmaktan geçtiği,
Emeğin kurtuluş mücadelesinin önünde engellerin alt edilmesi gerektiği,
Bu açıdan alt kimliklerin değil sınıf kimliği üzerinden örgütlenmenin sağlanabilmesi gerektiği.”
İşçilerin, sınıf kimliğini kuşanmasının önünde basın-medya yoluyla; milliyetçilik mezhepçilik, şovenizm vb. aşılandığı ifade edilerek bunların aşılması noktasında açıklamalar yapıldı.
BDSP temsilcinin konuşmasının temel vurgusu çok yönlü saldırıların olduğu buna karşı topyekun mücadele hattının örülmesi, devrimci bir sınıf hareketinin yaratılması ve tüm sorunların çözücü halkası olarak emeğin kurtuluş mücadelesinin güçlendirilmesi gerektiğiydi. Çevre sorunundan kadın sorununa, ulusal sorundan barınmaya kadar gerçek ve kalıcı çözüm noktasında emek mücadelesi halkasının yakalanması üzerinde duruldu. Konuşmada ayrıca mülteci meselesinden, seçim gündemine, kadın sorununa değin pek çok konu başlığı bunların sermaye tarafından nasıl kullanıldığı ve işçi sınıfının nasıl ele alması gerektiği ekseninde değerlendirildi.
BDSP konuşmasından sonuçlar olarak şunlar ifade edilebilir:
*İşçi sınıfı seçimler konusunda da kendi bağımsız sınıf tutumunu almak zorunda olduğu,
*Devrimci siyasal sınıf bilincine sahip öncü bir işçi kuşağın yaratılması
*Direnişlerin ortak bir eksende birleştirilmesi
*Emeğin kurtuluş mücadelesinin büyütülmesi
*Bulunulan her alanda sorunları sınıfsal bir perspektifle ele almak zorunluluğu dile getirildi.
Forumda ilk konuşmayı ise ETF tekstil işçisi yaptı. 66. gündür devletin zor gücüne karşı, haklarını gasp eden patrona karşı verdikleri mücadeleyi özetledi ve sınıf dostlarına teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Ardından söz alan Dilbent Türker, Dünya Kadın Konferansı’ndan deneyimlerini aktardı. Farklı ülkelerden işçi kadınların yaşadıkları sorunlardan ve deneyimlerden bahsetti. Konferanstan çıkan kararlardan biri olarak ABD ve NATO’ya karşı birleşik enternasyonal bir mücadele vermeye dikkat çekti.
Forumda Feniş direnişinden bir metal işçisi işçi sınıfının önündeki engellerden biri olarak sendikal bürokrasi ve buna karşı yapılması gerekenlere dair söz aldı.
Bir diğer konuşmada seçimlerin işçi ve emekçilerin inisiyatif almasının önüne geçer tarzda bir gündem olarak öne çıktığı ve sandıklara odaklanmaya çağırdığı söylenildi. AKP-MHP iktidarının yıkılmasının da sokağın gücü ve emeğin kurtuluş mücadelesinin güçlendirilerek mümkün olduğu vurgulandı.
Forumda tekstil işçilerinden lise, üniversite öğrencilerine pek çok katılımcı söz alarak yapılması gerekenlere dair bir hat çizmeye çalıştı.
Kayı inşaat işçileri de foruma video göndererek katılım sağladı.
Yemek sepeti direnişçisi Doğu Yılmaz forumu selamladı ve sürecine dair konuşma gerçekleştirdi. Ayrıca forumda Mağaza Market-Sen, Tuzla DERİTEKS şube başkanı, İşçinin Kendi Partisi (İKP), Emeğin Gücü ve Karayolları Taşımacılık Emekçileri Sendikası adına konuşmalar yapıldı.
SML Etiket direnişçisi Seçil Arı, kadın işçilerin sorunlarına dikkat çekerek 25 Kasım Kadına yönelik şiddete karşı mücadele gününe çağrı yaptı.
İşten çıkarılan SUNNY işçisi sendikal bürokrasisinin oynadığı uğursuz role dikkat çekti. Bir metal işçisi Ulucanlar katliamının yıl dönümünü anarak sözlerine başladı. İşçi sınıfının fiili meşru mücadeleye çekilmesine vurgu yaptı.
Eski Alba direnişçisi, işçi sınıfının bilinçlenmesi gerekliliği üzerine konuşmasını gerçekleştirdi. Bir başka işçi ise işlerin, sendikal bürokrasi eliyle de ücret mücadelesiyle sınırlandırıldığı ve siyasallaşmasının engellendiğini somut fabrika örnekleri üzerinden dile getirdi.
İEKK adına yapılan konuşmada, "Bu düzene karşı tüm işçi ve emekçi kadınları emeğin kurtuluşu mücadelesine çağırıyoruz" denildi.
MİB adına yapılan konuşmada, metal sektöründeki sözleşme süreci, banka promosyonları, ek zam ve bunlar karşısında kayıtsızlığını bir kez daha gösteren sendikal bürokrasi ve buna karşı metal işçilerinin yükselen tepkilerden bahsetti. Bu tabloya karşı örgütsüzlüğe son verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Forumda Devrimci Gençlik Birliği’nin drama topluluğu “Barınamamanın halleri” isimli tiyatro gösterimi gerçekleştirdi.
Ayrıca bir metal işçisi de Bertolt Brecht ve Nazım Hikmet’ten şiirler sundu.
Son konuşmalar olarak İşçi Emekçi Birliği’nin 16 Ekim saat 14.00’de Kartal’da gerçekleştireceği işçi mitingini şimdiden örgütleme ve güçlü bir katılım çağrısı yaptı.
ETF işçileri dayanışma standı açtı. Foruma katılanlar ETF işçilerine maddi destekte bulundu. Forumda ayrıca 2017 lise önünde katledilen Helin Palandöken adına kütüphane yapıldığı ve 9 Ekim’de yapılacak açılışın duyurusu anons edildi.
Son olarak kapanış konuşması yapıldı. Forum boyunca süren konuşmalardan önemli noktalara değinildi. Kapitalist sınıf iktidarını yıkmanın devrimci bir sınıf hareketini yaratmaktan geçtiği, emeğin kurtuluşunun insanlığın kurtuluşuyla mümkün olduğu ve bunun güçlendirilmesine çağrı yaptı.
Son konuşmada şunlar ifade edildi:
“Bizler bu topraklara köklerimizi saldık sermaye iktidarı hangi saldırıyı devreye sokarsa soksun bunu sökemeyecektir. İşçi sınıfının bayrağı altında mücadele alanlarında olmalıyız”
İşçi Forumu’na DERİTEKS Tuzla Şube Başkanı, Emeğin Gücü, İşçinin Kendi Partisi, Avcılar Kültür Sanat Derneği, Yeni Dünya için Çağrı, Mağaza Market SEN, Karayolları Taşımacılık Emekçileri Sendikası, İşçi Hareketi Koordinasyonu katılım sağladı.
Kızıl Bayrak / İstanbul