İşçi sınıfının, birlik, mücadele dayanışma günü 1 Mayıs’ın öngünlerindeyiz.
Bu yıl 1 Mayıs’ı işçi ve emekçiler için olağanüstü koşullarda karşılıyoruz. Dünya genelinde salgına yakalananların ve ölenlerin sayısı her gün artıyor. Bilim insanları salgına karşı önlem olarak “evde kal” çağrıları yapıyor, “fiziksel mesafe”nin korunmasını öneriyor. Ülkemizde ise işçi sınıfı, AKP-MHP hükümeti tarafından en sağlıksız koşullarda çalışmaya zorlanıyor. Hükümetten güç alan kapitalistler ise, ancak mecbur kaldıklarında üretime ara veriyor.
Yaşadığımız coğrafyada tüm topluma yetecek miktarda maddi zenginlik var. Salgına karşı önlem çerçevesinde üretim 2-3 hafta dursa bir şey olmaz. Kapitalistlerin kasalarındaki para biraz azalar, saraylarda sefahate bir süre ara verilirdi. Oysa onlar ne yapıyor? Salgın sürecinde bile servetlerine servet katmak için işçileri ve ailelerini ölüme sürüklüyor, virüse kurban etmekten geri durmuyorlar. Fabrikalardan her gün virüs bulaşan işçilere dair haberler geliyor. Durum bu kadar vahimken T. Erdoğan ‘çarklar dönecek’ diyor. Bundan dolayı da arkadaşlarımız ölümle burun buruna çalışmaya zorlanıyorlar.
Sermayeye hizmette kusur etmeyen AKP iktidarı, salgını fırsat bilerek, sermayeyi teşviklerle ve çıkardığı yasalarla ihya ediyor. Ücretsiz izni yasal hale getirerek kapitalistlere hediye ediyor. Ücretlerimizden yapılan kesintilerden oluşan İşsizlik Sigortası Fonu, daha fazla patronların yağmasına açıldı. Kazanılmış haklarımıza pervasızca bir neşter daha vuruldu.
Salgın bir kez daha gösterdi ki, yaşadığımız düzende iki ayrı sınıf var… Sermaye sınıfı ve biz işçi sınıfı… Bu iki sınıfın çıkarları birbirine zıttır. Bu her zaman öyleydi. Salgın sürecinde çok daha net görüldü. Bu iki sınıf arasındaki çatışma 200 yıldan devam ediyor. Sınıfsız, sömürüsüz bir dünya kurulana kadar da devam edecek.
1 Mayıs’ta bu iki sınıfın karşı karşıya geldiği en önemli günlerden biridir.
1 Mayıs, tüm dünyada işçi sınıfının sermayeye karşı taleplerini ve özlemlerini haykırdığı bir mücadele günüdür.
1 Mayıs, işçi sınıfının sınıfsız, sömürüsüz, özgür bir dünya isteğini yükselttiği bir kavga günüdür.
Bu 1 Mayıs’ı, başta yaşam hakkımız olmak üzere, gasp edilmek istenen haklarımızı korumak ve geleceğimizi savunmak için mücadele gününe dönüştürelim.
Salgın koşullarının ortaya çıkardığı zorlukları da gözeterek, fabrikalarımızı ve yaşam alanlarımızı 1 Mayıs’ın mücadele ruhuyla eylem alanına çevirelim.
Salgının ve krizin faturasını ödememek için 1 Mayıs’ın mücadele ruhuyla donanalım, sermayeye ve bizi virüse yem eden AKP rejimine gücümüzü gösterelim!
Tekstil İşçileri Birliği