PİB: “Mevcut sendikal anlayış sorunlara çözüm üretemez!”

Petrokimya İşçileri Birliği, yaptığı yazılı açıklamayla son dönemde özellikle petrokimya sektördeki işçi eylem ve direnişlerini değerlendirerek şunları ifade etti: “Son süreçlerde de görüldüğü gibi sınıfımızın kurtuluşu işçilerin birlik olmasında, kararlı olmasında, fiili-meşru mücadele anlayışında. Yani devrimci bir sınıf sendikacılığı anlayışında!”

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 10 Ağustos 2022
  • 19:00

PİB, yaptığı açıklamada, “işçi sınıfının gelişen hareketinin ivmeleneceği ya da duraksayacağı bilinmez ancak gösterilen pratik, çalışma koşullarıyla birlikte ve paralel olarak mücadele araçlarında da bir değişim isteğine işaret ediyor” diyerek, “hareketin geleceği yer, bilinç ve örgütlülük düzeyine bağlı olarak ya Petrol-İş’i yöneticileriyle bir noktaya çekecek ya da bu tatlı su yöneticilerini de kenara atarak mücadelesiyle uyumlu daha kararlı-ilkeli bir sendikal anlayışı var edeceği”ne dikkat çekiyor.

Petrokimya İşçileri Birliği’nin 8 Ağustos tarihinde yaptığı yazılı açıklamanın tam metnini aşağıda okurlarımıza sunuyoruz:

İşçi sınıfı ve emekçiler olarak ekonomik kriz darboğazında, ağır çalışma koşulları altında, işten atma saldırıları ve baskının yoğun yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Bunların karşısında yılların sessizliğini bozan, kararlı mücadelelere tanıklık ediyoruz. Hem sermayenin hem de mevcut sendikal anlayışın ezberlerini bozan bir sürece giriyoruz. Petrokimya sektöründe yaşananlar tabloyu özetler nitelikte. TPİ’de yaşanan süreç ise, bunun en öne çıkan örneği oldu.

Yıllardır sendikal bürokrasinin uzlaşmacı, yasalcı, masa başı pazarlıklara bel bağlayan anlayışı mevcut koşullarda işlevsiz hale gelmeye başladı. İşçinin gücüne ve birliğine değil de bürokrasi içinde kanallar arayarak meseleleri çözmeyi görev edinmiş, mücadeleye ‘aman tadımız kaçmasın’ diye bakan, üretime dokunmamayı burjuvalardan daha çok önemseyen bu anlayış bize çok şey kaybettirdi. Kimi zaman haklarımız gasp edildi, kimi zaman sefalet dayatıldı, kimi zaman ise işçi arkadaşlarımız işten atıldı. Tüm bunları yok saymakta beis görülmedi. Sınıf savaşımını bilmeyenler, işçinin her türlü kaybedeceği ön kabulünü pazarlık sayanlar aslında hep işçiye kaybettirdi. Sermayeyi de bir şekliyle memnun etme arayışı temel ilke haline gelirken esaslı sorunlarımız ‘onları ileriki süreçlerde çözeceğiz’ denilerek rafa kaldırıldı.

Ancak çalışma ve yaşam koşulları kötüleştikçe mevcut sendikal anlayış haliyle sorunlara çözüm üretemez oldu. Sermaye sınıfı kârdan zarar etmemekte diretiyor, baskıyı artırıyor, sömürü ağırlaşıyor. Bunun yanında işçiler de daha yaşanır şartlar için mücadele arayışına giriyor. Artık ‘pazarlığa’ oturmak için bile mücadelenin şart olduğu daha görünür hale gelince kimileri klimalı odalarında şaşkınca süreçleri izler hale geliyor. Petrol-İş’te yönetime değişim iddialarıyla gelenler bir sendikanın merkezi olduğunu iyiden iyiye unutmuş olacaklar ki ‘süreci takip ediyoruz’ demekten öteye gidemiyorlar. Ya da TPİ’deki gibi kazanım elde edildikten sonra gelip aynı yüzsüzlükle kendi başarıları ilan edebiliyorlar.

Tüpraş’ta işte atmalar yaşanırken kenara çekilip topu şubelere atan, TPİ’de üç maymunu oynayan, Standart Profil’de aynı sessizliği koruyan Petrol-İş Genel Merkez yeni gelişen işçi hareketi karşısında yöntem ve anlayışlarını aşan bu durumda başını kuma gömmüş durumda. İşçilerin en insani taleplerle verdiği mücadeleyi yok sayarak hala daha sermaye sınıfına ve kapısını aşındırdığı hükümete ‘zararsız’ olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Daha da kötüsü onların yöntemlerini aşan mücadele pratikleri sonuç vermesin diye endişe içinde işçinin eyleminin zayıflamasını, hatta kaybetmesini arzuluyorlar. Oysa mücadeleci bir sendika işçilerin ağır çalışma ve yaşam koşullarında inim inim inlediği bugünlerde mücadeleyi fabrikalardan tek tek çıkartmalı, onları koordine etmeli, krizi yaratan esas muhattaplardan topyekûn hesap soracak hareketi örgütlemeli. Bunu bırakalım, yapılan eylemlere sahip dahi çıkılmıyor. Destek örgütlemeyi bırakalım, kim destek verirse hedefe çakmak için yer aranıyor. Tam da şirket gibi sendika yönetmenin gerekliliğini uyguluyor ancak sendikaların onların düşündüklerinin aksine işçilerin mücadele aracı olduğu için çok sevdikleri koltukları da sarsılıyor. Çünkü işçiler yıllardır onlara kaybettiren anlayıştan sıyrılmaya başladıkları gibi bu hakim anlayışın temsilcilerini de bir kenara atacak.

İşçi sınıfının gelişen hareketinin ivmeleneceği ya da duraksayacağı bilinmez ancak gösterilen pratik, çalışma koşullarıyla birlikte ve paralel olarak mücadele araçlarında da bir değişim isteğine işaret ediyor. Hareketin geleceği yer, bilinç ve örgütlülük düzeyine bağlı olarak ya Petrol-İş’i yöneticileriyle bir noktaya çekecek ya da bu tatlı su yöneticilerini de kenara atarak mücadelesiyle uyumlu daha kararlı-ilkeli bir sendikal anlayışı var edecek.

Son süreçlerde de görüldüğü gibi sınıfımızın kurtuluşu işçilerin birlik olmasında, kararlı olmasında, fiili-meşru mücadele anlayışında. Yani devrimci bir sınıf sendikacılığı anlayışında! Henüz kat edilmesi gereken bir yol olduğu açık. Söz-yetki- karar hakkının işçilerde olduğu, komitelerin inşaa edildiği bir örgütlenme ve açık bir sınıf bilincinin oluştuğu, bağımsız siyasetini uygulayabildiği bir tabloya ulaşmak için adım atılmalı. Her fabrikadan öncü işçilerle sektör birliğimizi kuvvetlendirelim. Kaybedecek bir şey yok ama kazanacağımız bir dünya var!

Petrokimya İşçileri Birliği

8 Ağustos 2022