İşçi Emekçi Birliği (İEB) direnen Pressan işçileri ile dayanışma amacıyla bir basın toplantısı gerçekleştirdi. Asalak Pressan patronları, sermaye örgütü MESS ve TM çetesine karşı direnen işçilerinin sendikasının TOMİS olduğu vurgulanan basın toplantısında, ilk sözü direnişçi işçi Selçuk Çelik aldı.
Çelik: Mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz!
Pressan’da 8,5 yıl çalıştığını ve hakkını aradığında işten çıkarıldığında belirten Çelik, Pressan’da çalışma koşullarını, sendikalaşma süreci ve ardından baskı ve mobbinge karşı komiteleşme deneyimlerini aktardı.
TOMİS’i, 2015’te Metal Fırtınası’da göstermiş olduğu mücadeleden dolayı seçtiklerini ifade eden Çelik, gelinen yerde patronun direnişe tahammülsüzlüğünü anlattı. Fabrikanın kameralarla çevrelendiğini, kapısına polis yığınağı yapıldığını, içerde baskının arttığını ve dirençle karşılaşan patronun yasal olmayan yollara başvurduğunu hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
“Çalışma Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ile ortak suç işlediler. Sermaye gücünü her yerde görüyoruz. Sermayenin bu çarkını kırmak için mücadelemizi sonuna kadar yürüttük. Devletin kurumları patrona TM ile masaya oturtup TOMİS’i tasfiye etmeye çalıştı. İşçilerden zorla e-devlet şifreleri toplanarak TM’e üye yapıldı. Bir günde TM’e yetki verildi. Bu suça ortak olmayacağız, kesinlikle mücadele edeceğiz. Bu olayın aydınlatılmasını istiyoruz. Biz direnişteki işçiler olarak mücadelemizi sonuna kadar yürüteceğiz.”
Acar: Devlet kurumları ve sermaye iç içe, işçilerin karşısında!
Ardından TOMİS adına Dilbirin Acar söz aldı. 2022 yılı başlarında birçok işkolunda işçilerin açlığa, yoksulluğa karşı mücadele ettiğini hatırlatan Acar, şunları ifade etti:
“Pressan işçileri 2022 yılının başında sendikamızın kapısını çaldığında başta düşük ücretler olmak üzere, fabrikada yaşanan kölelik koşullarını değiştirmek istediklerini ifade ettiler, biz de kapımızı sonuna kadar açtık ve birlikte mücadeleye başladık. Karşımızda sadece Pressan patronu olmadığını biliyorduk, üyesi olduğu MESS’in karşımızda olduğunu biliyorduk.”
MESS’i mücadele eden sendika yöneticilerine karşı baskılardan tanıdıklarını belirten Acar, “Pressan’da yaşanan hukuksuzluklarda MESS de sorumlu” dedi.
Fiili-meşru mücadelenin yani sıra hukuki mücadeleyi de yürüttüklerini, gerekli başvuruları yaptıklarını aktaran Acar, “Şikayetlerimize tek yanıt vermeyen devlet kurumları TM çetesinin yetki başvurusunu sadece 24 saatte onayladı” diyerek işçilerin karşısında sermaye iktidarının ve devletin kurumlarının iç içe işçilere saldırdığını vurguladı. TM çetesine bakanlık tarafından yetki verilmesini değerlendiren Acar, şöyle devam etti:
“Çünkü Pressan’da işçinin söz, yetki, karar hakkına sahip olmasını istemiyorlar. İşçilerin insanca çalışıp yaşayabilecekleri koşullara sahip olmasını istemiyorlar. Pressan işçilerinin karşısına 2. Patron olarak TM’i çıkarıyorlar. Biz TM’i tanıyoruz. 12 Eylül’ün ürünü TM, işçinn aidatlarından saltanat kuran ağa-bey takımıdır.”
Dişe diş mücadele çağrısı
Tüm işçi-emekçilere çağrı yapan Acar şöyle seslendi:
“İşçiler mücadele ettiğinde karşısında sadece çalıştığı yerin patronu değil, işçilerin karşısında birden fazla kesim var. Anayasalar dahi patronların yasalarını koruyor. Eğer ki bu ülkede haklarımıza ve geleceğimize sahip çıkmak istiyorsak işçiler, emekçiler, mücadeleden yana sendikalar, siyasi partiler işçi sınıfının mücadele yasalarını hayata geçirmek zorundadır. Dişe diş bir mücadele gereklidir.”
Eroldu: İşçi sınıfının hukuku ihtiyaç
Söz alan Av. Mehmet Eroldu, Pressan fabrikasında yaşanan huzursuzlukların şaşırtıcı olmadığını, birçok işyerinde benzer sorunların olduğunu, patron tarafından hayata geçirilen uygulamaların hukuksuz ve açık suç olduğunu ifade etti. Anayasal haklarını kullanan işçilere yönelik saldırılara karşı hukuki mücadele veren işçiler içini mahkemelerinin tiyatrodan öteye geçmediğini, kalıcı kazanımlar için işçi sınıfının hukukuna ihtiyaç olduğunu söyledi.
Gözüaçık: Pressan işçilerinin sendikası TOMİS’tir!
İşçi Emekçi Birliği adına söz alan Nurseli Gözüaçık, Pressan Fabrikası'nda mücadele eden işçilerin mücadelesine ve taleplerine sahip çıktıklarını, sermayenin saldırılarına karşı işçi, emekçilerin birliğini savunduklarını ifade etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından ülkedeki sendikal örgütlenmenin düşük olduğu yönündeki açıklamalara rağmen, on binlerce işçinin sendikalı olduğu için işten çıkarıldığını söyledi. Pressan işçileri başta olmak üzere işçi, emekçilerin mücadelesini ileriye taşımak için birlikte mücadele çağrısı ile sonlandırdı.
Kızıl Bayrak / İstanbul