Petrokimya İşçileri Birliği (PİB), Tüpraş sermayesinin işten atma hazırlığına ilişkin Tüpraş işçilerine seslendi.
PİB, sözleşme süreci yeni biten Tüpraş'ta işten atma saldırısının devreye sokulduğunu, listelerin oluşturulduğunu ve dört rafineride işten atmaların planlandığını, bazı işçilerin insan kaynaklarına çağırılarak bu yönde bilgi verildiğini belirtti. Aliağa rafineride 27 ve toplamda 90'a yakın işçinin bu saldırının hedefi olduğunun belirten açıklamada, “Saldırı için tarih dahi verilmişken, Petrol-İş süreç ile ilgili bir açıklama yapmış değil” denildi.
PİB’in Tüpraş işçilerine yaptığı açıklaması şu şekilde:
“Tüpraş Sermayesi Petrol-İş şubelerine ve genel merkeze liste veriyor, ‘seçin’ diyor!
İşten atmanın seçimi olmaz! Örgütlülüğümüze yönelik saldırıya karşı topyekûn direnişe!
İşten atma saldırısı tek bir işçiyi hedef almaz. Topyekûn bir örgütlülüğü hedef alır. Mesele kişiler temelli değildir. Saldırı Tüpraş işçisinin sendikal hakları, birliği ve bütünlüğüne yöneliktir.
Sendikanın listeler geldiği an bu listeyi tümüyle reddetmesi gerekirdi. İşten atılması planlanan kişilere sendikal kanallar aracılığı ile haber verilmesinin hiçbir açıklaması yoktur. Sendikal örgütlülüklerimiz ne zamandır insan kaynakları gibi çalışmaktadır? Listeyi yırtıp atmak yerine tartışmaya açmak sendikanın geldiği işbirlikçi noktayı gösterdiği gibi Tüpraş İşçisine de hiçbir şey kazandırmayacaktır.
Derhal harekete geçilmelidir!
Beklemek, masa başı toplantılarda sunulan teklifleri değerlendirmek işten atma saldırı devredeyken bizlere kaybettirir. Listeyi tartışmayı bırakıp derhal çözümü tartışmalıyız. Tek bir işçinin dahi işten atılmasına izin verilmemeli, buna yönelik dört rafineride birden topyekûn mücadeleyi örebilecek eylem hattının en hızlı şekilde kurulması gerekir. Bu nedenle işten atma saldırısının tek gündem maddesi olacağı üye toplantıları 4 rafineride de gerçekleşmelidir. Mücadele önerileri hızlıca ortaklaştırılmalı, Tüpraş İşçisi geçmişten geleceğe mücadele dinamizmini tekrardan Koç sermayesine hatırlatmalıdır. Hayat pahalılığında, işsizlik tehditi ve baskılarla sermaye sınıfı örgütlülüğe savaş açmış durumdayken geri atılmış her adım yarınki mücadelemizi ezmeyi amaçlıyor. Bizleri yanı başımızdaki işçi arkadaşımızın ekmeğiyle terbiye etmeye çalışanlara ‘arkadaşım yoksa üretim de yok!’ diyebilmeli, mücadeleyi örmek adına adımlarımızı daha hızlı atabilmeliyiz.”