İzmir, Kırıkkale, Batman ve Kocaeli Tüpraş'ta çalışan işçileri ilgilendiren toplu sözleşme Perşembe akşamı imzalandı. PİB yaptığı paylaşım ile Petrol-İş Sendikası’nın işçilerin onayını almadan sözleşme imzalandığını duyurdu ve sözleşmede talep edilen hiçbir maddenin kabul edilmediğini belirtti.
Petrokimya İşçileri Birliği imzalanan sözleşmede hak gasplarına dikkat çekerek sosyal yardımların 6 aydan yıllığa çevrildiğini ve iş “kazası” yaşandığında uygun iş bulunamazsa işten atmaların önünün açılacağını vurguladı.
Petrol-İş Sendikası üye işçilere imzalanan sözleşme şartlarını bu şekilde duyurdu:
"2022 TİS görüşmelerinde:
Sözleşme Süresi 3 yıl
Ücret zammı
1.6 ay %40
2.6 ay TÜFE
3.6 ay TÜFE
4.6 ay TÜFE
5.6 ay TÜFE + %3
6.6 ay TÜFE
Ölüm ve Maluliyet Tazminat her %1 işgücü kaybı için 210 TL, en az ödeme tutarı 1.400 TL (%40)
Birleştirilmiş Sosyal Yardım 856 TL (%40)
Yemek Yardımı 27,26 TL (%40)
Evlenme Yardımı 1.216 TL (%40)
Defin Yardımı Kendisi 1.890 TL, Is Kazası 2.310 TL, Anne-Baba-Eş-Çocuk 910 TL (%40)
Doğum Yardımı 762 TL
Bayram Yardımı 895 TL (%40)
23-35-45-57.maddeler mevcut hali ile geçmistir.
Tüm Sosyal Yardımlar 2023 ve 2024 yıllarında yıllık TÜFE oranında artacak."
Petrokimya İşçileri Birliği ise sosyal medyada ilk elden yaptığı açıklama şöyle:
“Tüpraş sözleşmesi imzalandı, işçiye soran yok!
“Bir yandan önceki sözleşmede sefalet dayatılmış, haklarımız YHK eliyle gasp edilmişti. Bir yandan hayat pahalılığı karşısında ücretlerimiz her gün eriyor. Bugün sözleşmede %40 zam verilmesi yarın bunun hiç olacağı gerçeğini değiştirmiyor. Henüz taslak oluşturulurken reel ücretlerdeki erime göz önüne alındığında %50 ücret zammının bile kriz karşısında eksiye düşeceğini belirtirken taleplerin revize edilmesi gerektiğini söylemiştik. Bugün ülkenin dört bir yanında işçi eylemleri bu gerçekliğe yaslanmaktadır.
Ücret zamlarının yanında başta 3 yıllık sürenin 2 yıla düşürülmesi olmak üzere hiç bir talebimiz kabul edilmiş değildir. Aksine sosyal yardımlar 6 aylıkken yıllığa çıkarılması gibi hak gaspları da imza altına alınmış durumda. İş kazası yaşayan işçi, "uygun" iş bulunamadığı takdirde işten atılma riskiyle karşı karşıya.
Bu tabloda en vahimi de işçiye sorulmadan sözleşmenin imzalanmasıdır. İşçinin geleceğine kendinin karar vermesinin bile önüne geçilmesi işçi demokrasisini ayaklar altına almaktır. Bunun devamı olarak daha işçinin örgütlü gücünü gösterecek mücadele verilmeden sermayenin verdiğini kabullenen anlayış bize temelde kaybettiren şeyin kendisidir.
Krizin faturasını ödememek için, hayat pahalılığı altında emeğimizi ezdirmemek için aylardır bizzat işçi sınıfı yürünmesi gereken yolu gösteriyor!”
Kızıl Bayrak / İzmir