Tüm Otomotiv ve Metal İşçileri sendikası öncülüğünde Sinbo fabrikasında keyfi işten atmalara, Kod 29 saldırısına ve sendikal faaliyetlerin engellenmesine karşı başlatılan direnişin 210. gününde söyleşi gerçekleştirildi.
“Dayanışmayı yükselttik”
Sinbo direnişçisi Dilbent Türker ve TOMİS temsilcisi Ankara’ya gerçekleştirdikleri yürüyüşü ve direnişin deneyim ve kazanımlarını paylaştıkları söyleşi Ankara yürüyüşünü anlatan sinevizyon gösterimi ile başladı. Ardından TOMİS temsilcisi direnişi boyunca Sinbo patronuna ve sermaye iktidarının sınıfa yönelik saldırılarına karşı verdikleri mücadeleyi aktardı. Fabrika içi ve önünde örgütlenme çalışmalarının aktarıldığı konuşmada işçi sınıfını sadece ekonomik taleplerle mücadeleye çağırmadıklarını, ülke ve dünya gündemini saran ekonomik ve siyasal krize, kadın sorunundan çevre sorununa, artan ırkçılık şovenizme karşı başta Kürt halkı olmak üzere tüm ezilen haklarla dayanışmayı yükselttiklerini anlattı.
Yürüyüşleri boyunca farklı iş kollarından işçilerin, siyasi parti ve kurumların dayanışması ile direnişin büyüdüğünü vurguladı. Ankara’ya gerçekleştirmek istenen yürüyüşte iktidarın ve kolluk kuvvetlerinin keyfi yasaklarla engellemelerde bulunduğunu aktardı. Sınıfın örgütlenmesinden ve işçi sınıfının taleplerinden korkan iktidarın saldırılarına karşı mücadeleyi sürdüreceklerini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı.
“Devrimci sınıf sendikası anlayışı ve fiili meşru mücadele ile saldırıların geri püskürtülebilir”
Sinbo direnişçi Dilbent Türker ise saldırıların arka planındaki siyasal gerçekliğe dikkat çekti. Devrimci sınıf sendikası anlayışı ve fiili meşru mücadele ile saldırıların geri püskürtüleceğini aktardı. TOMİS’in bu süreçte direniş okulları, temsilcileri her alanda vurguladığını aktardı. Bugün var olan yasalara iktidarın kendisinin bile uymadığını örneklerle anlattı.
Konuşmaların ardında soru-cevap ve söyleşi kısmına geçildi. İlk sözü HDP Sancaktepe yönetimi aldı. OHAL’i patronlar için çıkardığını söyleyen iktidarının saldırılarını arttırdığını vurguladı. Sınıfa yönelik saldırıların yanı sıra artan ırkçılık, şovenizm ve Kürt halkına yönelik saldırıları anlattı. Sınıfın öncülerinin mücadeleyi büyütmek için daha fazla çalışması gerektiğini aktardı.
İşçi Temsilcileri Konseyi adına yapılan konuşmada açlık sınırın altında yaşayan milyonlarca işçinin artık “Korkmaması” gerektiği vurgulandı. Kaybedecek bir şeyi kalmayan sınıfın insanca ve onurlu yaşayabilmesi için mücadele etmekten ve birlik olmaktan başka çaresi olmadığını aktardı.
Birleşik İşçi Kurultayı direnişi ve etkinliği selamladı. Direnişin gücünü örgütlü mücadeleden aldığını anlattı.
KHKlı bir kamu emekçisi ise işçi-emekçilerin örgütlü olmadığı koşullarda kazanamayacağını anlattı. KHK direnişleri boyunca sendikalarının direnişi sahiplenmediğini, TOMİS gibi tüm işçilere-emekçilere direnişi anlatıp, fiili-meşru mücadele etmediğini anlattı. Sendikal bürokrasiyi teşhir eden konuşmasıyla tabandan örgütlenme çağrısı yaptı.
Soru-cevap bölümünde Sinbo direnişinin örgütlenme süreci, fabrikada örgütlenme çalışmaları anlatıldı. Fabrikada çalışan işçilerin bu süreçte bilinçlerindeki değişim aktarıldı.
Canlı geçen sohbetin ardından birleşik kitlesel bir mücadele programının çıkarılması çağrısı yapıldı.
Kızıl Bayrak / Sarıgazi